- 1172 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gülsüm
Bütün gün havanın boğucu sıcağına maruz kalarak, güneşin altında çalışmak zorunda kalan tarla işçileri, bir anda yağmurun yağmasıyla uyuşuk bedenlerine kan gelmiş, kaçmak yerine yağmura teslim olmuştu şalvarın altındaki giysileri.Ali efendinin gözü kiraz dudaklı Gülsümdeydi uzun zamandır, yağmurdan ıslanan gömleğinden fırlayan, düğmeyi andıran meme uçlarına takılıp kalmıştı aklı, eşarbından sarkan kapkara saçlarının örgülerini çözmek fikriyle doldu içi.
Ali efendi tarlanın sahibiydi, utangaç bir yapıya sahipti. Hayatı boyunca onu seven bir kadını olmamıştı, kadın işçiler çekinirdi sert mizacından, bir de kendinilerini oracıkta soyan bakışlarından.Kadınlara düşkünlüğü duyulmuş değildi, ama neden öyle bakardı yiyecek gibi? bir tuaf adamdı Ali efendi.
Aklından çıkaramıyordu Gülsüm!ü.Gece olduğunda daha fazla düşünür olmuştu, sabaha kadar uyku girmiyordu gözüne, dudaklarını düşünüyor birden gözgöze geliyordu Gülsüm’ün körpe bedeniyle.Bazen kolarında hayal ediyor, kokusunu çekiyordu içine, “ah benim olsaydı Gülsüm benim olsaydı da hiç bir şeyim olmasaydı” diyordu ama biliyordu Gülsüm’ün kendisini hiç bir zaman sevmeyeceğini.Yinede bir umut vardı içinde, belkide sevebilirdi, kendini sevdirmeyi becerebilseydi.
Her sabah erkenden kalkıp kadınları beklerdi kamyonun başında tarlaya gitmek üzere, gözü Gülsüm’ü arardı uzaklara bakarak . Gün gibi ışırdı Gülsüm, “allahın ne güzel hizmeti ” diye düşünürdü her gördüğünde.Başka bir edası vardı diğer kadınlardan, her yeni günle daha bir güzelleşen al al olmuş yüzüyle.Bir gün beli açılıvermişti, şu uçuşan pamuklar mı beyazdı yoksa Gülsüm’ün incecik belinden görünen teni mi?
İş o gün erken bitti , belkide bilerek erken dağıtmıştı işçileri Ali efendi, bir dalın altında soluklanan Gülsüm’e yaklaşıp “seni evine bırakayım Gülsüm” dedi.
Gülsüm;
“sağol, sana zahmet olmasın Ali abi”
Ali efendi;
“ Ne zahmeti Gülsüm” diyerek gülümsedi.
Kamyona binen Gülsüm tedirgin iğreti oturdu kamyonun ön koltuğuna. Şalvarını topluyor sürekli bir yerlerini çekiştirip duruyordu, birden Gülsüm’e doğru yönelip;
“ söyle bakalım Gülsüm, Seni isteyen var mı? Görücü geliyor mu sana.
“Evet Ali abi haftaya sözüm kesilecek...
Ali efendi bir sopa yutmuşcasına dimdik oluverdi birden, “başından aşşağı kaynar sular döküldü” tabiri böyle bir şeydi belli ki.Birden kendinin de inanmayacağı hızlı bir hareketle durdurdu kamyonu;
“Gülsüm bana var (evlen), seni öyle mutlu ederim ki, bir dediğini iki etmem”
Gülsüm afallamıştı, birden kapı koluna gitti eli;
“O nasıl söz duymamış olayım, sen benim abimsin, hem utanmıyormusun yaşından başından, kendini bana layık gördün demek, Bir bak aynadan kendine!
Gülsüm kamyonetin kapısı açıp koşmaya başladı , Ardından koşan Ali efendi bağırmaya devam ediyordu;
“Gülsüm korkma gel, benden sana zarar gelmez”
Birden gülsümün ayağı kayıp düşüverdi, Ali efendi yanına koşup kaldırmak istedi, o sırada kafasına o ana kadar hiç hissetmediği bir ağırlıkla yere yığılıverdi, kanlar akıyordu kafasından , gözlerini Gülsüme dikmiş bakıyordu hiç kıpırdamadan, Gülsüm ne yapacağını şaşırmıştı o an için, birden yere devrildi Ali efendi, ağzından kan geliyordu, bir iki yutkunduktan sonra kollarını bir boşluğa bırakıverdi, Gülsüm bir iki salladı Ali efendiyi, gözleri donmuş bir göl gibiydi .Birden nefesi de kesiliverdi...
Gülsüm ne yapacağını şaşırmıştı, ellerini nereye koyacağını bilemiyor, sürekli nabzına bakıyordu yerde yatan ölünün, hâta etmişti bir can almıştı, öldürmek istememişti halbu ki, korkudan atıvermişti taşı kafasına...Bağırarak köyün yolunu tuttu , sonra geri döndü köy yolundan, Ali efendiyi kucaklayıp dizine yatırdı, sabaha kadar başını okşadı...
Uyandığında çoban mehmet dikiliyodu başında, Gülsüm kanrevan gözlerini kaldırdı bir an Mehmet’e baktı;
"Ben ölmesini istemedim, böyle olsun istemedim" dedi, Çoban Ali tek kelime etmeden bakıyordu Ali efendinin son bakışıyla Gülsüm’e, belkide hayatı boyunca herkesin Gülsüm’ e bakacağı gibi...
YORUMLAR
Sevgili Ayşe müjgan,
''Aşk gururla beslenir'' değil bence, size katılamıyorum.
''Gurur aşkı öldürür " olamaz mı?
Güzel güzel akarken sonu kötü ve hüzünlü oldu.
İnsanlar biri ile evlenmek istediklerini, onu sevdiğini, arkadaş olmak istediğini ,
hatta onu arzu ettiğini söyleyebilse sanki kıyamet mi kopar?
Neden her şey bu kadar tabu dur anlamıyorum.
Yazınız oldukça akıcıydı.Elinize sağlık.
Saygılarımla.