- 1418 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAHŞİ DOĞA
Aslında bütün doğa katliamının temelinde insanın doğaya karşı öfkesi yatıyor çünkü doğa, insan tanımlamasıyla ’vahşi’dir.
Çünkü doğada yaşayan hayvanlar birbirini yerler! Etçil hayvanların başka hayvanları avlayarak yaşamını sürdürmesi vahşettir ama insanın etinden, sütünden, derisinden bile yaralanmayacağı bir hayvanı, örneğin domuzu avlaması ’spor’dur. Dahası, yaban hayvanları yaşamaya mecbur oldukları için avcılık yaparlar ama insanlar günümüz teknolojisi ile hiç de muhtaç olmadıkları kürk, deri, diş ve benzeri ’sarf’ malzemelerini temin etmek ve hatta sırf zevk için avlanabilirler... Ama bakarsanız vahşi olan insan değil hayvandır!
Hayvanların bir biri ile kavgaları genellikle sürü liderliği için olur, kavgada galip olan sürünün lideri olur ve kavga biter. Oysa insanlar bir biri ile kavga etmek için bir çok sebep bulur; beslenme, barınma ve üreme için edilen kavgalar bir yana insanın doymayan gözü ile sosyal statü kaygısının sonu hiç gelmez, sürünün başına geçince insanın kavgası bitmez zira daha yaşanılan bölgenin, kıtanın ve hatta dünyanın liderliği var! Hayvanlar kavga ederken tek bir ağaç dalı dahi zarar görmezken, insanların kavgasında bütün bir orman yok olabilir ve hatta gelecek insan nesillerinin dahi genlerinde bozulmalar olabilir çünkü hayvanların kavgası merttir oysa insanlar silahların ve hatta kimyasal ve nükleer başlıkların arkasına sığınacak kadar korkak ve onları kullanacak kadar aptaldır! Ama yine de vahşi olan insanlar değil hayvanlardır!
Aslan, kaplan, kartal vesaire ’yırtıcı’dır, çünkü onlar avlarını parçalayarak yerler. Sanki insanlar zavallı koyunları, keçileri, danaları, tavukları ve balıkları bir bütün olarak mideye indiriyorlar! Çok zor şeyler yaşayan hayvanlarmış sanki ’benim başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir’ diyen ve dostun hatrı için çiğ tavuk bile yiyen!
Bırakın canım kendinize dev aynasında görmeyi falan; vahşi olan biz insanlarız, doğa yahşidir.
Çünkü bütün o besin zincirine rağmen hiç bir hayvan ırkı başka bir hayvan ırkının neslini tüketmemiştir; mesela kurbağalar aynı derede yaşadıkları kazların tüylerini canlı canlı yolmamıştır ısınmak için ve ya hiç bir leopar avlanmamıştır bir fil tarafından kürkü için... Ya kelaynak kuşunun timsah derisinden bir yuvası ve hatta fil dişinden bir takısı oldu mu zannediyorsunuz?
Ya da başka bir şey söyleyeyim size, bilirim siz her şeyin temeline ’insan’ı oturturtur ve öyle karar verirsiniz: Bir kağıdın sol yanına bir yılda bütün hayvan ırkları tarafından (aslan, kaplan, köpekbalığı ve benzeri...) saldırya uğrayarak ölen insan sayısını yazın, sağ yanına da sadece insanların saldırısı sonucu ölen insan sayısını yazın ve öyle karar verin kim vahşi, kim yahşi?
Ufuk Bayraktar