- 507 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Güçlü Bir Büyü
Şaka, değil mi? Evet, kesinlikle öyle olmalı. Herkes gerçek sanıyor vermek istediğin o resmi. Şakanı sahici kılmak için nefes bile almıyorsun nerdeyse. Herkes öldün sanıyor bu yüzden. Kahkahalarıma buz gibi bakışlar savurarak sana dönüyorlar yeniden.
Hadi, uzatma artık sevgilim! Bu kendini bilmezlere hadlerini bildir, bana ne kadar haksızlık yaptıklarını anlat, gözlerini sonuna dek açarak. Nefes aldığını saklamadan, karnının iniş çıkışlarına izin vererek yaşadığını haykır her zerrenle… Kahkahalarıma bir sebep ver…
Hurdahaş olmuş o arabayla senin kıpırtısız bedenini aynı bütünün iki parçası olarak görüyorlar nedense. Benim kahkahalarımaysa hiçbir yer vermiyorlar o bütünde. Oysa az önce ben de o arabadaydım. Hemen yanıbaşında… Sen, ben, araba, üçümüz mutlu mesut ilerliyorduk hayat denen o uzun yolu oluşturan yollardan birinde… Sen "kemeri tak" demiştin biner binmez. Yaptığıyla söylediği birbirini tutmayan o anne babalara benzemiştin, "sen de tak" dememi her zamanki gibi duymazdan gelerek.
Yine o gizemli gülüşü kondurmuştun dudaklarına. "Bana bir şey olmaz" diyen… Ben de her zamanki gibi inanmıştım buna: Sana bir şey olmazdı. Sen kahramanımdın çünkü. Eğer sana aşık olmasaydım, asla inanmazdım sana. Bir büyünün içinden bakıp dumanlara boğmazdım gerçeği. O direksiyonu görürdüm. Onu kavrayan güçlü ellerini… Onlar kadar, takmadığın o kemeri de görürdüm. Görür görmez de o sesleri duyardım: Çarpışmadan doğan o gümbürtüyü, cam şıngırtılarını, haykırışları…
Zihnimdeki bir haber bülteninden kalma o sesleri susturup kendi sesimi hakim kılardım yeniden. "Lütfen o kemeri tak" derdim, tüm büyüleri bozacak kadar gerçek bir dünyadan seslenerek sana. Seni gerçekten görürdüm.
Ama yapamadım işte! Sıyıramadım kendimi büyünden. Belki de dünyanın o haber bültenlerindeki kadar soğuk bir yer olmadığına inanmak istedim. Aşkın sevenleri dokunulmaz kılan büyüsünde kaybolmak… İşte bunun için onların bu hakaretler yağdıran bakışlarına karşı kahkahalar atmaya devam ediyorum inatla. Onlar bilmiyorlar dokunulmaz olduğumuzu çünkü. Sevenlere hayat böyle sert dokunuşlarda bulunmaz. Onlara hiç kızmıyorum. Nerden bilsinler ki o kazadan sağ salim çıkmamızı sağlayan o büyüyü? Senin ölüye benzeyen bu sopsoğuk yüzünde aşkın izini nasıl sürsünler ki?
Hadi, bırak şakayı artık. Ölü taklidi yapmaktan vazgeç, aşkımıza yol ver yüzünde. Hatta bir kahkaha da sen savur onlara. “Öldüğümü sandınız ha?!” de sonra, bir hamlede ayağa kalkıp karşılarına dikilerek. “Nasıl ölebilirim ki bu kadar çok severken birini? Hangi gerçek, böylesine güçlü bir büyüyü bozabilir ki?”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.