- 1004 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Osuran İmam
Osuran İmam
Eski bilinen bir fıkra, kulaktan duyduğum kadarı ile yazacağım; zamanın birinde bir köyün imamı namaz kıldırırken osurur! Ahali durur mu "Osuran imam" lakabını takıverir! İmam çaresiz, lakabı unutturmak için köyü terk eder ve 10 yıl başka diyarlarda imamlık eder. unutulmuştur diyerek memleketine döner ve köyün girişinde on yaşlarında bir çocuğa rast gelir; "Oğlum sen kimlerdensin, kaç yaşındasın?" şeklinde sorar. Çocuk; "Yaşımı bilmiyorum ama "Osuran imam" köyü terk ettiği yıl doğmuşum! İmam köye girmeden geri döner!
İmam osurursa cemaat ne yapmaz?
Din alanında Batı’lıların kendi dinlerindeki perişan hali o kadar ayan ki "Osuran imam" hikayesi onların durumuna kıyasla yıkanmış, yunmuş.
Tüm Dünya’da din alanında aracılık yapmaya hevesli makamlar iflas halinde ve hiç bir çaba bu gidişatı kurtarmaya yetmez!
Son tahlilde; dinsel makamlar insanları çarpıyor! Çünkü Allah kendisi ile kulları arasında asalak makam istemiyor! Bu asalakların yediği naneler ise ayyuka çıktı, çıkacak. Bu konuda çok yazmak da gereksiz. "Görünen dağ kılavuz istemez!" Batıda çöküş başladı. Bunlara kimsesiz çocukları kurban veren toplumlar ise vebaldeler...
"Allah ıslah etsin" demek de fazla saflık olur, kahretsin!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Ahmet bey günaydın. Yazıyla ilgili bir atasözümüzü hatırlattınız bana."Bir insanın adı çıkacağına, canı çıksın." Allah'la kul arasın girilmez,doğrudur. İlla ki şunu yapmak zorundasın demek, zorbalığın ta kendisi olur. Bildiklerini anlatırsın, hepsi o kadar.Kulu değerlendirecek olan da Yüce Yaradan'dır . Bize kişiyi yargılamak düşmez. Güzel örneklerinizle ışık tutmuşsunuz.Çok teşekkür ederim.Saygı ve selamlarımla..
Ahmet Bektaş
12 Mart 2013 Salı 23:00:12
Ders almak gerek evrensel işleyişte her şeyin karşılığı var. Sui zan mutlaka geri döner ve zan da bulunana yapışır. Arifler zan ile hareket etmez! Arifler sadece şahit olduklarıyla bizzat bilinç edindikleriyle yol alır. Yoksa ariflik kalmaz! Başkalarını zelil görmek işte en büyük sui zan. Bir hikaye vardı onu da yazmak isterim. Vakti zamanında bir arif kişi çok talebe yetiştirmiş. Talebelerinden biri ariflik makamına ulaştığında bakar ki levhi mahfuzda hocası "Şaki" olarak kaydedilmiş. Şaşırır ve hocasından kaçmaya karar verir. Bu durumu hocasına söylediğinde şu cevabı alır." Ben o halimi 40 yıldır biliyorum , ve elimden geleni yapıyorum. Sen benim bu halimi gördüğünde hemen harekete geçtin. Söyle bakalım ne gelir elden? Bunun üzerine talebe çok pişman olur ve hocasına dua eder. Bir süre sonra lehvi mahfuzda hocasının "Sait" olduğunu keşfeder. İşte hal bu . Sui zan insanı mahveder!