- 774 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Afili çaylak
Çok efkârlıyım cancağızım,çok.
Ah bir anlatabilsem neler yaşadığımı, neler hissettiğimi ve neden yorgun olduğumu.Siz de dinleseniz sessiz ve derinden.Olmuyor işte, içimde ördüğüm duvarlar müsaade etmiyor.Belki de size ne derdimden öyle değil mi?
Görüyorsunuz ki kimse de yok yanımda,yalnız başınayım yine.Godot’yu beklediğiniz yetmiyormuş gibi sizi burada saatlerce beklettim.Beni affedin olur mu? İnanın keyfi geç kalmadım,tamamen işlerin yoğunluğu ve insanların riyâkârlığından böyle oldu. Yapmaz demeyin, insanevladı yorduğu kadar engel de oluyor huzurlu hissetmenize kendinizi.Canınız hiçbir şey yapmak istemiyor o an.Bu yüzden bir gün başımı alıp kaybolmak istiyorum Godot gibi.Kimsenin beni bulamayacağı,kimsenin adımı anmayacağı bir yere ve de kimsenin beni tanımadığı…
Öyle bir yer var mı peki?
Bilmiyorum.Bilmiyorum.Bilmiyorum…
Bazen diyorum keşke sofist bir annenin evladı olarak gelseydim bu dünyaya. O zaman herkese şüpheyle bakabilirdim. Paranoyak tepesine çadırımı kurup yaşayıp giderdim.Yanımda da talebelerim biz bize geçinip giderdik.Merak etmeyin, kurduğumuz o küçücük dünyaya sizi misafir olarak kabul ederdik.Varsın o zaman sevmesin bizi Sokrates, varsın Aristo muhalefet etsin bize.
Vız gelir!
Belki de ondan sonra Godot gelirdi yanımıza.Bunca zaman gelmediğine göre,muhakkak eksik gördüğü bir şey olmalı bizde,yoksa ne diye bu kadar bekletsin bizi.Kaldı ki tarih boyunca hiç kimse bu kadar bekletmedi hiç kimseyi.Belli ki düşünmemizi istiyor.Tabii bu anlattıklarım sıkıcı olan hakikatler fakındayım.Kendinizi sorgulamanıza sebep oluyor en nihayetinde ve bu da hiç istemediğiniz bir durum;yaşayıp gidiyorsunuz bir şekilde çünkü. Ne kimse hesap soruyor sizden,ne de siz kafanızı yormak mecburiyetindesiniz bu meselelere.Karnınız aç değil,sırtınız kambur.Ne gerek var canınızı sıkmaya…Vur oynasın, çal oynasın.
Ankaralı Turgut’a hak vermeli:
Kaldır kaldır vur yere
Muhtar kellesi gibi
Binaenaleyh politika,sanat hatta şiir içi pul biber doldurulmuş biber dolması gibi acı gelir size.
Çalkala yavrum çalkala
Şehriye çorbası gibi!..
Neler yaşadığım,neler hissettiğim sizi ilgilendirmiyor değil mi? Tek derdiniz Godot şuan.Haklısınız. Ama bir bakın etrafınıza, Godot görünümlü kaç insan-cık göreceksiniz kimbilir. Kimlik rengi ne mi diye soruyorsunuz Godot’nun? Yazıklar olsun kimlik rengini bile bilmediğiniz birini mi bekliyorsunuz haftalardır? Tüh suratınıza…
Fakat size kötü bir haberim var, O’nun kimlik rengi sizinkinden biraz farklı; hatta kimliği yok desem yeridir. Kimliksiz dedim,kişiliksiz değil. Cinsiyetçi değil cancağızım.Fesuphanallah milliyetçiyi nereden uydurdunuz. Hiçbiri değil.Kesin sesinizi iktidarsız avanaklar!
Milliyetçi olmadığına mı şaşırdınız yoksa? Evet evet ona şaşırmış olmalısınız.Umurumda bile değil desem de, üzüldüm bu halinize.
Kendimle çelişecek kadar iğreti geliyorsunuz bana artık.
Size soruyorum:
Godot gelsin de ne yapsın sizi behey afiliçaylaklar?
Yazıklar olsun!..
Mart 2013
YORUMLAR
Ötekini beklemeye yönelik istekte olmak, herhangi bir zihinsel düşüncenin yahut eylemin ağır basması zaman zaman geçtiğimiz, zaman zamansa içinden çıkamadığımız davranışlarımız olabiliyor.
Kimi an bizde antipati uyandıran, belirsiz duyumsadıklarımız huzuru eşiğinden içeri almıyor.
Aslında benzer yanları var herkesin bu bekleyişlerde.
Kendini değerli yüksek görmek gibi, öyle ki; beklenen “ şey “ bile değerini yitirebiliyor böylesi durumlarda.
Herkese her şeye şüpheyle bakmanın olumsuz ve olumlu yanlarının terazisinde ağır basan yana baktığımda sorgulamanın gerekliliğinin yanı sıra aşırı şüpheciliğin insanı yalnızlaştırdığı kanaatindeyim. Tüm düşüncelere kötülükçü bir önyargı tam da bunu yapmaktadır zira.
Bilinçsizliğin “kimlik “ kaygısı olduğunu ise sanmıyorum.
Kendini bulamayışın bir arayışı da olamadığı gibi bir bekleyişi de olamaz. Bu durumda kişilik değil kimlik öne çıksa ne olur.
Eylemlerine bir anlam yükleyemeyenlerin sonu hep biri yada bir şeyi beklemeye mahkumiyet olur.
~~
Yazınız çok şeye temas eden oldukça düşündürücü, sorgulayıcılığının yanı sıra tatlı sert ifade edişiyle de kendine getirici bir silkelenme etkisi veren bir deneme yazısı olmuş.
Nice güzel yazılarınızı okuma ümidiyle.
Selâm ve saygılarımla.