Dedem IV.
DEDEM IV.
Çocukluğumun İstanbul’unu o zamanki hallerime benzetirim. Pire gibi, küçük ve yaramaz.
Dedemin 54 model playmode marka direksiyondan vitesli, ördek başı yeşili, kısa kuyruk arabasını kullanabilmek tek hayalim...
ama ayaklarım yetmiyor.
Zaten yetse bile vermez biliyorum. Bir şeyler yapmam lâzım. Mahalleye uzun tahta bacaklı cambazlar gelirdi. Bir an, kendimi onlardan biri gibi hissettim. Bütün bunlara sebep dedemdi biliyorum. "Gözün kapalıyken bile uyuma derdi."
Gelip, gidip arabanın etrafında dolanıyorum, camlarına püflüyorum. Buhar oluyor, siliyorum.
Çocuk aklının cin gibi olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Aklıma gelen planı yürürlüğe koyma zamanı gelmişti.
Benim dedem yüzme bilmiyordu ama ninem onun çok iyi bir yüzücü olduğunu, hatta bir ödül aldığını sanıyordu.
Bu aslında şaka yoluyla başlayan bir komediymiş. Ninem öyle gurur duymuş ki. Dedem de bunun bir şaka olduğunu söyleyecek cesareti kendisinde bulamamış.
Bir gün dedemi asker arkadaşı Arif Amca’nın başına ayağındaki terliği çıkarıp vururken görmüştüm.
-sussana Arif sus.
Hanım benim o hallerimi duymasın. O benim seni kurtardığımı sanıyor, senin beni değil.
Bizi mi dinliyorsun kız sen? Git çabuk içeri.
Ben, bu Arif Amcayı çok sevmiştim. Yüzünde işime yarar haller seziyordum. O’da beni sevmiş olmalıydı ki, hemen yanına çağırdı.
-ninene söyleme sakın ama bu deden var ya, bu deden. Bir bardak suyun içinde boğulur alimAllah.
-çocukla böyle şeyler konuşulmaz Arif. Dilini tutmasını bil.
-aman sende Memed, unutur gider bu yahu, çocuk aklı.
Sen haklıydın Arif Amca, ne de olsa aklım; çocuk aklıydı.
Beynimin bir yanında " unuttum..."
**
-dede, yüzmeye ne zaman gidiyoruz.
-ne yüzmesi kız, deli misin sen?
-nineme söyliyim üçümüz gidelim.
-hayır hayır, olmaz.
-o zaman arabayı ver köşeye kadar süreyim.
-olmaz.
-ya araba, ya ninem. Karar ver.
-ikisi de olmaz.
-eve gidiyorum, çabuk ol dede.
-arabayı süremezsin, ayakların yetmiyor.
-popomun altına yastık koyarım, ayaklarıma da annemin topuklularını giyerim. Sen olur de.
-olmaz dedim. Topukluyla araba mı kullanılırmış kız, tersim döndü.
-o zaman eve gidiyorum.
-tamam ikimiz denize gidiyoruz.
-yaşadım.
-ama ben, ben ölebilirim.
**
-şaprel şaprel yetişin
-ona şamprel desene dede.
-ölüyorum şaprel verin
-arabayı kullandırcak mısın?
-araba senin, şaprel ver bana
-o zaman ayağa kalk dede, sende benim gibi kıyıdasın. İstersen kova küreğimi de veririm, beraber oynarız.
**
-bak bunu ninene bi anlat gözünü oyarım
-kızın gözüne ne oldu der, ben de anlatırım
-dilini keserim kız
-yazarım dede
-ben senden nasıl kurtulacağım
-nineme anlatalım
-olmaz
-o zaman arabayı ver, ver de kurtul.
-al kız, al da kurtulayım, senden de bıktım hayatımdan da. Nasılsa ölücez, al anahtarı da kurtulalım. Şip şak.
mart2013
Şamprel: Arabaların iç lastikleri. Çocukluğumuzda yüzme bilmeyenler onları şişirip yüzme aleti olarak kullanırlardı. Araba şamprelleri tek kişilik, tır lastikleri çok kişilik yüzme aletleri olarak kullanılırdı. Kaliteli plajlarda, kiralık şamprelcilere rastlamak mümkündü.
YORUMLAR
Dedeler hep benzer birbirne galiba.
Bütün dedeler böyle midir?
Uzayda "Uzaylıların dedeleri" de böyle mi acaba?
Ben dedemi baskılara isyan edip sırtını Kaçkarlara vermiş bir "eşkiya" zannederdim.
Uzun yıllar hem de...
Meğer asker kaçağı olduğundan dağa çıkıp eşkiya olmak zorunda kalmış.
O eski arabaların arka camlarında başı sallanan oyuncak köpekler olurdu. Sanki arabayı satın alırken onu almak ve orada tutmak zorunluymuşcasına.
ve yaylanırdı o eski arabalar.
Anılar vardı koltuklarının derilerinde..
Havalı kornaları vardı.
hey gidi hey...
Rahmet olsun ruhlarına dedelerimizin de...eski oyuncaklarımızın da.
Selam ve saygı ne çok hakkediyor bu sayfa...
Davidoff
Ama,
Ne zaman böyle boş yere yenilse kendine "yine ..k yoluna gittin Niyazi." Derdi.
Eğilip suratına bakardım, Niyazi kim diye. Bir türlü Niyazi ile dedem arasında ne ilişki olduğunu çözemedim. Niyazi diye biri de bize gelmedi. Fakat dedem sürekli Niyazi'in yoluna gitti durdu, üstelik kızgın bir suratla.
Teşekkür ederim erolabi.
erolabi
:)))))))))))
Niyazi benim ikokul arkadaşım...
Beni çok severdi "b..k yoluna giiti Niyazi " demediğim için..
Sen ne yaramaz bişisin yaaaa!
Dedesine yapar mı insan bunları...
Ne tatlıydı, sesleri duyar gibi oldum gülüm... :)
Davidoff
o her zamanki döğüş halimizdi. Birimizden biri kazanacaktı.
Kazanmayı da kendisi öğretti.
Suçlu kim?
(( Seçil Nimet ))
Senin duymana gözyumduğu için deden tatlışşşş...
Ufaklıklar suçlu olamaz, yaramaz olabiler !