UMUT...
Umut; kalbimizde boy veren ağaçta, bitmesini hiç istemediğimiz yemyeşil filizlerdir.
Umut; kolumuzdan hiç çıkarmak istemediğimiz can simididir. Kaybedersek yaşamayız.
Umut; düşüncelerimizde gürül gürül akan ve hiç bitmeyen pınardır.
Umut; rûhumuzda, beşikten mezara kadar her gün açan, renk renk çiçeklerdir.
Umut; şans gişesi önünde uzanan upuzun kuyruktur.
Umut; elimizde, ömür boyu çektiğimiz sabır tesbihinde usanmadan saydığımız tanelerdir.
Umut; küçük bir çocuğun bakışlarındaki ışıktır.
Umut; karamsarlıklarımızda doğan ve ışıldayan sayısız kıvılcımlardır.
Umut; engin bir denizde, hiç bıkmadan dinlediğimiz kürek sesleridir.
Umut; tatlanmış gözyaşıdır.
Umut; ufkumuza, bıkmadan üst üste yığdığımız pembe bulutlardır.
Umut; gün ve gece boyu, hattâ ömür boyu yeşerttiğimiz fidanlardır.
Umut; geleceğe atılmış, çatlayıp yeşermesini beklediğimiz binlerce tohumdur.
Umut; düşüncelerimizin pembe ağacında patlayan binlerce tomurcuktur.
Umut; göremeyen gözlerde bir ışık zerresinin doğmasını beklemektir.
Umut; erişilmeyen bulutlara dokunabilme isteğidir.
Umut; hiç vazgeçmeden tutunmak istediğimiz erişilmesi zor zirvelerdir.
Umut; ömür boyu rûhumuza can veren yağmur damlalarıdır.
Umut; ömür penceresinden içeri giren gün ışıkları, ısıtan güneştir.
Umut; çıkamadığımız dağların doruklarında gezinme isteğidir.
Umut; rûhumuzda dolaşan, ara sıra perde perde yükselen nağmelerdir.
Umut; ufuklara seslenip, gelecek aksisedâyı beklemektir.
Umut; kurumuş bir kuyudan çekilen kovada görülen berrak su damlalarıdır.
Umut; biteviye sürtülen hayat dişlilerinden sıyrılarak, öğütülmeden hayatta kalabilmektir.
Umut; hayat ağacında sayısız olan, ama pek azının tadına bakabildiğimiz tatlı meyvalardır.
Umut; değerini anlayabilenler için bir ışık zerresi, küçücük bir ses, rûhu saran nefestir.
Umut; ekilen, büyütülen, hasat edilen ve tadına bakılan nimettir.
Umut; çok istediğimiz halde, çok nâdir ele geçen, bazen istemeden elimizden düşürüp paramparça ettiğimiz kristâl bir vazodur.
Umut; bir uçuruma düşerken tutunabildiğimiz bir kök, bir dal, bir eldir.
Umut; uçuşan hayâlleri, tek tek toplayarak derin derin koklayabilmek isteğidir.
Umut; bir insanın, bir hayvanın, susuzluktan kurumaya yüz tutmuş çiçeklerin, kesilmeyi bekleyen ağaçların, soluduğumuz havanın sessiz, duyulmayan çığlıklarıdır.
Umut; savaşta, barut, kan ve kin kokusunun yerine, barış çiçeklerinin ve yağmur kokusunun beklendiği andır.
Umut; kimsesiz çocukların başını dayamak istediği bir anne dizidir.
Umut; yine kimsesiz yavruların, başlarında hissetmek istediği şefkât elidir.
Velhâsıl, umut; insanca yaşamak, insanca ömür sürmek, insanca ölmek isteğidir.
Hâlenur Kor