- 786 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sevda Yazıtı
Bu şehrin sokaklarında ölümler dolaşır gizli gizli
Her ölüm bir aşkı belermiş anlaşılmaz çukurunda
Kim demiş; ’yazılamaz’ diye sevdanın kutsal şiiri
Elbet yazılacaktır gülüm yüreğinin eşsiz sözleri.
Gelgitleri yaşarken köpürürmüş denizler. Bir tufan sonrası hırçınlığın gelgitlerinde maviydi denizlerim. Yüreğim bulanık sulara karışmış, aşkın parmak uçlarında acıların tanımını yapıyordum. Geç kalmış bir yanıt, anlamsız bir açıklama gibi sen düşünce usuma yağmurları hiç dinmedi ülkemin. Günlerce yağan bu yağmurlarda sesin kulağımda yankılandı durmaksızın. Geçmişin tortusunu dağıttın gülüşlerinle ve bu yorgun limana kayığınla giriverdin.
Sen gelmeden önce bardağımdaki su yosunlaşmış, duvardaki resimler solmuştu anlamsız düşüncelerimle. Gözyaşlarını avuçlarıma dökünce sevinci hatırladım, ellerini ellerime verince aşka yakalandım. Saçların ormanları kıskandırırken, gözlerinin ovalarında nice nice hasatlar yapılırdı. Dudaklarının öldüren iksirlerini yudum yudum sineme çekmek ve yüreğinin hiç fethedilmemiş koyaklarında kutsal bir ayine durmak istedim.
Giriverdin içime düşsel kanatlarınla. Bu şehrin sokaklarında ölümler dolanırken sinsi sinsi, sen içimi rengârenk bir gül bahçesiyle donattın. Yükleyip sevinci yüreğime beni sessiz ölüşlerimden kurtardın. Kumru duruşunla ve akasya kokunla benden başka bir dünyanın insanını yarattın.
Bu sevdanın yıldızları denizlere düşünce ırmaklar tersine çevrilecek ve geldikleri yerlere dönecekler. Yağmurlar gelinciklerin yapraklarını düşürmeden sessizce yağacak. Çılgın dudaklar çöllerde su aramayacak ve kadere firari suçlar yüklenmeyecek. Sevdam dedim sana, koşarım sana doğru. Bir gülüş, bir bakış ve sarılış için yüreğimi önüne sererim. Sendeki anlaşılmaz vefa, rüyalarındaki bilgeler ve aklının muhteşemliğindeki giz’in koridorlarında koşmaktan yorulsam da, senin üşüten yellerinde kalmak bile mutlulukların en güzeli.
Bu bizim şiirimiz, bizim yazıtımız olsun gül dudaklım. Bundan sonra eksik yazılmış ne varsa birlikte tamamlayalım. Düşlerindeki ormanlarda özgürce dolaşalım. Birkaç yüzyıl sonraki bir şiir olayım seninle. İki ayrı sevinci tutup kollarından bir bütünde tamlanalım. Ötelere uzanmadan, kılı kırk yarmadan ve sevincin tanımına fazla kafa yormadan bu aşkı sonsuza dek yaşayalım.
Bırak her sevişmemizde bir şeyler eksik kalsın istersen. İstersen gece hiç olmasın ve gün sızsın durmadan yüreğimizden içeri. Bir türkü olalım ve bu yurdun tüm bozkırlarında söylenelim. Ay doğsun sonra ve usulca öpsün ikimizi. Kim demiş yazılamaz, kim demiş olmaz diye, elbet yazılacaktır, yazılacaktır inadına bu kutsal aşkın şiiri.
Ellerime belediğin ışıltılar yalakta su içen bir güvercinin yüreğine değdi şimdi. Gözlerin öyle bir yangın başlattı ki içimde yeryüzünün bütün suları söndüremez biliyorum. Ben ki, soyu tarih öncesinde kalmış bir romantiğim ve bu sevdanın sularında dualar ediyorum. Yüreğimin gül bahçeleri asırlardır sökün edilemedi. Nice giyotinlerden kurtuldu başım ve şimdi cebimdeki mektuplarla aşka yürüyorum.
Ara sıra örselenen yüreğimle, acımsı dostlukların sepetindeki şiirlerimle al yalaz bir sevdayı taşırım. Bazen kırlarda çember çeviren bir çocuk, bazen de dağlarda iz süren bir kartalım. Çıplak ayaklı bir derviş olurum kimi zaman dağların yücelerinde ney çalan bir kızı dinlerim. Ters düz olur bazen gecelerim. Mesajlar bağlayıp güvercinlerin ayaklarına mutluluklarımı gönderirim.
Bir gün bu sevdanın sözlerinden bir yazıt kalacak geriye. Ruhunu işgal eden süvariler birer birer düşecekler atlarından. Sevginin mızrağının göğüslerinde açtığı yaralara dayanamayıp beyaz bayrak çekecekler kâğıttan kalelerinde. Sen ve ben, iki kutsal yürek olacağız ve zaferlerin adına kadeh kaldıracağız. Bu hâlâ çözülemeyen yer kürenin en tepesinde elele, yürek yüreğe sevginin Valsı’nı yapacağız.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.