Baharın Sesi
Bu sabah beton yığınları arasında baharın sesini duydum. Yılın en nazenin ayı nisana birkaç gün kala, şehrin gürültüsüne karışan kuş sesi ne kadar da albenili. Değme bestekârın besteleyemeceği türden, kulağa ve ruha hitap eden musiki ; bir anda dünyanın bütün kazuratlarını unutturdu bana. Sonra pencereyi açıp dışarıya baktım, kuş sesine sabahın tazeliği karıştı. Derin bir nefes aldım şahit olduğum güzelliklerin eşliğinde. Şükür güne güzel başladım inşaALLAH böyle devam eder.
Bulunduğum yerde baharın gülleri açmasa da hayal aynasında çiçek açmış erik dalları arzı endam etti, bir yerlerde açan bahar güllerinin kokusu değdi genzime, “eyvallah” dedim. Sonra aklıma insanoğlu olarak ihsan edilen güzellikleri ıskalayıp birbirinizle boğuşmalarımız, fitne kazanının altındaki ateşi harlandırma gayretimiz geldi hüzünlendim. Hüznümü sabahın hayrına sarıp hafifletmeye çalıştım. Vefanın, ahde vefanın, dostluğun, barışın kardeşliğin bereketlenmesi için dua ettim. Bir parça rahatladım.
Aynı iş yerinde ömür tüketen insanların birbirlerine kini, gayzı, düşmanlığı sürgit devam ettirmesinin anlamsızlığına takıldım ayrıca . Toplum olarak neden öz eleştiri kavramına yabancıyız diye düşündüm. Egosu yüksek nesiller yetiştirmenin zararlarından arınmak için ne yapmalıyız derken, Yunus’un Mevlana’nın ikliminde onlara olan yabancılığımızda buldum asıl sorunu. Şeytanın şürekası olmak yerine Yunus’un takipçisi olsak bunca sıkıntıyı, kavgayı yaşamazdık her hâlde. Kibrin soğukluğun enaniyetin menşei şeytana yakın olmak aslında sadece Allah’a değil birbirimize de uzak ve soğuk kalmamıza neden oluyor. Baharın güllerine dünyanın güzelliklerine bigane kalıyor, birbirimizle boğuşuyoruz.
O hâlde, gelin bugün şeytanı çatlatalım, yüzümüzde tebessüm dilimizde sıcak bir merhaba ile güne insanlara doğaya ve bahara eyvallah diyelim. Sıkıtımız varsa “Bu da geçer Ya HU!” “Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler.” baharın sesine de içten bir merhaba vesselam...
Ankara,27.03.2013 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.