- 478 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
nays- ardahan öyküleri 304
Sınıfa girdim.
Toz bulutu inişe indi.
Pistte duruldu: Toz durdu.
Yerlerinize geçin dedim.
Oturun ve sırtınıza yaslanın.
Gözleriniz-i benden ayırmayın.
Dinlemiyorsanız dahi gözleriniz ben de olsun.
Çocuklar tertemiz kalpleriyle dediğim her komutu yerine getirdi.
Onlar-ın masumlukları kalbimi acıttı. İçim sızladı.
Düşündüm; çocuklar-a: Çok şey vermem lazım ki kendimi bu masumiyet’e karşılık bağışlatabileyim.
Birşey yapmamıştım. Suçluluk duymak nesiydi. Onları aldatmamıştım. Salt (Sadece) komut vermiştim. Buyrukla hitap etmiştim. Ve onlar yine masum- melul bakışların arkasında-n, kapıdan caddeye bakan yaşlı nineler- dedeler masumluğuyla bakınıyordular! Allahım çok acı şey: Bu saflığın meleklerine çok mühim şeyler, bu derste kazandıramamam! Böyle düşündüm. Birşeyler kazandırmasam- kazandıramazsam.
Tahtaya ikisi kız üç öğrenciyi çağırdım. İngilizceye meraklıydılar.Uzun süredir bunlarla İngilizce çalışıyordum. İstiyordumki ilerde: İngilizce öğretmeni olsunlar.
Öne çıkan oğlana "NİCE"ı yaz dedim.
"NİCE" nasıl yazılır ki dedi.
- "NİCE" diye yazılıyor, NAYS diye okunuyor değil mi öğretmenim.
Ben yazacağım dedi; İki kız öğrencinin kısa boylusu.
- Ne, A, Ye, Se...
NİCE ( Nays)
FEEL yazın dedim üçüne.
Üç öğrencimin üçü de: " FEEL" sözcüğünü ezberlemişlerdi.
FEEL diye yazılır; FİİL diye okunur diye mırıldanıyordular.
İngilizce kelimelerin, her birini bunlar Türkçe okunuşuyla ezberleyerek öğreniyordular
KNOW’u misal KINOW diye okuyarak ezberde tutuyordular. " KNOW" diyede ezberde tuttukları resimle yazıyordular.
"GO" kelimesini Türkçe okunuş-yazışla aynı olduğundan "GO" diye yazıp-okumayı yapabiliyordular.
Tahtaya şipşak yazdılar:"GO".
Öğrencilerin İngilizce kelime ve harfleri Türkçe okuyup yazdıklarını fark ettim.
İngilizceyi Türkçe okuyup yazmakları doğrudan okuyup-yazmakları yüzünden ikikat enerji harcamak değilmiydi? Bu fazladan bir kat gecikmektir.
Tüm okullarında Türkiyede öğrenciler. İngilizceyi Türkçe yazıp Türkçe okuyorlar.
İngiliz çocukların Türkçe öğrendiklerinde, Türkçeyi İngilizce yazıp konuşarak öğrendiklerini düşündüm.
Bu mümkün değildi. Yeryüzünde böyle birşey var mıydı? Bilmem, fakat çok zorlaştırılmış bir yol üzerinden lisan eğitimiydi. Bir bilindik şey mi vardı,diye düşündüm.
Ola ki bu zorluğa sürülmüşlük taktik değilde stratejik maksatlı olsun!..
Antalya Alanyada İngiliz öğrenciler görmüştüm bundan on yıl kırak (UZAK). Onlar Türkçeyi öğrenirken Türkçe alfabet ile öğreniyorlardı. Bizse İngilizceyi Türkçe alfabet ile öğreniyoruz. Çok uğraştırır ki.
Olam çok çabuk ve çok anlatabilir olam... olaydım.
Tutam ellerinden öğrencilerimin... hemen öğrenmiş olsunlar.
Daha çok çok yazam yazam isterim... emma.
Ne çare... ne çare... N’açar, naçar...
Yaş geçti, baş geçti: nihayet!
y. yılmaz
ardahan 28-03-2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.