Gene de bir iştir beklemek. bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan.-- cesare pavese
Mevlüt GÖZDE
Mevlüt GÖZDE
@mevlutgozde

Çitlembik Vadisi- Gürleyik'te İlk Gün

16 Mart 2013 Cumartesi
Yorum

Çitlembik Vadisi- Gürleyik'te İlk Gün

12

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2173

Okunma

Çitlembik Vadisi- Gürleyik'te İlk Gün

Çitlembik Vadisi- Gürleyik'te İlk Gün

Menengiş-çitlembik

I.BÖLÜM

Gürleyik’te İlk Gün

Güneş Habib-i Neccar Dağı’na sırtını yaslar yaslamaz ilk ışıkları bu yamaçları aydınlatırdı.İlk ışık huzmeleriyle aydınlanan bu yamaçlar envai renklerde nebatatla adeta bir botanik bahçesini andırır, her türlü rengin iç içe girdiği bir renk cümbüşü ziyafeti sunardı görenlere.Burası her türlü hoş kokunun yayıldığı bakir bir yerdi. Gün burada erken başlardı, sabahın fecri sökmeden alacakaranlığın yerini gündüzün hararetli öğlen coşkusu kuşatırdı.Yamaç,şehre yüzünü dönüp sırtını Akdeniz’in hoyrat dalgalarıyla oluşan sert fırtınalarına perde olan dik bir yamacın eteğine oturmuştu.Yine kaynağını buradan alan gür bir pınarın coşkulu sesi eşlik ederdi bu renk cümbüşüne.Toprağın rahmet fışkırdığı bakir bir cennet parçasıydı adeta.Kaynağından fışkıran su, önce yatağını dolduruyor ardından hoş bir müzik armonisi tınısıyla yol bulup aşağılara doğru küçük bir arığı izleyerek şose yolun yamaçla kesiştiği noktada salınarak yol alıyordu.


Bin dokuz yüz otuz sekiz yılının Temmuzunda yerleşmişti Habip buraya. Yanında sadece eşi Ayşe ve iki katırıyla birlikte.Fransız askerlerinden kalma derme çatma iki göz barakayı onararak biri ahır diğeri oturma odası iki odalı bir eve dönüştürmüştü.Suyun bu gür sesinden olsa gerek buraya “Gürleyik” diyorlardı her ikisi de. Zaman zaman kömür taşıdıkları Doğancık Köyüne gittiklerinde hep “ Gürleyik” ten bahsediyorlardı. Evet orada yaşıyorlardı.Cennette… Yüce Allah’ın her türlü rahmeti bahşettiği cennet topraklarında.
Eşi Ayşe ile henüz evlenmeden çok önceleri keşfetmiş ve burada yaşama fikri kafasında oluşmuştu Habip’in. Çünkü çocukluğu ve gençliği hep bu dağlarda odun kömürü elde etmekle geçmişti.En babayiğit ağacın ömrü O’nun elinde en fazla beş dakikaydı.Ah kesilen ağaçların bir ağzı olsaydı da bir konuşabilselerdi, bu cellatlar kaç kardeşlerini katletmişlerdi…


Doğancık Köyü sakinlerinden kaşıkçı Mehmet Efendi’nin en küçük oğluydu Habip. Fransızların Hatay’dan çekilmelerinden sonra köye yerleşen Türk Askerlerini ilk karşılayan da O’ydu, onlara methiyeler dizerek, ayakta ilk alkışlayan da. Komutanın gözleri dolmuş, atından inerek bu vatanperver, yüreği vatan ve asker sevgisi dolu Mehmet Efendi’yi kucaklayarak teşekkür etmişti.Askerleri evinde ağırlayan Mehmet Efendi komutanın gözüne de girivermişti onca köy halkı arasından. Ve askerlere hizmeti o günden sonra hiç ama hiç azalmamıştı.Askerlerin her türlü yakacak odun, kömür ihtiyaçlarını hep O karşılamıştı. Komutanın en güvenilir adamlarından biriydi de aynı zamanda. Köyde olup bitenler, konuşulanlar… Dakikasında komutanın avuçlarındaydı artık. Güven ve menfaat ilişkisine dayalı sağlam bir dostluğun temelleri işte o günlerde atılmıştı.Oğlu Habip’in çoktan göz diktiği Gürleyik yamaçlarının kendilerine tahsis edilmesi de bu nedenle sorun olmamış, aksine orman bölgesinin güvenliğinin sağlanması görevi ve asayişle ilgili bir takım görevler de böylece Habip’in gizlice üstlendiği hayati öneme haiz görevler arasındaydı artık. Ama bunu sadece Mehmet Efendi ve oğlu ile komutan biliyorlardı.Bu dağlar artık her türlü nimetlerinden faydalanacakları birer hediyeydi onlar için. Kaçak kömür yakma korkusu da kalmamıştı artık. Başkalarının bu dağlardan odun kesmesi de böylece engellenecekti.

Bir manga Fransız askeri zaten bu yamaçları tarıma hazır hale getirmiş, suyun taşınması için arıklar ve sebze bahçeleri hazırlamışlardı. Birkaç gözden oluşan derme çatma kulübeler de birkaç günlük uğraşla ev haline getirilmişti.Duvarlar çamur sıvasıyla sıvanarak düzeltilmişti.İki katır sırtında getirilen eşyalar odaya rastgele yerleştirildi. Kırma tüfek, duvara yerleştirilen ince bir ağaç dalına asıldı.Üç beş parça üst baş kıyafet, kap kacakları ve birkaç şilteden oluşan yorgan yatak, duvar dibine yerleştirildi. İki gaz lambası, bir gazocağı, şimşirden yapılma üç beş tahta kaşık, oklava ve yayık en değerli eşyalardandı onlar için.Şimdilik bir odada yaşayacaklardı.Odaların üstü ağaç dallarıyla ve çalılarla örtülmüştü, kapısı ise ince dallardan örülmüş bir çiti andırıyordu.Zaman içinde eksikleri gidereceklerdi. Kömürden kazanacakları paranın hayali gizliden gizliye Habip’i mutlandırıyordu.


