- 513 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
14 MART 2013
Dalgalar, martılar ve kulaklığımdan çıkan müzik sesleri eşlik ediyor gözyaşlarıma. Üzüntümü ,nefretimi,kinimi bi o kadar da çok sevgimi bir kedi yavrusuna anlatıyorum. Anlıyor gibi acıyan gözlerle bakıyor yüzüme. İçimi daha çok acıtan bakışları var. Zavallı gibi hissediyorum kendimi, çaresiz.
Yaramazlık yaptığında ceza olarak odasına kilitlenen küçük bi çocuk gibiyim. Kalbine kilitli kalmışım. Uslandığımı söylesem de çıkamıyorum oradan. Esir kalmışım.
Martılar kendilerine atılan simitleri yiyor. Belli ki acıkmışlar, açlar. Onlar simide , ben sana açım. Anlamıyorsun.
Gemiler görünüyor uzaktan, kıyıya yaklaşıyorlar. Bir yandan da gidişi olan, dönüşü olmayan vapur seferi anonsunu duyuyorum. Düşünüyorum. Gitsem, dönmemek üzere gitsem, yollar kaybolsa dönemesem… Olmaz. Kendime verdiğim sözü tutmalıyım.
Sağ tarafımda yaşı epey ilerlemiş, ak saçlı amca elinde bira şişesi ile bana bakıyor. Gözleri annesine korkuyla bakan çocuklar gibi, belli ki bir şeyler anlatacak. Müziği kapatıp, defteri kalemi bırakıp amcaya dönüyorum. ‘hayır ‘ diyor, ‘devam et yazmana.’ O anlattıkça gözlerim doluyor, bir yandan yazıyorum. Küçük bir balıkçı teknesinde yaşıyor. Eşi ve tek çocuğu trafik kazasında ölmüş. Karaya adım atmıyor. Anlatırken dayanamıyor, akıyor gözyaşları yavaş ve sakince. ‘sevdiklerimi koruyamadım.’ Diyor. Ekliyor, ‘ ve artık sevemiyorum kimseyi,kalbim yıllar önce o kazada öldü çünkü.’ Daha fazla dayanamıyor. Kalkıp gidiyor. ‘tekne denizde ilerlemeye başlıyor. Belli ki gitmeye ihtiyacı var, gidip de dönmemeye.
Kalbim fısıldıyor kulağıma usulca ‘tut artık sözünü’ diye. Sabrı kalmamış, bir hayli yıpranmış belli ki. Küçük bir kağıt çıkarıyorum bu sefer. Yazıyorum, yapmam gereken her şeyi yazıyorum. Birazdan hepsinden kurtulmuş olacağım. Küçük bir taşa sarıp denizin en derinine gönderiyorum.
Buruk bir mutluluğum var, burayı terk edince geçeceğine inandığım bi burukluk bu. Güneş batar birazdan, rüzgar çoğaldı. Yazdıklarımı bana geri getirmeden dalgalar gitsem iyi olur. Yavru kedi bu sefer mutluluğumu paylaşır gibi bakıyor. Martıların karnı doydu, dalgalar hızlandı, müzik hareketlendi. Artık gitme vakti. Hoşçakalın !