- 644 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yürek Meselesi
Bir beyaz yelkendi yüreği, rüzgarını bekleyen
Esti küçük bir meltem, kıpırdadı yerinden...
Akşam vaktiydi rüzgâr göğsünü kabarttığında, martı gibi süzülüyordu mavi derinliklere... Gittikçe liman küçülüyordu, sonra kara... Göğsünü dolduran rüzgârla seyre daldı yelken, gün batımında kızıl eşlik etti seferine. Günün son kızıllığı vedalaşırken ay göründü, yıldızlar ışıl ışıl dans ediyordu gökyüzünde ay, yelken ve meltem
Her gün doğumunda esen rüzgâra bırakıyordu yönünü. Geceleri rüzgâr yerini yıldızlara bırakıyordu, küçük yelken gün doğumunu heyecanla bekleyip, rüzgârı kucaklıyordu hasretle her sabah... Bir gün rüzgâr gelmedi! Bekledi, bekledi, bekledi yelken...
Küçük bir esinti birazcık meltem...
Günler, aylar geçti hem karaya hasret, hem rüzgârdan umutsuz... Rüzgâra haykırıyordu her gün/ gece...
Karaya çıkacak kadar es...
Limanıma gidecek kadar es...
Güneşi kapatan bir karartı, beyazı griye bulayan bir fırtına koptu. Savruldu, hırpalandı parçalandı yelken... Kalan son parçasını küçücük esans şişesine koyup, bir bulan olur belki diye, suya saldı.
Artık rüzgâr gerekmezdi...
Bir dalga kıyıya atacak
Belki; bir balıkçı ağına takılacak
Yüreği, tutanın elinde kalacak...
15/03/13
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.