- 783 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
SİYAH GÖZLER
SİYAH GÖZLER
On dokuz yaşındaydım.İş çıkışı bir arkadaşıma on dakikalığına uğramam gerekiyordu.Evleri bizim eve çok yakındı.Mesaim bitmiş,sıcak ikindi saatinde sıcağın insanın üzerinde yaptığı yorgunluk ve günün yorgunluğu ile arkadaşımın evine doğru gitmeye başladım.
Kurbağa Çeşme denilen yerde bir genç çeşmeden su içiyordu.Ben gayri ihtiyari ona baktım.O genç de bana baktı.Bir adım attıktan sonra ben onu tamamen unuttum .Sessiz yolda Ulu caminin dibinde evleri olan arkadaşıma doğru ilerledim.
Adı, Sabriye olan arkadaşımın tek kapılı olan sokak kapıları her zaman kilitli olurdu. Kapının üst tarafı süslü demirlerle kapatılmış,o süslü demirlerin buzlu camlı kapağı açık bırakılarak sıcak havalarda evin serinlemesini sağlardı. Ev, beş metre derinliğinde bir gedik içindeydi.
Ben kapıdan içeriye girip,üç basamakla çıkılan merdivenlerin üst basamağına oturup, Sabriye den su istedim..Sıcakta yolda yürürken çok susamıştım.Daha bir yudum su içmeden. Sabriye ‘ nin ve annesinin kapıya bakan şaşkın bakışlarını gördüm.Kapıya doğru merakla başımı çevirdim.Çok iri siyah gözlerin sürekli bana baktığını gördüm.Çeşmede su içen o gençti bana bakan…
Çok utandım,tedirgin oldum,korktum.Sabriye ‘ nin annesi o.gence:
-“Oğlum, neden öyle bakıyorsun.sen kimsin” diye sorsa da o genç cevap vermiyordu.
Bana
-“Senin adın ne ?”diye sürekli soruyordu.
-“Sen, beni birine mi benzettin,neden adımı soruyorsun?” diyorum.Cevap vermiyor.Sürekli bakıyor ve tekrar tekrar adımı soruyordu. Adımı söylemeye korktum…Söylemedim;ama bir türlü kapıdan gitmiyor.elleri ile demirleri tutmuş bir halde gözünü ayırmadan bana bakmaya devam ediyordu. Gerçekten de çok korkmuştum.Ne yapacağımı bilmeden hareketsizce o siyah gözlerin bakışını üzerimde hissederek oturdum..O genç kapıda iken benim evden çıkmam da mümkün değildi…
Sabriye ‘nin kambur olan hiç evlenmemiş kırk beş yaşlarında ki teyzesi,mutfaktan hızla çıkarak öfkeli bir sesle bana:
“-Kızım.hadi evine git,adamı kapıya kadar getirmişsin.bizim oğlanlarımız var,biraz sonra eve gelecekler,başları derde girer..hemen çık git bizim evden..”Deyiverdi…
Korkumun üzerine,bir de evden kovulmamın utancı eklendi…Oysa benim hiçbir suçum yoktu.Ayağa kalktım..İki siyah göz hala bana bakmaya devam ediyordu.Ağlamak istiyordum ağlayamıyordum..Sabriye ile annesi teyzesine gerçekten de davranışı nedeni ile çok kızdılar..Benim utancım kadar,evlerinden birinin kovulmasının utancını yaşadılar…
Genç bir müddet sonra gitti.Ben de Sabriye’ lerin evinden çıkıp, koşarak on dakika mesafedeki evimize gittim.
Her gün sokağa çıkmak zorundaydım,çalışıyordum yıllarca o gençle karşılaşmanın korkusunu hep içimde taşıdım..hep korktum…Her döndüğüm köşeden sonra onunla karşılaşma korkusunu yaşadım.Hele de kış günlerinin erken karanlığı ve yağmurlu günlerinde taş döşemeli sokaklarda yürürken arkamdan bir elin beni yakalayacağını düşünerek ürktüm..O gün yaşadığım olay beni derinden etkilemişti..Ben o gençle bir daha hiç karşılaşmadım.Yıllar içinde de,bendeki korku etkisi kayboldu….
