MİNNETTAR OLMAK YA DA OLMAMAK!
O kadar işimin arasından Türkçe Sözlük sayfasını açıp "minnet" e baktım. İki mana var özet olarak umumiyetle kullanılan, birincisi "Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu" ve ikincisi de aynen bu izah gibi, sadece kelimelerin yeri değiştirilmiş.
Ne olmuştu "Mavi Marmara" adlı yardım gemisinde şöyle birazcık geriye gidelim. O kadar da değil "Preveze" ye gidenler dönsün lütfen.
O kadar değil.
Mavi Marmara adlı uluslarası yardım gemisi Gazze’ye ekseriyeti çocuklar için ilaç, gıda ve sağlık malzemelerinden oluşan yüküyle açık denizde " Siyonist" teröristlerin saldırısına uğramış, neticede dokuz Müslüman şehit edilerek gemiye el konulmuş,"Aşdot" limanında tutulan gemi ve mürettebat memleketimizin değerli yöneticilerinin üstün gayreti sonucunda ülkeye döndü ve Sarayburnu’nda binlerce kişinin gözyaşları ve tekbirleriyle karşılandı.
Bitti mi?
Biter mi?
Daha dokuz şehidimize karşı "Siyonistler" bizden özür dileyecek.
Daha dokuz can’a karşı tazminat ödeyecek.
Daha...
On dokuz yaşında, hayatının baharında "Şahadet" makamından cennete yol alan Furkan Doğan’ı katleden "Siyonist İt" hesap verecek!
Ve diğer insanları katleden "Şerefsiz Siyonist" hesap verecek!
Biz "şahadet" nedir biliriz. Onlar hakkında "Ölü demeyin" emrinin ne demek olduğunu da biliriz.
Müslüman’ın "izzetli" olmasının ne demek olduğunu da biliriz, şükür.
Bir de beklentimiz sadece "Allah" tandır.
Ne Başbakan’dan, ne Reisi Cumhur’dan beklentimiz yok, hamdolsun.
O sebeple dokuz canımız için mübarek ABD’nin Müslüman anneli başkanının ısrarı, Patriotların hatırı, Suriye’nin maazallah (!) Müslümanlaştırılmasını engellemek sebebiyle telefonla “özür” dilemesi ve bunu şartlara bağlaması neticesinde ne Başbakan’a, ne Cumhur Reisine ne de bir başkasına “Minnettar” değilim.
Sizi de olmamaya çağırıyorum.
Bu davranışı sergileyenlerin de ikbal ve istikballerini teminat altına almak gayesiyle Ankara halkının cebinden çıkan “billboard” paralarıyla reklam faaliyetini, ne yapacaklarını merak ettiğim “Sayıştay Müfettişlerine “ havale ediyorum.
Seçimlere kısa bir süre kalmasının etkisi var mı acaba bu “minnettarlığın” altında acaba?
Muhakkak ki insan yaşayan, hayat ile mücadele eden bir varlık. Nafakasını temin etmek için çalışmalı, amenna. Dünyalık yapmak zorunda olduğunu kabul etmemek anlayışsızlığın ötesinde saf’lık olur.
Fakat bütün dünyasını “dünyalık “ile dolduranların ömürlerinin neresine “ibadet” neresine “hayır hasenat” sığdırdıklarını doğrusu çok merak etmekteyim.
Gazetelere düşen ve ” Financial Times” dan alınan habere göre “Adı verilmeyen bir Türk yetkili de özrün İsrail ile Türkiye arasında doğal gaz boru hattı inşa edilmesinin önünü açtığını söylüyor.
Şimdi siz de “ minnettar” mısınız?
Gittikçe körelen inancımızın “devrimci “ yanı,(hadi “inkılâp” diyerek kelimeye muhafazakârlık zerk edelim de yanlış anlaşılmasın) bu hadiseler karşısında yattığı yumuşak saltanat uykusundan uyanır mı dersiniz?
Merak ettiğim bu sayfanın okuyucuları da “Minnettar mı?
Elleri kelepçelenerek Aşdot limanında sorgulanan, zorla içeriğini bilmedikleri bir sıvı içirilenlerin olduklarını, dokuz şehidin yakınlarının ve asil ruhlarının da “minnettar” olduğu zannetmiyorum.
IHH başkanı heyecanla televizyonlarda boy gösterip , eline tutuşturulan kâğıttaki isimlere gereken teşekkürü yaparak “minnettarlığını” gösterse de ben değilim.
Vallahi ben de değilim.
Ya siz?
YORUMLAR
tamamiyle size katılıyorum...
her şey bir perdenin ardında gelişen çirkin çıkar ilişkileri..
ölen ölmüş gerisi aldatma sadece...
yazınız su gibiydi ayrıca...
canı gönülden tebrikler...
erolabi
Manidar yorumunuza ve adaletli-mehametli bakışınız için teşekkür ederim.
Selam ve saygı ile.
Önce neye minnattar olduklarını iyice anlayıp dinleseler, olanlar da olmazdı inanın.
Ben de değilim
tebrikler erolabi
erolabi
Bir yerde bir arıza var da...
Söyleyemiyor kimse...
Selam ve saygı ile.
Ben edebiyatla siyaseti içiçe geçirmeyi sevmem.
Fakat hak edene ödülünü vermek gerek, nerede olursa olsun. Kendileri Galata Kulesinde, ben Eyfel'in tepesinde olsam, bir demli çay için çaycıya seslenirdim.
E artık simidi de siz söyleyin erolabi, sesim yetmeyebilir.
Bu arada bir şey için daha tebrik etmek isterdim. Hani geçenlerde gelen şu bilmem hangi devletin, bilmem hangi başkanına yaptığı güzel beden dili konuşması...
Dikkât ediniz lütfen.
Sadece yarışma izlemeyiniz. Karşınıza biri geçip sizinle beden diliyle konuşma yapmaya kalkışırsa, hoppaaa.
Aynen iade.
O sizi dinlemez havalarında mı? Bacak bacak üstüne atmış, sırtını da yaslamış ?
Aynen iade.
Az sonra: Reklâmlar.
Film nasıl değişecek görünüz.
Bacaklar inecek, sırt düzelecek, siz dinlenmek zorunda kalacaksınız.
Son.
erolabi
Siyaseti ben de sevmem. fakat sevmediğim başka hal ve vakıaları da anlatırken illa edebiyattan istifade etmek zorunluluğu var değerli davidoff...
Dün akşam bir "belgesel" izledi.
bir çakal yavru ceylana saldırıp büyük bir hışım ve gayretle boğazından ısırıp boğdu ve afiyetle yemeye başladı.
Bir kaç dakika sonra daha büyük bir çakal taze et kokusunu duyup koşarak geldi. Avcı çakal gelen byük çakalı görünce kuyruğunu bacaklarının arkasına alıp öyle haysiyetsiz bir şekil aldı ki görmen lazım.
neticede taze et elinden alındığı gibi o yavru ceylanı avlayan kabadayı çakalın haysiyeti de elinden alındı.
Sen akıllısın.
Allah memleketimin akıllı olup aklını kullanan evlatlarının sayısını arttırsın.Amiiin.
Selam ve saygı ile,şükranlarımı sundum.