1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
793
Okunma

Nisan yağmurlarına yakalanmış bir kedi yavrusu gibiyim korunmasız sırılsıklam üstelik.Elim ayağım buz şimdilerde birazda titrek.Alsan diye bekliyorum yanına sarsan sarmalasan yumak yumak olsak.
Zamansız gidişlerinden bir yol bulup yeniden gönlüme aksan.
Sahi gittin değil mi sen şimdi,yok musun ?Peki bu içimdeki adam kim?Gün doğmadan daha yangına verip yüreğimi küle çeviren asi adam ..
Söyle kaç tanesin sen yeryüzünü kaplayan , kaç kulaç senin ellerin ,gözlerin kaç ton gelir ?
Gün be gün özlemlerin büyüdükçe beni küçültüyor içimde.Yakın zamanlardır yok olmalarım.Öyle uzun uzadıya kalmalarım olmaz sensizliğin sessizlik evinde.Kuru bir sedir gibi batarken canım yanlarıma ,ilk göz ağrımın galibiyet çığlıklarını duyuyorum son kalp ağrılarıma.
Artık çırpınışı sergileniyor balıklarımın,kör bir balıkçı teknesinde .Genzimi yakarken şarap kokuları ,gazete kağıdına sarılıyor sararan düşlerim.Ve bir gemi karaya oturuyor ufuksuz denizlerde sessiz sedasız.