- 1435 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FIŞ FIŞ KAYIKÇI
Bir zamanlar, en muteber küçük esnaftan sayılan kayıkçı-oltacı balıkçıların bol olduğu yerde, Küçüksu’da balıkçılar kaybolmaya başlar. Sandallarıyla açılıp, oltayla yakaladıkları taze mevsim balıkları ve lezzetli fincan böreği dışında hiçbir özelliği olmayan bu şirin semt arada sırada kaybolan balıkçılarıyla ülke gündemine oturur. Osmanlının, bırakın Rumeli ve Anadolu’sundan, Eflak, Boğdan, Şkiptar, Lehistan, Vidin, Erdel, Baserabya gibi tüm sancaklarında Pay-i taht’ta kaybolan balıkçılar konuşuluyordu. Yolu İstanbul’a düşenler ilk fırsatta Küçüsu’ya uğrayıp, olup biteni kendi gözleriyle görmek istiyor, Aseslerin, Falakacıların, Yasakçıların gözünden kaçan delilleri kendileri bulamasa da bol bol balık ve fincan böreği tüketip esnafı ihya ediyorlardı. İşin garibi, semtin ziyaretçisi arttıkça balıkçılar daha sık aralıklarla kaybolmaya başlamışlardı. İşin içinden çıkamadığı, kayıp olaylarını aydınlatamadığı için hakkında komik maniler yazılan, İstanbul’un ünlü Sübaşısı Manyaslı Abaza Hamzat ağa, kendisi kadar ünlü Selanikli Falakacı Rum Platin (Platinuss) efendiyi behemehal yardıma çağırır. Falakacı Rum Platin efendi daha ayağının tozuyla emrine verilen bir manga asesle beraber Küçüksu’ya keşfe gider. Arkadaşlarının kaybolması bir türlü aydınlatılamayan kayıkçı-balıkçı takımı hem inanılmaz artan balık talebini karşılayıp keseyi doldurmak hem de habire kayıp vermekten bitkin haldedir. Balığa çıkmadıkları gündüz vakitlerinde hep beraber sahildeki meşhur fincan börekçisinin bahçesinde çay içip, nargile tüttürürler. Durumdan hayli umutsuz olan kayıkçılar Platin efendi ve bir manga asesi görünce, _
Askeri mıntıka
Götüne mantar tıka
Ye fincan böreğini
Osuruğun pek çıka
Zort, zort, zort _O da nesi, o da nesi?
Platin’in osuruk sesi
Diye, hep birlikte tempo tutarlar.
* Bazı kaynaklara göre; hop, hop eder yüreği
**Masalımda kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.