- 593 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KIBRIS
KIBRIS
Yazı başlığı ’Kıbrıs’ olunca yerkürecek (Tüm dünya) hep beraber tatlı bir sohbet edeceğimiz anlaşılıyor. Anadolu da kinaye için ’Gel sarılalım, gel yatalım, sen sizin evde ben bizim evde’ şeklinde bir deyim vardır. Yani hep beraber bir sohbet yapacak isek, bunun tek ve aynı lisanda olması lazım! Burada ’Lisan’ dediğim, lisanın kendisi değil MANTALİTESİ, Şu anda yer kürenin en kabul görmüş FİLOZOFU olarak bu lisanın TÜRKÇE olması gerektiğine hükmettim. Herkese merhaba deyip başlıyorum: Merhaba!
***
’’Hepimiz bir misafiriz, zaman gelince göçeriz.
Ecel acı can alırken her şeyimizden geçeriz gönül, gönül, gönül...’’ / O.Gencebay.
*
Diyorlar ki, bu ’Gönül’ sözcüğünün başka lisanlarda karşılığı yok! Şu halde ’Gönül’ kelimesini bu söyleniş şekli ile KÜRESEL ilan ediyorum, artık TDK gereken çalışmayı yapıp herkese manasını anlatsın.
*
Biliyorum bazılarımız ’Ölümden bahsedilen bir sohbeti dinlemek istemiyorum’ diyorlar. Cevap: ’Be Allahın kara cahili, bu konuyu dinlemek için benim gibi filozofu nereden bulacaksın? ’Ölüm öz vatan pınarından şerbettir’ diyenleri ahmak, yada hasta mı sanıyorsun? Şurada yarım saat dilini tutup bir şey öğrensen fena mı olur? ’Ölüm’ kelimesi ’Sonsuz yaşam’ı mündemiçtir (Yani o manayı da içerir! O iklimden rüzgarlar fısıldar) İster bizim anladığımız HAKİKATİ anlamaya çalış, istersen de ’Ömrümden beş dakika daha gitti’ diye her an dayanılmaz acılarla kebap ol.
*
’Her şeyimizden geçeriz’ cümlesi içinde maddi şeyler en son sırada yer alıyor, bildim mi Orhan abi? Yahu Orhan abi, biz seninle neden bir termos çay alıp şöyle şehir dışında yeşil ovalara ikili bir gezinti yapmıyoruz?
Sen yurt içinde şöhretsin, ben yurt dışında! Yani sizler şöhretin kahrını çekiyorsunuz, ben süzülmüş nimetini tadıyorum. Düşünsene şu anda klavyenin tuşuna basarken dünya nefesini tutmuş takip ediyor, bir saat sonra dışarı çıktığımda kimse beni tanımıyor. Mobese imiş, güvenlik kamerası imiş hiiiç takamama gerek yok, önümüzdeki bir kaç yüz yıl için sizin anladığınız manada şöhret edi-le-me-meyi GARANTİLEMİŞİM!
Geothe’nin bir mısraı vardır ’Yolculuğu sen yaparsın, nereye olduğunu kader çizer’ der. Yani sıradan bir köylü olduğumu biliyorum, o köylerde benden çok daha basiret sahibi, engin gönüllü insanların var olduğunun farkındayım! Lakin neylersiniz ki böylesine küresel şöhret bana nasip oldu. B.çoşkun bu durumu ’Ben diktim tutmadı, karga dikti tuttu’ diye dile getirmişti bir köşe yazısında...
Yani bu şöhrete giden yolun çetelesini tutan arkadaşlar biraz boşa çabalıyorlar, böylesi bir şöhretin yol haritası çıkarılamaz. Kim ’Ben yaptım oldu’ derse ona ancak ’Yaptığını temizle’ denilebilir. 25-30 yıl önce ’Tanrıların arabaları’ kitabında idi galiba, NASA’nın bütün bilimsel verileri bir ’Çip’ te toplayıp bir yere gömmelerinden bahsediliyordu... Hadi gelinde Nasreddin hocayı yad etmeyin: ’’Onlar benim tuttuğum yeri arıyorlar!’ demiş ya...
Lafı uzattım, sadece şunu vurgulamak istedim: Bu şöhret hali bazı çok özel durumlar ve dolayısıyla özel bilgiler sunuyor! ’Yaşanmadan bilinmez’ türünden! Bununla beraber kader her kimi nereye götürürse götürsün, herkese eşit imtihan ortamı sunuyor!
Orhan abi şahsınızda tüm sanatçılarımıza, onların şahsında da yer küre sanatçılarına selam ve saygılarımı sunuyorum. Berhudar olunuz efendim.
