- 430 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇATLAK
Henüz çocuk sayılırdım.Köyden yeni gelmiştim.Lisenin orta kısmına gidiyordum.Panayırı duyar,görenler anlattıkça merakım kat kat artardı.
Bizim ilçenin panayırı meşhurdu.İlanlar da “Asırlık Z… Panayırı” diye yazardı.Tarihini tahmin etmek imkansız gibi. Daha sonra ben araştırdım tam 4000 yıllık bir geçmişe sahip.
Panayır demek, bu bölgede her şeyin başlangıcı ve bitişi demektir.Yıllık işler,alım-satımlar panayıra göre ayarlanır.Bizim panayır da da olmayan yoktur. Aklına gelen her türlü mal,eşya olay vardır.Ticaret,eğlence, kumar, içki,alım-satım, kandırma, ve aklına gelebilecek her türlü olay.
Lisenin müdürü, bizim okulun da müdürü.Müdür yardımcıları da aynı.Eski öğrenciler onlara lakap takmışlar.Müdürün adı Porsuk,iki yardımcısı var,kardeşler, onların adı da ÇATLAK!Bu iki kardeş 1960 ihtilalin de ordudan atılmış.Çatlak,bizim sınıfın Fen Bilgisi Dersine geliyor.Birgün önceden ödev verdi.
“Yarın kontrol edeceğim, herkes yapsın,dedi.”İşinse yapma!..Adam daha sınıfa girmeden ayaklarımız titriyor.Ders bitti.Zil çaldı. Çantayı aldığım gibi koşa koşa eve gittim.Ev de kimse yok.Çantamı bıraktım,elime bir dürüm aldım,yiyerek doğru panayıra koştum.Kalabalık..Işıklar yanmış,her taraf ışıl ışıl parlıyor.Çığırtkanlar bağırıyor,fırıldaklar dönüyor,sihirbazlar şapkadan tavşan çıkarıyor,cambazlar ip üstünde yürüyor.Çadır tiyatrosunun önü ana-baba günü.”Aç,aç!..”lar kıyameti koparıyor.Velhasılı insanın aklı başından gidiyor.Önüm de bir tezgahı görüyorum.Çocukluğumuz da Malatyalılar getirirdi.Biz onlara Çerçi derdik.Onun tezgahından daha büyük ve malı daha çok.
“Aman Allahım!” O da ne? Aradığım her türlü rozet tezgahta duruyor.Arkadaşların yakaların da görür,kıskanır, benim de olması için dualar ederdim.Cebimde param var.Rozetler karşım da duruyor.Fiyatını bile sormadan bir kartal rozeti seçtim.Kartalın altın da büyük harflerle “MP” yazıyor.Siz şimdi diyeceksiniz ki, bu kesin Beşiktaş rozeti, keşke öyle olsaydı?..”MP” ye aklım ermedi.
Köy çocuğu olarak kartalı sevdim.Parasını verdim,aldım.Ceketimin yakasına özenle taktım.Artık benimde bir kartal rozetim vardı.Sonsuzluğa doğru kanat çırpıyordu.O yakamda uçadursun;
Ertesi gün oldu.Sevinerek,yakamda rozetimle okula gittim. Ders başladı.Bizim Çatlak sınıfa girdi.Ödevleri kontrole başladı. Akşam özene bezene ödevimi yapmıştım. Yapmayanlar tokadı yiye yiye geliyordu.Sıra bana geldi.”Aferin,dedi!” Selam vermek için ayağa kalktım.Keşke kalkmaz olsaydım.Kendime geldiğimde sıranın altında yatarken gördüm.Çatlak başımda bekliyordu.Hiç beklemediğim tokat yemiştim.Ayağa kalktım,başım dönüyordu;
“Neden vurdunuz ,dedim? Ben ödevimi yaptım.”
“Bak sen,dedi.Bir de konuşuyor.Ulan biz bu yüzden askeriyeden atıldık.Bilmiyor musun sen?”
“Sen de korkmadan okulda parti rozetiyle dolaşıyorsun!” O zaman anladım ki,bu iki kardeş Demokrat Partiyi tuttuğu için ordudan atılmış.Bense partiyi hiç bilmem.
“ O rozeti çıkar.Bir daha da parti rozeti takma?”
“Bu kartal Hocam!Partiyi ben bilmem,dedim.”
İnsafa gelmiş olmalı ki,başını sağa sola salladı.Üzüldüğü belliydi!
“Bak çocuğum,dedi.Bu bir partinin rozeti.Onun için bir daha takma.”
“Olur Hocam,dedim. Bir daha hiç rozet takmam.”
Adam çatlak.En başta söyleyeceğini en sonda söylüyor.Biz de zevk için onun dayağını yiyoruz.
Bir daha mı tövbeler olsun! Ne olduğunu bilmediğim hiçbir rozeti yakama takmadım.
Ama bu olayı da hiç unutamadım!
Kemal DOĞANAY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.