1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
917
Okunma

Hayal kurarken utanan, korkan,çekinen kadınlar var. Evli kadınlar... Evlilikleri, zamanın ve biraradalığın darmadağın ettiği bir küskünlükle küflenmiş kadınlar... Bir bakış ve bir özlem için iç çekişlerini kelimelerin arkasına saklayan kadınlar... Hem içlerindeki sırrı ilan etmek için yanıp kavrulan hem de saklamak için tonlarca yük sırtlanan kadınlar...
Onları okurken,izlerken ne çok içim acır... Hayatlarının en değerli varlıklarının uğruna bu rutini sürdürürler ve bir bakarlar ki yıllar kanatlanıp uçmuş kuşlar gibi... Zamanla küçük küçük molalar çalmak isterler hayattan,evlilikten,aşktan... Ve kendilerini haklı çıkartacak ne çok sebepler bulurlar. Kimbilir,belki de haklıdırlar. Kimbilir belki de haksız...
Yitip gitmekten daha mı zordur çekip gitmek? Hep bahanesi hazırdır dillerin... Belki kalpleri biliyordur hepsinin bahane olduğunu. Sürüden ayrılmadıkları için her saniye eriyip gittiklerini için için biliyorlardır.
Hep bir arada kalmışlık... Hep bir özlem... Hep bir aşkla istenmek arzusu... Karda,ayazda ateş basması vücudun...
Bu akşam bir çok uykuda kadın için üzüldüm. Bir kısmı ayılmaya başlayan... Oysa Onların durumu uyuyanlardan daha da kötü... Uyur gezer gibi bilinçsizce dolaşmaları ruhları ağlayarak...
Bu gece bir kez daha halime şükrettim. Aşkın peşinde bir köle gibi sayıklamak... İşte bu beni öldürürdü.
Keşke huzur içinde korkusuzca yaşasalardı aşklarını Onlar da...
Tıpkı martılar gibi...