***
Benim büyüdüğüm mezra da elektrik falan yoktu. Tabi orta okul çağına gelince mecburen okula şehirde (Tokat) devam etmek gerekti. Şehrimize gelen türk filmlerini hiç kaçırmazdık. O tarihli filmlerde bir ’Çakıl gazinosu’ işlemesi vardı. ’Deniz’ deyince okyanuslardan bile büyük sonsuzluk gelirdi aklımıza. ’Çakıl’ bizim derelerde de vardı ama İstanbul’un çakılları mutlaka elmas ve pırlantadan olmalıydı...
Derken bir baktım 2000 li yıllara gelmişiz. Bir akrabama dedim ki ’Şu işin senin dediğin gibi hallolursa bana Çakılda bir yemek ısmarlıyor musun?’ -’Evet’ dedi, ve o iş onun dediği gibi de oldu. Tam bu esnada Yaşar hocanın ’Şeytancılık’ kitabı çıktı... Kitap 10 lira ve bana göre müthiş bir para. O akrabama dedim ki ’Bana şu kitabı al, çakıl’dan vazgeçeyim?’... Aldı. O kitabı elde etmem için çakıl’ın mülkiyeti verilse kitabı tercih ederdim desem?...
Kitapta özetle ’Meleklerden ve şeytandan olmak üzere ilham kaynağının 2 olduğu, şu anda şeytandan ilham alanların dünyayı yönetmekte olduğu’ anlatılıyordu.
Şu anda ’Şirk’ kitabını da o ölçüde okumak istiyorum, kitabı da temin edebilirim ama, gözlerim kitap okumak için elverişli değil artık. Eskicileri falan geziyorum şöyle tabak büyüklüğünde kaliteli bir mercek bulabilir miyim diye, yok... Piyasada satılan gözlükleri denedim olmadı, doktora gitmek için ise EKONOMİK DURUMUM müsait değil! Bizim recebin yüzü bu konularda biraz kalınlaştı da bu cümleleri okurken barak obama’nın utandığını düşünüyorum. Lan hüseyin utanmakta bir şeydir oğlum, ya bir de hala utanmasaydın?
*
Köyümüzün üzerindeki dağların arkasında ’Yeşil alan’ adında bir dağ köy var, 15-20 hanelik Alevi köyü. O köyden tanıdıklar bize misafirliğe geldiler, giderken beni de bir haftalık misafirliğe götürmek istediklerini söylediler. 72-73 yılları, 1962 doğumlu olduğuma göre yaşımı da hesaplayın.
Kıbrıs gündemde! Rahmetli annem okuma yazma bilmezdi ve o gün aleviler için ’Acaba Kıbrıs ta savaş çıksa bunlar bizden yana mı, rumlar dan yana mı olurlar?’ demişti, bizde gülüşmüştük.
Gittik. Her taraf yemyeşil orman, tertemiz hava ve bizden çok daha misafirperver insanlar. Bir ay kaldım. Bir Mustafa amca vardı, alevilikle ilgili sorduğum bütün sorulara içtenlikle uzun uzun cevaplar verdikten sonra ’Sen aleviliğin bütün sırlarını öğrendin büyüyünce alevi olacaksın.’ dedi.
Bir gün ben yaşta bir çocuk omzuna asınca yere değen iki tüfek takmış omzuna, iki de tabanca beline ’Anaaa ben Kıbrısa gidiyorum’ diye bağırdı. Herkes gurur duydu, gülüştük. Misafir olduğum evin annem gibi okuma yazma bilmeyen hanımları arasında şöyle bir konuşma geçti göz ucuyla bana bakarak ’Acaba Kıbrıs ta savaş çıksa bunlar bizden yana mı olurlar, rumlar dan yana mı?’...
*
Sonradan anladım ki, körlerin fili yoklayıp eline gelen kısmı ile fili tarife kalması misali KUR’AN’ı layıkıyla okumayan bir millet, sadece mezhepler arası değil, mezhep içi cemaatlerde de aynı ayıpla karşı karşıyalar.
Ne dersiniz, bu durumun suçlusunu mu arayalım, acilen durumdan kurtulmanın yollarını mı?
***
10 yıl kadar önce idi:
Özetle papalık makamının üzerinde bir makam oluşturulup beni o makama getirmenin gerekliliğinin delillerini anlatan bir sayfalık bir bildiri yazıp şehir merkezinde gerekli gördüğüm iş yerleri ve kurumlara dağıtıyorum, ’Tokat gazetesi’ ne girdim. Oranın en yetkili kişisi olduğunu söyleyen şahıs bildiriyi alıp bana da ’Şöyle otur bakalım’ dedi. Bildiriyi yarıya kadar okuyunca bana dönüp ’’Abi sen papaz mı olacaksın?’’ dedi... Ben ’Yahu korkma hemen yapmazlar zaten, hele sen bir ’Bir tarafından’ konuya gir, yayına ver bakalım?’ dedim...
