- 591 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
kararsız gece-3
KARARSIZ GECE-3
Eski limana kavuştuğumuzda bulanık deniz yosun kokusuyla bizi karşılamıştı. Havadaki belirsiz bir karanlık rüzgarla oynaşırken kıyıya vuran dalgalar kumsala köpüklü dokunuşlarıyla küçükten öpüçükler konduruyordu.
Uçurum kenarındaki o yüksek kayalıktan ayrılıp buraya gelen kadar başta Natali olmak üzere hepimiz sessizlik andı içmiş gibiydik. Aradan ne kadar süre geçtiğini tahmin edemeyecek kadar yorgun bir o kadarda kafam karışıktı.
Kıyıda duran küçük teknenin cılız IŞIK(ğ)ında, önce iki ardından da üçüncü gölgeyi zar zorda olsa seçebildiğimde arabadan önce Yuri sonra Natali çoktan çıkmışlardı. Bir süre onların arabadan uzaklaşarak kendi aralarında konuştuklarını arabanın tozlu camından izledim.
Gölgelere bürünmüş bedenlerini izlerken, ikisinin el kol hareketleriyle kendi aralarına konuşmaları bir anlaşmazlığın küçük bir belirtisiydi. Umarsızca bir süre onları izledikten sonra dikkatimi beni götürecek olan küçük tekneye vermeye çalıştım.
Daha önce yüzlerini hiç görmediğim ve bu karanlıkta simalarını seçemediğim iki kısa bir uzun boylu adam beni bekliyordu. Kısa boylu olanlardan biri elindeki feneri Yuri ve Natali’nin olduğu yöne doğru çevirip, kısa aralıklarla söndürüp yaktı.
Karadan kopup dalgalara teslim olma zamanı geldiğini söyleyen fenerin işareti üzerine ikiside az önce hiç tartışmamış, anlaşmışlar gibi beni arabanın arka koltuğundan almaya geldiler.
Yuri tekneye doğru önde ilerlerken, Natali’yle biz yanyana onu ağır adımlarla takip etmiştik. Yağmur sonrası serin bir havayı ensemde hissederken Natali’nin şu an yanımda olması az da olsa beni ısıtır gibiydi.
Bineceğim tekne ise dalgaların melodisine kendini teslim etmiş sabit beklediği denizde sallanıp duruyordu. Natali’ nin elindeki sıcaklığı avçumda duymamla birlikte ikimizde aynı anda bulunduğumuz yerde adımlarımızı sabitlemiştik. Kurumamış ıslak saçları hafif rüzgarda raks ederken, geçici bir süre için buluttan duvağını açmış ayın parıltısını Natali’nin yeşil gözlerinde izledim.
Ceketimin sol cebine birkaç evrak sıkıştırıp, sağ eliyle evrakların bulunduğu tarafa üç kez işaret parmağıyla vururken, bakışlarında yeniden karşılaşacağız der gibiydi. Göz kapaklarımı iki kez kapatıp onunla sözleştiğimiz sırada, teknenin buunduğu yerden gelen bir el silah sesiyle gecenin sessizliğini bozuldu.
Teknenin yanına geldiğimde bu mechul yolculuğa bir uzun, bir kısa tayfa ile devam edeceğimi anlamam hiç zor olamıştı. Teknenin dibinde denize yüz üstü yatmış adamın kabarmış olan sarı yağmurluğu teknenin ritminde dalgalarla çalkalanıp duruyordu. Ahşap tekneye ilk adım attığım sırada Natali’yi son kez öpmek için herşeyimi verebilirdim.
Griliğini yitirmekte olan ince bulutlar ayın yüzünü örtmek üzere olduğu bir sırada teknenin motoru homurdanarak denizin sonsuz açıklarına doğru ilerlemeye başlamıştı. Arkama baktığımda teknenin pervanesinden çıkan su köpükçükleri birde kıyıda duran arabanın uzun yakılmış farları olmuştu...
***
Adaya yaklaştığımızda gök bulutlardan arınmış, güneş, denizin sonsuz ufuk çizgisinde kızılca bir doğum sancısı çekiyordu. Hırçın dalgalar kararsız karanlık bir gece sonrası alabildiğine durgunlaşmış, inzivaya çekilmiş ruhlara suskun şarkılar söylemek için güneşi içine çekmeye başlamışlardı.
Palmiyelerin yüksek dallarındaki sabahın sevincine etrafta gezinen beyaz kanatlı marılar eşlik ediyordu. Dimitri ağzındaki sigarayı kumlara doğru savurup tekneden inememe yardımcı olurken yüzündeki derin yara izini o an görmüştüm. Soğuk bakışlı, kırlamış saçları ve kirli sakalıyla bir korsanı andıran bir hali vardı.
YORUMLAR
İnsanı alıp götüren bir anlatım, içten yalın ve duru...üstelik şiir tadında.
ancak ,olay yok.öyküdeki kişiler hakkında bilgilendirme de..Kısa boylu adam
neden öldürüldü,neresiydi orası,buraya niye gelindi..
Kararsız gecenin belki de ilk ikisini okumadığım için ,ben bir bağlantı kura
madım.umarım beni yanlış algılamazsınız.sevgiler.
DİLEK YILDIZI
haklısın...
şu an internetle ilgili sorunum var...ama açıklamalı cevap yazacağım...
en derin saygılarımla ellerinden öptüm.....