- 834 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
uçsuz bucaksız
Başı sonu olmayacak bu yazının.
Çünkü yorum diye başlamıştım,
yorum boyutlarını aşınca buraya taşımak gerekti.
bir süre kuralsız ve uçsuz bucaksız yazasım var.
konu ve kategorimin adı ancak "içsesim"dir.
okursanız nezaketinizdendir,
benimkisi kendimle söyleşmek.
/
(methedildiğinde etkilenmeyecek olanlara dilediğiniz kadar övgüde bulunun)
MoNa
/
herkesin kendi gururu kendisinde işler,
ya ayağımıza dolaşır adımlarımızı engeller,
yada başkalarının yollarının bize ulaşmasına mani olur, set çeker.
gurur duvarımıza hem kendimiz çarparız, ki çoğunlukla böyle olur.
bazen de başkaları çarpar incinir.
yani hiç bir tarafından iyi gelen ve iyileştiren birşey değildir gururumuz.
kendimize bir büyüteçle bakmak gibidir,
kendimizi gördüğümüz gibi göründüğümüzü sanırız,
başkalarının bizi nasıl gördüğünü ise hiç merak etmeyiz.
çok inanırız bu yanıltıcı görüntümüze,
aslında kendimizi nasıl bir dipsiz çıkmaz körkuyuya mahkum ettiğimizi,
olanca güzellikler bizi teğet geçip, olası fırsatlar elden kaçtığında çok geç anlarız.
insan maddeyi ve maddeötesini her zaman algılama yolu ile tanımaya mecburdur.
bunu ise eksik fazla olmadan, abartmadan, en net ve olduğu hali ile yapabilme becerisini kazanmalı.
öyle kazanmalı ki;
"Ben görmediğim Rabbime iman etmem" Hz. Ali
diyebilecek kadar Hakk ile hemhal olabilmeli.
hiç değilse kendi miktarınca bu hedefe ulaşma çabasında olmalı.
bu "toparlanmak" kelimesi üzerine biraz yazmak geldi içimden.
zira birgün benzer bir ifademe karşılık
"biraz toparlanma ihtiyacı içerisindeyim" dediğimde
şöyle birkaç lakırdının muhatabı olmuş idim, ki çok faydalı olmuştu.
İnsan dağıldım sandığında fiziki değil, içsel bir karışıklıktan sözetmektedir,
ki zaten bizlerin bedenden ibaret olmadığımızın en güzel ispatıdır bu.
sevinç, huzur, sıkıntı, dağılmak, herşey hep içseldir aslında,
yani biz iç’imiziz. iç’iz.
Dışarıdan bu derece olumsuz etkilenmemiz de bu sebepten dolayıdır.
toparlanmak gereği hissettiğimizde, aslında sadece algı ve zanlarımız çoğalmıştır.
biz zannımıza iman diyemeyeceğimiz gibi,
zan ile olan bütün duyu ve algılarımıza da gerçek diyemeyiz.
hayaldir hepside,
ve düzelme imkanı en kolay olan alanda budur.
her zaman objektif ve oküleri tam odaklamalı,
baktığımızı net görmeyi amaçlamalıyız.
bütün zanlarımız, bakışımızdaki bu mercek kaymaları ve,
gözlüklerimizin kirli paslı olmasının eseridir.
yoksa hakikat ancak bir ve tekdir.
şaşılığımızı düzelttikçe toparlanmaya başlarız.
beşeri zaaflarımızı eğittiğimiz kadar yaklaşırız bu net görmek durumuna,
"ben Rabbimi Rabbimle gördüm" demek de ancak budur.
ne ise olan, ancak odur.
olsun- olmasın kavgası insanı yoldan aşırtır,
kainattaki tüm program,
en uzaktan en yakına kadar tüm tecelligah insana birşey anlatır,
kendimize rağmen bu aslolan bir manaya odaklanmalıyız.
"gözümüzün önünden bir çekilirsek bütün kainatı seyrederiz".
gurur, hırs , kibir , gazab, öfke, kıyas, olanı beğenmeme,
kusur arama, razı olmama...
herşey hep bir perde gözümüzün önünde,
bu perdelerden kurtulmak esas gaye.
ve bunu ancak kişi kendisi yapabilecek.
kimseden yardım alamayacağımız bir alan burası.
yoldaki işaretler bu sebeple çok önemli,
çünkü ancak, bizden önce aynı yolu yürümüş olanların ayak izlerine basarak istikameti kaçırmadan yürüyebileceğiz.
ve şöyle dedi birisi birgün;
"evladım sakın aldanma. Allah diye diye de aldanır insan."
Herşeyin en doğrusunu Rabbim bilir.
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" emrine bizi muhatab eden Rabbimiz,
bunu nasıl yapacağımızıda bildirmiştir ve bulduracaktır bu bilgiyi inşaallah.
Nefha-i İlahi olan Ruhumuzun Latif seslenişlerini duymak ve iştirak etmek hepimize kolaylaştırılsın dilerim. Amin
YORUMLAR
Hocam gönlünüze sağlık buralarda sizin gibiler olması ne güzel. Şeytanın insanla mücadelesi hiç bitmiyor. Aldatıcı öyle güzel yaklaşıyor ki Allah adına, yanlış yaparken doğru yaptığımızı sanıyoruz. Bu sanmaklar hep burdan. Sağımızdan olmadı solumuzdan arkamızdan olmadı önümüzden yaklaşıyor. Gerçek olan o ki Allah'a gerçekten iman edersek hiçbir zararı olmaz... Hastalıklarımın tek çaresi o emin oldum. Hep bizi şerden korur inşallah...Sağ olun var olun...
külbahçesindetutsak
"hocam" hitabına layık değilim emin olun.
ortak ve benzer halleri gördükçe, yazılanlardan okudukça,
içimize sığmıyoruz dökülüyoruz,
kendimizle yeni baştan tanışıyoruz,
bunuda sessizce değil yazarak yapıyoruz,
bunlar ise olagelmiş ve hep de olacak olan hal ve durumlardır.
bazen bir kelime, bazen bir cümle,
hayatımızın en önemli, yada oldukça önemli bir köşe taşı yada dönemeçi olabiliyor.
hiçbir şey asla boşa ve boşuboşuna değil ya,
yazmamızın da,
yazılanları okumamızında illa bir gereği ve sebebi vardır,
Herşey çok güzel olacak!
buna inanmalıyız öncelikle,
din bu demek çünkü,
iman bu demek.
Aşk bu demek. hayat bu demek.
ve sadece bu kadar basit herşeyin anlamı.
Herşeyin güzel olması için bize düşen ne varsa onu kesinlikle yapmalıyız.
çok fazla çirkinliklerde var çünkü
(haksızlık ve insan onurunu yoksaymak..başlıca olanları)
bazen yazmak böyle bir amaca hizmet ettirebilir belki,
dilerim daha fazlasını da yapabileceğimiz fırsatlarımız olur ve kullanabiliriz..