***
Artık hep beraber Kıbrıs’a gidelim mi?
Eskiden bu Kıbrıs konusunda uzuuun uzun açık oturumlar olurdu, hiç bir şey anlamadan da uyuyarak televizyonları kapatırdık.
Ben tarih bilmem, ama yaşadıklarımdan ’Tarih’ denen şeyin ne olup ne olmayacağı konusunda birazda herkesten farklı tecrübe sahibiyimdir! Yani sadece 1973 den berisini ’Tarih’ olarak kabul edeceksem, ’Kıbrıs Türk kesimi Türklerindir, (O yıllarda avrupanın gözünün içine bakarak yapılan katliamlar böyle bir hak kazandırır! Yani sadece bu yeter.) öyle ’Türklerindir’ki, ben neden sınırı kaldırıp kendi toprağı ilan etmediğini anlayabilmiş değilim.
*
Bizde bir ’Avukat’ hikayesi vardır. Avukat olan delikanlı avukat babasına ’Baba senin on yıllardır bitiremediğin davayı ben bir celsede kazandım’ der. Babası şöyle hayıflanır: ’İyi halt ettin. Ben o dava sayesinde size bu lüks hayatı sunmuş, okutmuştum sizleri’ der...
***
Hatırladınız mı ey 6 milyar dünyalı kardeşlerim, biz ’Angut’ değil ’İNSAN’IZ! Konumuz da şeytandan ilham alanların, yani özetle şeytanın kontrolünden yönetimi alıp, MELEKLERE, melekten ilham alanlara yönetimi devretmek!
Bunu her dilden, her DİNDEN insanın anlayacağı BELİRGİN hale sokarsak:
-Ben şu andaki kurulu düzenin maddi, manevi, sosyal, felsefi, düşünsel özetle her türlü linçine maruz kalmış, Allahın ’Şahsıma olan lütuftan öte İNSANLIK ALEMİNE LÜTFU’ olarak sağ çıkmış, olup biteni an be an etrafa duyurup kaydedilmesini sağlayarak artık ’Öldürülmesinin de bir manası, faydası kalmamış’ kardeşinizim!
Şimdi düşünün, Kıbrıs ta bir çok taraf var, ve herkes bir derece haklı. Burada bir savaş çıktığını düşünün, şöyle ’İNSANLIK TARİHİNİN SONUNU GETİRECEK’ cinsten! ’Yahu keşke şu Kıbrısı Maksut AKINCI’ya verse idik de bu durum olmasaydı!’ demez miyiz?
Şimdi bir vicdan sahibi ’Sayın Akıncı, şaka bile olsa onca insanın yerinden yurdundan edilmesini nasıl telaffuz edebiliyorsun?’ diyecek.
-Kardeş! Ben yerimden yurdumdan edildim! Üstelik yurdumdan edilirken mal varlığım bana verilmedi! Bu ’ADALET’ türkiye de 75 milyonun 74 milyonuna böyle tecelli ediyor! Bu durumun dünya genellemesi de böyle!
Durumun farkında olmayıp ’Şimdilik ben halimden memnunum’ diyenler var! Savaş çıkarsa bahanenin adı ne olursa olsun işin aslı ’Yönetimin şeytandan Meleğe geçmesi’ olacak!
-’Ben meleğe de şeytana da inanmıyorum, sen neden bahsediyorsun’ diyen saf kardeşim, seni bu söylemin için söz hakkı verip öne çıkaracaklar! Eski yönetim yerinde kalırsa benim ’Yetim hakkı, bağkur hakkı, sosyal haklarım’ yok olacak! Bu emsal teşkili dünya üzerinde HAKİM olacak!
Buyur şimdi meleği şeytanı yok sayalım, seni de HAKİM yapalım. Sende çık ’Nasıl olmuş da hem akciğerlerinden iş göremez, hem ’ÖMÜRRR BOYU ŞİZOFREN’ raporu almışken hala 600 liralık (300 dolar) bağkur maaşımı alamıyorum?
Dedelerimizin kurduğu, babalarımızın vergilerinin toplandığı paraları ’Ulan vereceğin 130 milyon dolar lan?’ diye bizim seçtiğimiz BAKAN’ları azarlayarak alanlar, dönüp bize ’İSTİKBALİNİZ APIŞ ARANIZA DÖVME YAPTIRMANIZA BAĞLI’ diyorlar! Bu bizim için senin anlayamayacağın kadar büyük bir aşağılama!