Şehrimizde ,Osmanlı Dervişlerine benzetilen birinden, söz edildiğini sık sık duyarım.Zaman zaman ortaya çıkan,özellikle de esnafın sabahları dükkanlarını açtığında onun gelmesi için dua ettikleri söylenir…Bazı cenazelerde aniden ortaya çıkıp dua edermiş.Şehir dışında olan mezarlığa kimin getirdiğini de hiç kimse bilmezmiş. Ben o kişinin, kim olduğunu hiç merak etmedim…Çünkü böyle şeylere hiç inanmam.
Can dostum,Sema annesini geçenlerde kaybetti.Nur içinde yatsın.Son bir hafta biz de onları hiç yalnız bırakmadık.O zor günlerinde her zaman bir arada durduk..Bir gece saat üçte Sema beni aradı “Annemi kaybettik..” Çok sevdiğim Emine teyze artık yoktu…Titredim…üzüldüm..yoktu artık..yok yok diye çok şey için üzülürüz..aslında yokluk,sadece ölüm..yok işte yok…Hemen hazırlanıp evlerine gittik.
Öğle ezanından sonra cenaze namazını kıldık,mezarlığa gittik.bulutlu karanlık bir günde Emine teyze ‘ye son görev için o’nu seven herkes mezarlıktaydı. Mezarlıklar ne kadar kalabalık olursa olsun..sessizler…Bir ses duydum
“-İşte Emine Teyzenin cenazesine de geldi..zaten o, sadece cennetlik insanların cenazesine geliyormuş.. Emine Teyze melek gibi bir insandı..” Onun kim olduğunu tahmin etmek benim için zor olmadı.Derviş denilen adamdı mutlaka…Merakla başımı çevirdim..Üç adım ötemde bana bakan o,on dokuz yaşımdaki iri siyah gözlerle karşılaştım…Yeniden korktum…
Şehrimizin dervişi yıllarca bana kabus olan iri siyah gözlü gençmiş….
YORUMLAR
VALLAHİ GÜZEL KARDEŞİM.BU ZAMAN ÖYLE BİR ZAMAN Kİ,NEREDE ,NEZAMAN NE OLACAĞI BELLİ OLMUYOR.ÇOK DİKKATLİ OLMAK LAZIM.HER YERİN KARIŞ KARIŞ SAHİBİ VAR.BEN BU KONULARA İNANIYORUM.ÇOK GÜZEL BİR YAZIYDI KUTLARIM.
sareyaprak
Sevgiler selamlar...
Bilmem,
Dervişler böyle mi olur?
Bir göz baktın diye arkana takılıp ismini öğrenme hakkını kendinde hisseder.
Sen kimsin, nesin? sorularına cevap bile vermez...
ben dervişleri Yunus gibi bilirim...
İçi sevgi dolu, insanları üzmez...
Aksine, "tek bir kalp kırmış isen o kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet yüzün yumaz değil" der...
Bence uzak durun böyle sahte dervişlerden...
sareyaprak
Sevgiler selamlar...
efendim yazı ilginçti ondokuz yaşındayken size adınızı ısrarla niye sordu ve daha sonra kayboldu arkadaşınızın annesinin cenazesinde o gözlerle tekrar karşılaştınız bence pisikolojik o günlerde çok korktunuz unutmuş olsanızda bilinç altınıza yerleşmiş o gözler bence bundan kaynaklı diyorum kaleminize sağlık saygılarımla selamlar
sareyaprak
selamlar bekir...
anlaşılmaz,ilginç olaylar yaşanır ve anlatılır hep, ama kimi gerçektir kimi uydurma ...
kurgu bir yazıdır belki bu okuduğumuz, ama ben inanıyorum hayatın içinde böyle garip olaylar yaşandığına ...
güzeldi ,tebrikler sareyaprak ...
sareyaprak
Elbette bazı sırrına eremediğimiz olaylar yaşıyoruz..da..
Ama ben onun derviş olduğuna inanmıyorum..sadece bir deli...
Selamlar asude...
sareyaprak
Sevgiler