- 391 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşünce Devinimindeki Mutluluklar 14
14-Politeisti İnanırlar, teorik olarak çoklu düşünme içindeydiler. Pulural yapı din gibi anlaşılmağa başladığı evrede, ittifakın milleti yapısı teorik olarak bunlardan istediğine inadı, istediğine inanmadı. Millet, o günlerde bu tür algıları birleştiren sosyo toplumsa belirmeydi. Yani ilkece bir seçimin içinde gibiydiler.
Yine ilkece monoteisti anlayışlar içinde de, herkesin aynı şeye, aynı şekilde, bir kalemde inanması gerekir gibiydiler. Çünkü yapının ve imparatorlukların ülküsü buydu. Aksinin düşünülür olması dahi, gerekten bir günahtı. Bu yüzden de politeisttik yapının birleşmesi olan monoteizm de, zorunlu olarak pulirizme kaçan politeisti tabanlı mezhepler ve ekollerin, bu dinler içinde türemesi de kaçınılmazdı.
Monocu dinler de, mezhep eliyle politeist anlayışı getirmekten kurtulamıyordu. Zaten şimdiki monocu yapı politeist anlayıştan çıkmıştı. Ve politeist anlayışı içeriyordu. Ve politeist doğumu yapmak zorunda idiler. Tek tanrı anlayışlı görüntü içinde çok farklı anlayışlar (yorum ve mezhepler), birbirini dinsizlikle suçlayan, kimi kez hoş görülü, kimiyle hoşgörüsüz olan; kendi mezhebi yapılarını ortaya çıkaracaktılar.
Politeist anlayışta tanrıların güç ve yetkisi sınırlıdır. Bu yüzden her yetki alanı, başka bir tanrının icra alanı olarak uzlaşılmaktaydı. Politeisttik inancın insanları, Tanrıların gücü üstünde işleyen, bir yasanın varlığını bilir ve kabul ederlerdi. Hatta kendi tanrıları da, birbirleri arasında bir aracı idiler. Tanrılar ilah yetkili güçlerini, gelişen süreçle beraber yavaş yavaş birleştirip, Marduk vari kullanmaya başlamıştılar.
Monoteist anlayışlarda da, hali ile her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir Tanrı vardır. İnanırlar bu olanlara, sadece boyun eğip, iyi bir mümin olacaklardı, o kadar. Politeist anlayış, zorunlu bir evrimci anlayışın izini taşırken, monoteist anlayış, her şeyin ilkten nasılsa öyle var olduğunu savunan, dural olan; değişmez bir evrenin ve zamanın savunucusuydu.
Evren yetkindi. Çünkü Tanrı yetkindi. Evrenin dural oluştu anlayışı, Tanrı’nın sözünün geçerliliğinin delili sayılmıştı. Sanki değişen evren fikri, tanrı sözünün geçerli olacağının delili değilmiş gibi! Evrenin yaz kış gibi mevsimi düzenli çevrimleri de, evrenin Tek Tanrılı oluşunun inanç temeli yapıldı. Böylece tam bir çıkılamaza girilmiştir. Bütün kavga tam da burada; evrenin düzenli olmayışında; yani düzenin göreceli olmasında gelişmektedir.
İttifak öncesi dönem, birbirinden yalıtılmış, tek bakışımlı, tek mantıklı totemi bir anlayıştılar. Politeist anlayışlar da, ittifakı dönemlerle birlikte ortaya çıkacaktı. Politeizm, tek bakışımlı etnik gruptu totemi kültürlerin ittifak içinde bir araya gelmesiyle oluşan çoklu bir kültür yapının ortaya çıkmasıydı.
Böylece politeisti oluşum, onca tartışma ve gürültü içinde; insanlığa çoklu bakışımın mantığını ve kuşkuculuğu vermişti. Moneteizm bu kabilde çoklu mantığın girişim ve sentezinden damıtılışla oluşan zamanının gelişmiş anlayışıydı. Bu monotik tekli mantık, tekli mantıksa da; hiçbir zaman ittifak öncesindeki totemi dönem kültürünün tekli mantığı değildir. Bu iyi biline.
Totemi animist kültürde atalar, totemilerin her an yardımına amadeydiler. Bu tarz yansımaların biçimlenmesiyle Tanrı’lar evreni, sırf insanlara iyilik olsun diye düzenliyordular. İnsanlar ittifakı yapı ile girişmeye başlayınca, ittifak içinin çatışan etnik anlayışları düzenleyen minnet duyulan tanrı anlayışını da değiştirecekti. İttifak içinin sık sık ve hızla değişmesi, güncellenmesi gereken gelenekleri yüzünden, tanrılar; tufanlar ve yeniden yaratmaların girişimine başlayan bir anlayış olacaktılar.
Yani; değişen şey, yeni yaşantılımlarla gelişen insanların aklıydı. İnsanlar bu dönemlerde bunu din içinde, dini anlayışlarla sembolize kılıp anlıyorlardı. İttifakı dönemle insanlar, totemi döneme göre çok hızlı gelişmeğe başlamışlardı. İttifak içindeki totemi nakiller, toplum yapısının sonraki yaşantılımları ile uyuşmayan birer ata soy söylemleri durumuna düşmüşlerdi. Atalar kılavuzluğu elden gidiyordu.
Her grubun kendi totem yaratılış hikâyeleri, ittifakı yapıların içinde zamanın akışına göre yeniden düzenlenecekti. Bu düzenlemeler giderek birbirine yansıyıp, birbirini yansıtarak insan aklı oluşla tek tanrı düşüncesinde, yetkinleşecekti.
Bu bağlamda Sümerler tuzlu sudan ve tuzlu suyun kara balçığından yaratılmışlardı. Akad’lar kuru ve renkli topraktan yaratılmışlardı. Babil’leler Asur’lar; Enkimdum gibi alevden, ateşten yaratılmışlardı. Bir başka Sümer yaratılışında, Sümerler sudan Tiemat eliyle yaratılmıştı. O dönemler içinde insanlar kanı, can ve canlılık bildiklerinden; bu nedenle kandan, kan pıhtısından yaratılışlar, eski dönemin ata soy totem anlayışları içinde oluşla bu insanların etnik söylemli anlamalarıydı.
Sürecek
Bayram KAYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.