- 1178 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“ EY GÜZEL İNSAN HALA KENDİMİZ OLMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? YAŞIYORSAN KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLİRSİN “....NİZAMİ MERT....
“ EY GÜZEL İNSAN HALA KENDİMİZ OLMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? YAŞIYORSAN KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLİRSİN “
Kendi Yaşamını taklitlerden kurtarmış olsaydı eğer, İnsan olmanın erdemini yaşayacaktı şu yalan dünyada. Bir gün olsun sağduyulu davranmadı başkalarının yaşamı ve başkalarının sözlerini taklit etmekle geçip gitti ömrü. Televizyon dizilerinin okuduğu romanların etkisinden hiç bir zaman kurtaramadı ruhunu kısacası bir gün kendisi olamadı.
Bir düşünebilseydi akıl edebilseydi eğer tüm bu örnek aldıkları insanlar rollerini para için yapıyorlar paraya göre oynuyorlardı onların gerçek hayatı izledikleri hayat değildi. Bu hayatın gerçek yaşamla hiç bir alakası yoktu. İnsan kendi olmayı becerdiğinde yaşamın tadına varacaktı. Dünyanın fark edemediğimiz bin bir kapısı vardı. Kim hangi kapıyı aralarsa onu yaşayacaktı. Dünya sonsuz yaşam için bir imtihan salonuydu ve ona göre dizayn edilmişti yaratıcı tarafından.
Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
O’dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş üzerine istivâ etti (hükümran oldu). Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, ona çıkanı bilir. Nerede olsanız O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görmektedir.
O, gökleri ve yeri hak ile yarattı, geceyi gündüzün üstüne sarıyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıyor. Güneşi ve ay’ı emrine âmade kılmış, Her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir. İyi bil ki, çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan ancak O’dur.
Tartışmasız insan için gerçek buydu. İnsan aklıyla düşüncesiyle yaşam sınavından geçecek ve hak etmiş olduğu belgesini rabbinden sonsuz yaşam olarak alacaktır. Ne tuhaf bir anlayıştı bu, İnsan zor olana talip oluyor kolay olanı elinin tersiyle itiyordu. Bu durum dünyanın her yerinde kendisi olamayan insanlarda görülen bir hastalıktı.
Bu koşullarda bir insan nasıl mutlu olabilirdi? İzlediği dizilerin okuduğu romanların kahramanlarını nasıl bulacaktı. Buldum diye sevindiği birçok deneyiminde hayal kırıklığı yaşayınca psikolojik bunalımlara girdi ve bir türlü kendini toparlayamadı. Kurtulmak için birçok yol denese de olmuyordu. Arkadaşları dostları da aynı hastalığın muzdaripleriydiler. Onlarla bazı sorunları paylaşayım dedi, aldığı tepkiler tüyler ürperticiydi. Bu durum onu daha da karanlığa götürecek sözlerdi. Onların Tavsiyeleri ise şuydu;” Aman salla gitsin kız elini sallasan ellisi veya aman dostum senin için kız mı yok her taraf kız kaynıyor çivi çiviyi söker al intikamını gibi sözlerdi ”
Severek isteyerek hiçbir baskı altında kalmadan evlenen veya sevgili olan insanlar ne olmuştu da birden bir birlerine düşman oluvermişlerdi? Bunun cevaplarını henüz bulmuş değildi. Kalktı radyoyu açtı Gülşen’den bir şarkı;
” Sana bir ihanet borcum vardı ödedim sonunda ağlayarak. Çoktan hak etmiştin bunu üzgünüm berabere bitti bu aşk “
