- 453 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İ n s a n
.
Aşk bazen ateşli bir hastalıktır insanlaşma yolunda
Yaşam belirtisi gösteren tüm varlık yapılarının içeriğindeki ’hücreden’ yola çıkarsak bu yapının herhangi bir elemanı olan insanın durmaksızın hareket halindeki yaşam serüveni ile karşılaşmak ne denli mümkün.
Kelebek etkisi anlayışına göre; her varlık gibi insanda kendine özgü nitelikleriyle birlikte birden fazla etmenin, genleşip daralan, uzayıp kısalan ve bu nedenle bazı çözülmelere maruz kalan hâlleriyle Hayatta Kalabilme İz Bırakarak ruhsal ve fiziksel Çoğalabilme misyonunu yerine getirmekte denilebilir.
Cinsiyeti,inanışı, ırkı ve yapısal kodları ne olursa olsun kendi neliğini aramak gibi süregelen hedeflerin de tam merkezindedir insan.
Varlıkların tümünden, bilhassa hayvanlardan onu ayıran biriciklik, düş ve düşün yeteneğidir belki ama bu niteliklerle ancak ve ancak ’ins’ olabilmek gibi bıçaksırtı durumun temel veri kaynağına ilişkin özellikleri taşıdığının işaretlerini verir.
Bu hazır bulunmuş kaynağın insanlaşma yolunda çok ciddi bir araç olmasının yanında, üzünç vermesine rağmen son kullanma tarihi bireyin ömrüyle sınırlı olduğunu reddetmek imkansız gibi görünüyor.
İnsanlaşma için gösterilen çabanın hayvani bütün dürtülerle başa çıkabilme yetisiyle yanyana olabildiği ve bu yetinin bütün olumsuzluklara rağmen canlılığını koruyor olabilmesinin hayranlık uyandıran bir yanı var.
Elde edilebilir sonsuz taleplere karşın; bireyin, kendilikle ilintili yol ayırımı
(ki bu bakışa toplulukları da dahil etmek mümkün) büyük bir özveri gerektiren ’vazgeçiş’ kavramını sorgulayıp algılamak ve onu içselleştirme çabası ile, aynı oranda Kendilikle buluşmanın kapısı olan
’erdemliliğin anahtarını ’ ins’e’ kullandırması bu açıdan dikkate değerdir.
Adeta kötüyü yenmeden iyiyi bulamayacak olma ızdırabını kabullenmek üzerine kurulu bir denklemin, çözümsüzlüğe terkedilmeyecek kadar vahşi
ve güzel bir yanının olduğuna şaşırmamak gibi olağandır.
Sözünü ettiğim ’vazgeçiş’ kavramını çeşitli inanç sistemlerinin vurguladığını gözlemlemiş olmamıza rağmen, gerekliliği hususundaki kişisel izlenklerle de bilhassa, islami tasavvuf anlayışından beslenen, mistik yaklaşımların çok daha açıklayıcı unsurlar içerdiğini ifade edebilirim.
Bu çıkarımların bir parçası olarak; ins, ancak ve ancak aşkın kutsal topraklarını ve kalbin hacer ül esvedini tavaf ettiğinde ’Vazgeçişin’ aslında ’Buluşma’ olduğunu hissederek insanlaşabilecek tek hayvan olmakla övünmelidir.
Kastedilen; ’özle buluşmanın’ sinerjisini yüklenirken, ’kendiliğini’ inkâr ederek, dişe diş göze göz vahşiliği ve düşünme yeteneklerinin kısıtlayıcılığını imha etmek, hayvaniliğin ayırdını sezinlemek ’insan olabilmeyi’ özümleme eşiğinin kavranması gerekliliği ile doğru orantılıdır.
Sanırım, ins ile insan arasındaki keskin ayırımı, aşkın mistik değerlerle ele alınması, yahut yaşanması halinde gözardı edilemeyecek denli başarıyla keşfetmiş ve sadece insan olabilme erdemine ulaşmış kişiler var ve onlar ’
-cinsiyetim, milliyetim, dinim ve param yok ben aşkım, aşk benim’
diyebilen organizmalar olarak çoktan insanın neliğini ifade etmişlerdir.
Onların esaslı ve hoş sentezlerinin ışığında,aşkın ve âşıkların gerçekte ne dediklerine kulak vermekle birlikte; içinde yaşadığımız derinlikli kültürel bileşkenin havasını soluyan bizlerin, dolayısıyla anadolu insanının bu anlamda çok şanslı olduğuna da inancımı bir mücevher gibi daima saklı tutmaktayım.
23.06.2011
.
YORUMLAR
..".ins, ancak ve ancak aşkın kutsal topraklarını ve kalbin hacer ül esvedini tavaf ettiğinde ’Vazgeçişin’ aslında ’Buluşma’ olduğunu hissederek insanlaşabilecek tek hayvan olmakla övünmelidir"..... Bu cümleyi yazının kalbi gibi hissettiğimi belirtmeiyim önce.
Anadolu müthiş bereketli bir toprak anlattığınız çerçevede. Ve evet çok şanslıyız bu bakımdan.
Ancak yozlaşmanın bu denli ağır hasarlı yaşandığı ortamda bu şans ne kadar sağlıklı kullanılabilir? Her anlamda şekilciliğin yaşandığı günümüzde derinlik kimin umurunda?
Ama sözü uzatmaya gerek yok. İnsan olduğunu hatırlayan, farkında olanlar var ve olmaya devam edecekler.
Onların çoğalmasını dileyelim diyorum.
Yüreğinize sağlık.