...



Yazımı güne getiren Seçli Kurulu’nun değerli üyelerine, görüş ve önerileriyle bana ışık tutan Şair, yazar arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimle...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çitlembik vadisi- gürleyik'te ilk gün Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çitlembik vadisi- gürleyik'te ilk gün yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çitlembik Vadisi- Gürleyik'te İlk Gün yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
VAHA.
VAHA., @vaha-
2.7.2013 19:17:49
10 puan verdi
Yazıyı kaçırmışım, özrümü bağışla ustam.

1. bölümü okudum şimdi 2.'ye yolculuk.

Sardı, oldukça....kurdele'den belli zaten :)
Birselamver25
Birselamver25, @birselamver25
19.3.2013 11:59:57
Şiirleriniz kadar yazılarınız da harika hocam gerçekten çok beğendim konuyu anlatım üslubunuz o kadar güzeldi ki devamını merakla bekliyorum ilğiyle takip edeceğim en derin hürmetlerimle saygılarımla.
ALPEREN OZAN
ALPEREN OZAN, @alperenozan
17.3.2013 22:36:51
günün yazısını kutlarım

anlamlı ve değerli bir eser.
Gül ESEN
Gül ESEN, @gulesensancar
17.3.2013 20:42:21
çok güzel bir yaşanmışlık..zevkle okudum..ancak siyah zemin gözlerimi aldı:)) diğer zeminleri denerseniz sevinirm..

yazının devamın bekliyorum..saygılarımla ve kutluyorum aynı zamanda ..esen kalınız..
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN, @gulaysedelen
17.3.2013 20:41:47
ayrıntılarıyla birlikte akıcı olduğu gibi mekanı canlandıran hikayenizi kutluyorum saygılarımla.
kukurikuu
kukurikuu, @kukurikuu
17.3.2013 17:37:08
Güne düşen yazınızı tebrik ederim.
Çok akıcı bir anlatımla kurmuş olduğunuz hikayenin devamını da bekliyorum
Saygılarımla.
Mehmet Ziya Dinç
Mehmet Ziya Dinç, @siirlerinziyasi
17.3.2013 13:11:53
yazının başında Habib-i Neccar dağı ismini görünce efsane geldi aklıma

bu dağ Antakya'da ama Gürleyik köyü geçmiyor oralarda.

acaba hangi Gürleyik diye soramadan edemedim kendime.

takip ediyorum Mevlüt hocam

ilgiyle

selamlar saygılar
Etkili Yorum
Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
17.3.2013 10:23:52


Gelecek zamanda Habip ve ailesinin cennette geçirdikleri zamanlar, yaşam mücadeleleri anlatılacak sanırım.

Anlatım diliniz öylesine güzeldi ki hocam.Bir yandan tarihe projektörlük yaparken diğer yandan anadolu insanının kültürel, sosyal yapısını da anlatan çok değerli bir yazıydı.

Bu arada o gürlek cennetini nasıl merak ettim.Öyle güzel anlattınız ki sanırım orda ölüm denen şeyi bilmez.Ve hâlâ yaşıyordur Habip eminim ailesiyle. Bir mektup yazıp ziyaretine geleceğimizi söylesek kabul eder mi dersiniz ? :;))


Gönülden kutlarım bu değerli yazınızı.Gerçekten sabah sabah çok güzel geldi.

Gönül emeğinizi tüm içtenliğimle tebrik ederim.

Selam ve en derin hürmetlerimle .



direniş
direniş, @direnis
17.3.2013 01:30:28
yürekten kutlarım yazarım

nefes yazınızı takip etmeye çalışacağım

nice yazılarını görmek dileği ile

selam ve saygılar... uzaklardan...
Gül Şehri
Gül Şehri, @gulsehri
17.3.2013 00:04:55
Güne düşen yazınızı tebrik ederim... Siyah fon üzerine yazılan yazıları okumak gözlerimi çok yoruyor o seble zorlukla okyorum...
Yazıda ahenk ve akış çok güzel ve sürükleyici... Sonrasını merak ediyorum doğrusu...

Selam ve dua ile...
e d i b / a h m e t
e d i b / a h m e t, @edib-ahmet
16.3.2013 21:57:50
10 puan verdi
Önce bir betimleme ile Habibi Neccar Dağı tasviri ile ilk parağraf göze çarpıyor yazıda...

İkinci paragrafta Habib anlatılıyor.

Gürleyik'te ikamet ediyor eşi Ayşe ile beraber.

Doğancık köyünden olan Habib'le ilgili yine yazıda bilgiler söz konusu.

Tarihi unsurları da ihata ettiren yazının ağacın kolları misali o kadar çok dalları olacağa benziyor.

Girişiyle akıcı güzel bir yazının muştusu gibi başlangıç...

Bakalım devamında neler olacak...

Teşekkürler paylaşıma Mevlüt hocam...


Saygıyla...


=================================== e d i b / a h m e t



VAHA.
VAHA., @vaha-
16.3.2013 15:17:48
10 puan verdi
Devamını çok merak ediyorum sevgili ağabeyim.Ancak, bu bölüm oldukça samimi ve akıcı.Bittiğinde müthiş bir makale çıkacak kaleminizden eminim.

Hürmetlerimle

VAHA. tarafından 3/16/2013 3:20:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.