Biraz cesaretin olsa
Birazcık cesaretin olsa, gururun olmasa yanımdasın. Ben de öyle, bu denli ürkek ve sevda
karşısında apışıp kalmasam, inan yanındayım.
Soruyorsun- bu başıboş insan sesleri dedikodu yapmaktan başka ne işe yarar? Birbirlerini
çekiştiriyorlar ancak.Ne sevgiden, ne dinden, ne de yaşamaktan bir şey anladıkları yok.
Nasıl zevk duyuyorlar bizim ayrılığımızdan. Bir araya gelsek yine aynı zevki duyacaklar sözümüzü etmekten.
Anlıyorsun. İkimiz kavuşamayız. Bu ölüm değin acı bir söz. Bunu bilmek tüm yeteneklerimi
silip süpürüyor. Oysa açığa çıkarmak gerek. Çıkmasını istiyorum. İnsandaki iyi ve güzel
olan değerlerin yitip gitmesi çok aşağılayıcı.
Bu gazozu içmeyeceğim. İçim dışım ateşler içinde. Üç yudum içip bıraktım.Sana bakıyorum
tepene dikiyorsun. Orda yalnız, bir başınasın. Suratın asık. Bunca kalabalık arasında
ikimiz de yalnızız.
Hiç oyun oynadığını görmedim senin. Karşımda yürümeyi şaşırırdın. Ben de öyle. Birbirimizi
görünce dilimiz tutulur, konuşamazdık. Anımsıyor musun? Bir an bakıp kalırdık. İkimiz birden ağzımızı açardık. Gülümserdik sonra.
Çevrene baktığında dört kara duvar.Duvarlarda fare deliği insan bakışları.İnsanların tümü
birden nasıl yitebilir? Bu dedikodular yok mu toz olup kapıyor gözümüzü. Hiçbirinin özelliğ
güzelliği ilgilendirmiyor.
Gülüyor musun? İçimdeki gözlerim yalnız beni görüyor, yemin ederim, gerçek. Ben ki bende
yiten çocuğu, çocuklar sevilsin istiyorum. Sevgiyle büyüsün çocuklar. Bazen çocuklarımı
azarlıyorum,çocukluklarından dolayı. Ardından kendimi azarlıyorum, bin kat daha gür bir
sesle. Senin yediğin ne halt kızım. Kendi çocukluğunu düşün. Nasıl da korkardın göklerin
bunca yüksekliğinden. Kısacık boyun vardı. Koca koca lâflar ederdin. Büyükler azarlayarak
sustururlardı.
Onca kalabalık ne gezer insanın yanında, bir işe yaramadıktan sonra. Vızır vızır arı gibi
uğululu. Ara sıra bu gürültüye karışan araçların gürültülü sesleri. Gökyüzü görebilenler için
mavi, hava açık, güneşli. Gözlerini iyice aç,sonuna dek güneşe doğru göz kırpmadan bak.
Güneşin bütün rekleriyle birleşsin gözlerin.Yan.Hiç çekme gözlerini güneşten. Bir zamanlar
senin de olan çocuk seslerini dinle.
Çocuk sesleri neşeni kaçırır, sinirlerini altüst eder. Çoğu kez sorarsın nedenini. İçinden
tam çıkmak üzereyken bir hayvana yenilirsin, şeytan adında.
Yalnız kaldıkça sevgisizliğe ne çok ağlardın. Küçücük bir kızken kocaman gökyüzüne
dikerdin gözlerini, gri, kara bulut yığınları bile nasıl ürkütürdü. Gittikçe küçülürdün.
Yeryüzüne bakmayı, doğrusu bastığın yere bakmayı bilmiyordun. Çocuktun. Yaşayacaktın
ve öğrenecektin zamanla nedenlerini. Özellikle oyunda küsmemeyi. Kırılanın yitirdiğini elinde kalan son kırıntıları bile. Bir duvarın dibinde elin çenende oturman neden? Herkes
ayakta, kuşlar cıvıl cıvıl. Oynuyor herkes. Bir koşuşturmaca sürüp gidiyor. Sen somurt, otur ve bekle. Gelip seni ayağa kaldıran çıkacak diye.
Eski yazdıklarımdan / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Öncelikle o resmin sen olup olmadığını merak ettim...çok ama çok güzel bir kadın...
Yazın ise mükemmel....Evet sevgi ile büyüsün çocuklar...
Selamlar...
glenay
aramızda artist gibidir:)
Ben ne yazık ki yaşlandım sayılır. Gerçi gönlüm buna razı değil ama.
Oturduğum eve yeni taşındığım için inanın fotoğraflarım nerede onu da
bilmiyorum. Kızım yerleştirmişti ıvır zıvırı..
Evet canım bizler büyüttük çocuklarımızı, evlendirdik, sıra çocuklarımızda,
bu yazıyı çocuklarım daha küçükken yazmıştım:)
Çok teşekkürler,
sevgiler..
glenay
Bilirsiniz, insan yedisinde neyse yetmişinde de odur:)
selâmlar..