Bu kurumun, bu oluşumun başındaki şeytanelerden biri, (meral inci zaim) BUNCA OLUP BİTENE RAĞMEN dünyanın gözü önünde bana ’’Worldwatch Enstitüsü raporuna göre Dünya frene basmalı’’ Dİ-YE-Bİ-Lİ-YOR-???
Haydi şimdi çık:
-’’Ey obama, bu basın özgürlüğü nasıl bir şeydir? Sen hakikaten bizi İNSAN yerine koyuyor musun? Biz neden bu -Maksut AKINCI- denen şahsı basın üzerinden tartışamıyoruz? Durum böyle iken bu Türkiye cumhurunun başı olan kişi nasıl ’twet’ atarak pişkin pişkin, ’Türk halkı anguttur, ben halkım için bunu söyleyebildiğime göre diğer halklarda sığırdır. Sığırlar ancak petnesi içine konanı yer ve ’MÖÖÖ’ demekten başka özgürlüğü yoktur.’ diyebiliyor?
Bu ’twitter’ üzerinden yargılanmayı gerektiren şeylerin tamamı söylendi! Durum bu iken yapacak hiç bir şeyi olmayan ’Cumhurbaşkanlığı’ makamındaki zevatın twet atması neden? NEDEN? NEDEN? NEDEN?
İşaret fişeği bu mudur: ’’Worldwatch Enstitüsü raporuna göre Dünya frene basmalı’’
twetler, söylemler, bahaneler hep ’Frene basmak’ adı altında bir avuç mutlu azınlığın iktidarı ilelebet tekeline alacakları SON DARBE’nin vurulması için yol arama bahanesi midir?
***
Köy kökenli olmamdan kaynaklı olabilir, bahçe içinde bir evim olsun isterim. ama bu ’Olmazsa olmaz’ değildir! Bana dünya basını önünde mikrofon uzatılırsa, eğer birileri ’Kıbrıs’ı ’SON DARBE’ için bulunmaz fırsat bulmaya, sunmaya devam ederse, o bana uzatılan mikrofonlara ciddi ciddi Kıbrıs’ın boşaltılması gerektiğini söylerim!
Bazı söylemler nehrin yatağını değiştiren ufacık yıkıntılar gibidir!
*
Ben yasal hakları, yetim mirası DEVLET ELİ İLE GASP EDİLMİŞ ciğer hastası, aç bi-ilaç MAĞDURUM! Bu durumu devletimin RESMİ olarak kabul edip, basın yolu ile bu kabulünü açıklayıp, mağduriyetimin giderilmesi için işlem başlamasını talep ediyorum!
Devletim bunu yapacak kadar BAĞIMSIZ değil ise, ben BU DEVLETİ TANIMIYORUM! Tanımadığım bir topluluğun çaycısı, cumhurbaşkanı olmaz! Karşımdaki kalabalıktan bir ferttir o kadar!
Bu aleni izahlardan sonra birileri hala ’Ben cumhurbaşkanıyım’ martavalı okursa bende o kalabalığın çaycısına söyleyemeyeceğim en ağır lafları söylerim! ’Söylerim’ twitter üzerinden dünya anında kayda alır! Bu durumdan ötürü de ’Bir cumhur başkanına hakaret etmiş olmak’ fiilini ne ne insanlar arasında, ne Allah katında kabul ederim!
Diyorum ki ’Allah zalim değildir!’ Açın, bakalım; KUR’AN’da bu açıkça var!
Bilmeden bu düzene destek olanları bu bilgiler ışığında elini şakağına koyup düşünmeye davet ediyorum!
Bilerek bu düzene destek olanlarda HODRİ MEYDAN EDEPSİZ EŞKIYA diyorum?
***
Demek ki mağduriyetim dile getirilmeden hala ’T.C. bağımsız bir ülkedir’ teranesi okunacak ise benimle bir anlaşma yapmak durumunda! Twitterdan takibe aldıklarımın twet atması halinde her sözü söylerim, bunu ilan etmiş olduğumdan dolayı, beyin ve edep sahiplerince sorumlu sayılmam!
T.C.yi tanımadığım, dolayısıyla sorumlu olduğum bir yargı olmadığı için yurt dışından gelen twetlere de istediğim cevabı verme hakkını kendimde görürüm! ’BM-AB-NATO’ diye bir yer var ise, çıkıp beni İHTAR etmelidir!
Bu kurumlar var ve ’ince’ bir şekilde satanist bir şebeğe bağlılar ise, o satanist şebekten beni linç, paramparça etmek için izin alıp İNSANLIK TARİHİ ÖNÜNDE DAHA FAZLA MADARA OLMAMALIDIR!
***
’Mağduriyet’i yönü ile ’İNSANLIĞIN UTANÇ ABİDESİ’ filozofunuz saygı ile dünya kamuoyuna sundu.
Maksut AKINCI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.