Sözlerinle Kırbaçladığın Gönlümde Aşk Yüzün Var Şulenar
hayrettin taylan
Tamam, doksan dokuz kere yalvardım kapında. Kapılar üstüne kapılar kitledin.Kilidin dili için dilsiz destanlar yazdım. Bir milletin derin bağrı gibiydi bağrım. Aşk yüzünün kapısında olmak, bir ömür yüzmek için sevgi denizinde bekledim …
Yüz’ün kere için kapında aşka kul olmak varken bu eriyişim devam eder.
Ya da sözlerinle kırbaçladığın gönlümde ,kendime bir yar var.
Yalnızlığın vejetaryanıyım ;ama sensizliğin etselliğine değil .
Minyatürk gibi senli her duygunun yapıtları içimde yükselirken
Bir de aşk tutuşturan sözlerin sevda kitabımda yanarken
Yüz’ün kere sendeyim, ben kere bendeyim bilesin.
Aşk boyacısıyım.Her türlü yürek boyadım;ama gönlünün duvarına en uygun boya sevdam ve sevda sözlerimdi.
Duyuyorum musun?
-Uçan sözcüklerimin dilinde gül kokulu cümlelerin var.
-Bu duvar aşılmazsa, bu aşk duvar olur.Terk edilen herkes yazgısının son cümlesini yazar.
Bende bu sen varken/ şansı kaldırdım yaşamın gerçek dilinden.
Sevda üzerime bulut, yüreğinle kapattın .Nemli yarınlara ıslak hasretler aziziyim.
-Ağlamasan da olur.Sözlerim ağlak destanların ,derin manaların yürek damlasıdır.
En büyük başarım senli bir hayaldi zaten.Gerçek olması için şairlikten , filozofik demkeşlikten kaçtım.
En büyük başarım sevgi tohumuydu.Seni sevince her şeyi sevme yeşilliğim arttı.Sevgilerim yeşerdi, yaralarım kurudu.Yeşermiş yarınlara yar oldum. Yakıldığım halden, sulak güncelere gittim.
-Hoşluğunla başladı hoşgörü aynalığım. Eşitlerin içinde sana, kendime, herkesi eşit oldum.
En büyük güneş kardeşlikti.Birliktelik ışığıyla bütün karanlık beyinler aydınlanmış oldu.
-Gamzenin dilcisiyim. Nitel sıfatlar ürettim gözlerine bakarak, gamzeni resmeden gönül ressamımdan gamzeli halini hafızama kazıtarak yazıldım yazgına.
Dedim ta “busene “ bu senemi verdim. Bir öpücük ödevinde yenildi bütün dünyalarım.Meğer yüzyıldır hazırmışım seni öpmeye. Dudaklarımın tembihiyle , ruhumun teşbihiyle, hasretlerimin kasrıyla dahası seni her haliyle seven benle öptüm seni.
-Bu bir öpüşme değildi. Sevdanın kısa filmiydi.Dahası beni senle tanıştıran anın, aynadan ruha , ruhtan gerçeğe yansıyan tanımsızlığıydı.
Ya da düşlerim döküldü toplamak için, seninle toplanmak için bir mecranın macerasıydı vehahut içimin bir ricasıydı seni öpmek.
-Ya da sensizliğimin tozları vardı kırmızı rujlu dudaklarında tozları almak için temizlikçi ve aşka işbirlikçi dudaklarımın bir hamleseydi.
-Bunu çok görme sevda sonsuzluğum.
Uzansan mecalime dokunacaktın. Uzansan cemalimle coşacaktın aşka.
Uzansan koşacaktı sana uyanmış gizil duygularım. Uzansan, yanında uzanacaktım kitapları ağlatan cümlelerin sahibi olarak.
Şimdi damlanın yüzüme değmesi gibi, kendimde uzaklaştım.Nerdeyim ki sevgilim.Beni gördün birkaç asır. Bütün asrım, arzımı sana sunmuştum.Bu kadar yoğunlaşmıştım sende.
Sahi sevgilim, utangaç duygularınla gördün mü beni.Ya da aşamadığın anacıl duvarların üstünden atlayıp üst benliğime gelmeyi düşündün mü?
-Psikolojik jönlüğüm yüreğinin dibinde üşüyor. Sosyolojik akışın içindeyim.Sensizliğimi inceleyen toplum bilimcilerin sözsüz, sensiz anlattıklar manalar sonucundayım,
-Durum vahim.
Aşk yorgunlğumu atacak birkaç sözüne, bir bakışına, bir de nefesine ihtiyacım var.Sakın ihtiyaç ve ihracat fazlası duygularınla karşıma çıkma.
-Sana muhtaçlığın fakiriyim. Senli aşkların lorduyum. Dedim ya seninle zengin, sensizken fakir bir o kadar mağlup….
-Yokluğun günah sayılalı bekleyiş sayacım bozuldu.Buluşmalarımızın çetelesi doldu. Çetesini kurmuş hüzne karşı çaresizce saklandım uzaklara.
Sen büyük bir aşka yüz’dün.Bu aşk yüzünle söylediğin bir sözü unutmak zaman alır.
Uzaklarının dibinde açılmış yüzünün kuyusu var.Her kuyuda Yusufluğum başlar. Boyumu geçen seni sevmem huyum kurumuyor.Boğazıma kadar doldum sana. Boğulmaktan değil, her sözüne nefessiz kalmak telaşındayım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.