Yalnızlık...
Uzun zamandır hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim sanırım kendimi....
O kadar yoğun..o kadar iç acıtıcı..o kadar delici bir yalnızlık..
Bugün bana tanımını yap deselerdi yanızlığın şöyle derdim herhalde....
"Seni en iyi anladığını düşündüğün insanın seni anlamadığını anladığın andır
yalnzılık"
İşte bugün de öyle oldu...
Ve birkez daha kendimi ifade edemeyişimin yakıcı çaresizliği ile
yüzleştim...
Birkez daha bu dünya yüzünde anlaşılamamış olmanın acımasız yüzüyle
yüzleştim..
Ve anladım..bir kez daha anladım.."mutlak yalnızlık" işte benim
yalnızlığımın adı bu..
Olmadı can..can olmaya yakışmadı...bu katı tutumun "anlıyorum" cümlesinin
altındaki anlamazlığın..olmadı
Bir öğretmen edasıyla not verdin bu "can " olma durumuna...
Eksiler koydun..kara tahtaya bişeyler yazdın..haneleri doldurdun..olmadı
can..bu can yarısı olmaya yakışmadı...
Sen ve ben biz olmamışız...sen ve ben bir olmamışız...sen bana kızıp öfkene
yenilirken haneme kötü not verirken bir değildin...biz değildin...sen ve ben
olmuştuk..bir ve biz olmaktan çıkmıştık...
İşte bunu gördüm ben bugün sende...işte bu duygu alıp beni yalnızlığın derin
ve karanlık çukuruna attı...sen ben değildin bugün...beni sen olmaktan
uzaklaştırdın...biri..bizi yıktın...çok acımasızca kendi hayal kırıklığına
odaklanmıştın...benim de sen kadar kırıklık yaşadığımı düşünmeden...
Herşeyin çok başında anlamaktan anlaşılmaktan uzak..gören ve anlayan göz
olmaktan bu kadar çabuk çıkıp bir olmayı unutabiliyorsun..öfkene kapılıp
herşeyi yıkabiliyorsun...
Can olmak bu değildirki..can yarısı dedin..bunu laf olsun diye
söylemişsin..işte ben bu yüzden yükünün altından kalkamayacağın kelimeler
kullanmanı istemedim en başından beri..."can yarısı"...ne önemli bir
ifade....biz bundan uzağız...o kadar uzağızki..ben senin yaşadığın kırıklığı
iliklerime kadar hissettiğim halde..sen duygularıma hane açtın..not
verdin...
İnanamadım..bu kadar basite indirgediğine inanamadım..beni yaşadığın
ilişkilerle eş tuttun... can yarısı olmak bu değil..can olmak bu değil..en
azından benim için bu değil...
Kimi teraziye koyup tarttın..beni mi..bizi mi..kendini mi...çünkü bugün o
tartıya konulup diğer ilişkilerinle tartılıp değerlendirilen bendim
"ben"...eğer sen "ben" i mukayese edebiliyorsan bir olmak durumun
bitmiştir...ben sendiysem eğer..orada tarttığın biraz da kendindin..ama hiç
sanmıyorum...
Oysa benim hanelerim de hiç iyi not yokki..beni sahip olduğum şartlarda
kendime verdiğim eksilerden daha fazla eksiltemezsinki...
Biraz da bu şartlar yüzünden istediğim anda seni göremiyorum..biraz da bu
şartlar yüzünden sana gönül rahatlığıyla gel diyemiyorum...ben hala ne zaman
kiminle olacağımı evde yaşadığım insanlara açıklamak zorundayım..burası
benim evim değil..ailemin kurallarına uyum sağlayarak..ben olmayı bir yana
bırakarak yaşamak zorunda olduğum "baba ocağı"...
Sen bilir misin bu yaştan sonra onlara tabi olarak yaşamak nedir??? kendi
planlarını yapmak istediğinde bile bir kamyon yükü lafla açıklama yapmak
zorunda olmak ne demektir??? gidilecek yerlere gelmiyorum diyememek..gelen
misafirlere "gelmesinler bugün yalnız kalmak istiyorum "diyememek...
Ben biliyorum..bunu anlamazsın...bugün anlamadığın gibi..ve korkarım hiç
anlamamışsın...sana yansıtmadığım pek çok sorunu da anlamayacağın gibi....
İşte ben o yüzden yalnızım ve hep de yalnız kalacağım...
İşte ben o yüzden hiç bir açıklama yapmadan da gönül sesimle beni anlayan
bir Allahıma sığındım..
çünkü bir tek O anlar beni..demeden de dediğimi bilir..beni yanlış
anlamaz..göz yaşlarıma bir tek o değer verir..O na akıttım ben bugün
gözyaşlarımı.. O na anlattım hiç konuşmadan yalnızlığımı anlaşılmazlığımı...
çaresizliğimi...sen yoktun..ben de yoktum..
Ama canın sağolsun..canın yarısı sağolsun.. ama bu ben değilim...benim yarım
da sen değilsin..ve biliyorum ki benim diğer parçam yok..bir insan benim diğer
parçam değil..belki de ben tek yarım bir parçayım ve artık
yoruldum..aramaktan yoruldum..olmayan birşeyi aramaktan yoruldum...
Senin yolun açık olsun...