Alın yazımın kavında beklettim şulemi
hayrettin taylan
Fransızca bilmem; ama Juliet’in aşk sızılarını tercüme der sevda dilim
meali yok sensizliğin,
O yüzden...bütün dillerde dilime dolanır gelişin
O yüzden, ruhumun gölgesinde sallanır kalışın
O yüzden , tutkumun okunaksız el yazısıyla yazılır kaderin
O yüzden, yakılmış bir yüreğin şulesinde küllenirim gülüne
Aşkın her yanıma bulaşmış bir sevi buluşu.Keşfinde durulanıyor senli mutluluğum.
Rutubet kokan yalnızlığımı kuruttun kurlarınla.Şimdi sen zamanının zamanında, zaman cemaliyim.
Araf’ımın tanımsızlığında karmaşalarını sunan, karışık düşlerin dilindeyim.
Yeterince yarimiz var,gel sığışalım sevda küpünde.Pi kadar değerimiz yoksa, kareası bitmiş dünyanın sonucu olamam Şulenar.
Aşk’tan önce ve aşk’tan sonra diye başlayan senli talih ve tarihimin anlatılmazlarında susamazdım.Susmuş sulara çok aşklı şelalemi akıtırken senle oluşan bu betimsel demin içindeyim.
Mutsuzlukla umutsuzluğu kitabımın dilinde çıkardım. Çıkarılmış bir amaç kitabı gibi okundum yüreğinde.
-Yokluğunun bir günlük emzirilmiş Oğuz Kağan’yım. Seni sevdiğimde çocuktum.Dilimde sevi emziğin.Seni sevdikça Oğuz Kağan oldum.
-Ertensi günlerde, sevda atına binip en acilinden, en temizinden, en aşki olanından sana geldim.
-Kırk günlük süs kabağı olmayan kırk ömrün sıcaklarına dem oldum.
Masalları da masallara hayran bırakan yaşanmışlık anındayız.
Alın yazımın kavında beklettim şulemi. Yanmaya yakın, aşka
sahipliğin fitili tutuşur. Tutkularıma kadar yanar tutulmuşluğum.
Anılmış suda yüzen anıların dilinde kimsesiz aşka kalamam.
-Mühürlendiğim sevginde mürekkebini artır yazılışlarıma. K’alemimin
temel cümlesinin yatağından çıkma.Yan cümlecik çocukça anne dolu yüklemine ağlıyor.
-Bu yürek cümlesine aşk, bu aşkın gözbebeğine bir bebek imgesiyle gerçek bebeğin kokusuna uzanan demler yolla.
Seni düşündükçe, düşler besliyorum gül yerine, gülüşün ve bana gelişine yerine. Çünkü ilk görüşte ilk görüşün aşkı, son görüşte hep görüşmenin aşk düşlemiydin..Bu yüzden yüzün ile iç yüzün arasında sana serilmiş aşk yüzüm var.
-Hep güleç, hep umut dolu, hep bilinçli, hep aşka imgeli özel ve huzuru tümleyen bir içsellik devrimiydi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.