Allah’ım bu ne böyle dedi hiç aklı başında bir insan kalmamış mıydı bu ülkede dedi kendi kendine. İnsan intikam alacağım derken kendi bedenine ihanet ettiğinin niye farkına varamıyordu. Bu akıl almaz düşüncede radyo ve televizyonlarda tekrar tekrar çalıyor çılgınca alkışlamalar arasında şarkının kilit sözcükleri koro halinde alkışlayanlar tarafından tekrar ediliyordu;
” Sana bir ihanet borcum vardı ödedim sonunda. “ ağlayarak. Çoktan hak etmiştin bunu üzgünüm berabere bitti bu aşk “
Kolaycılığa kaçılan bir yaşamın sonuçlarıydı bunlar. Bir gün başka birisi çıkacak;” Geceler boyu sevişmelerimiz bitmesin diyecek “ ve bu sözü sevişmenin ne olduğunu bilmeyen birisi söyleyecek ve bu şarkı feleğin sillesini yemişlerin başucu şarkısı olacaktır. Stresten yaşam koşullarının baskısından hayatı zehir zıkkım olan insan tüm bu sorunlardan kurtulacak ve sabaha kadar sevişecek. Bu koşullarda bu mümkün değildir. Ama bu şarkının etkisinde kalan taraflardan biri bu beklenti içindedir. Beklentisine karşılık bulamayan insan kadın veya erkek hiç fark etmez anında muhatabına düşman olacaktır. Evde sam yeli esmeye devam ederken dizilerimiz imdada yetişecektir. Aynı durumu yaşayan dizideki kahraman ne yapacak ve bu duruma nasıl bir çıkış yolu gösterecektir. Çünkü çözüm ve mutluluk buna bağlıdır şarkılar ve dizilerde bunun için değil miydi? İnsan böyle bir karmaşanın içinde aşk arıyor sevgi arıyor mutluluk arıyor nasıl bulacak ki? Önce bakışını düzeltecek Anlayışını gözden geçirecek ve ben niye yaratıldım var olma amacım nedir diye kendine sorular soracak ve cevaplarını bulacaktır. İşte o cevapların içinde gerçek aşk ve gerçek sevgide vardır. Allah kulunun mutsuz olmasını istemez eğer kul mutsuz ise bu kulun kendisinden kaynaklanmaktadır diyorum.
Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, hatalarınızın) Birçoğunu da Affeder. Şûra Suresi.42/30
Eğer gerçekten insan gibi yaşamak istiyorsak önce kendimiz olmalıyız. Bizim örnek alacağımız sadece dostlarımızdır. Bu dostlarımızın da kimler olduğunu Âlemlerin rabbi olan Allah bizlere Kuran’ı kerimde şöyle açıklamaktadır.
Sizin gönül dostunuz Allah’tır, O’nun resulüdür, bir de rükû eder bir halde namazı kılıp zekâtı vererek iman edenlerdir. Maide/55..
Kim Allah’ı, Elçisini ve müminleri dost tutarsa (bilsin ki) galip gelecek olanlar, yalnız Allah’ın taraftarlarıdır. Maide/56…
Bu kadar net ve açık bir tanımdan sonra yüreğinde özenti ve taklitler bulunan bir insanın geleceğinden ümitli olmak akıl karı değildir. İnsan kendi gerçeğini görmek ona göre hedefini belirlemek durumundadır. Hedefini belirlemeyen insanların karanlıktan kurtulmaları mümkün değildir. İnsan her durumda Allah’tan yardım dilemeli benliğini onun sevgisiyle ihata etmelidir. Mutsuz olmak insanın kaderi değildir. İnsan yaratılış amacı ve gerçeğine göre yaşadığı sürece Allah’ın yardımı her zaman kendisi ile beraber olacaktır. Sonuç olarak diyorum ki; “ EY GÜZEL İNSAN HALA KENDİMİZ OLMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ? YAŞIYORSAN KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLİRSİN “ Bu duygular içinde yüreğinizden Sevgi, Dilinizden Hoşgörü, Yaşamınızdan Ahde vefayı eksik etmeyin. Sevginin gücü sizinle ve sevdiklerinizle beraber olsun diyorum…Nizami MERT/ ADANA….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.