BİZE DAİR
Bazen nasıl da zorlar hayat, adım atacak cesaretin kalmaz, sıyrılıp hayattan sağ salim kurtulmak istersin dalgalardan, kuytu bir köşeye çekilip bundan sonra şöyle bundan sonra böyle diye sıralarsın kendince, ama çoğu zaman askı da kalır bunların çoğu, o kadar etken var ki aslında kendimiz olamamız için, sanırsın ki hayat seninle oynuyor, bu kararsızlık senin bocalamarın değil de hepsi hayatın, insanların oyunu sanırsın ve buna inanırsın, bir kere kendini eleştirmeye cesaret edemezsin, çünkü bizim dışımızda ki hayat haksızlıkla ve yalanla dolu, ne kadar da benciliz aslında, dev aynasını çatlatmamak için türlü bahanelerimiz var, hayatı kendi penceremizden gördüklerimizle yargılarız, insanlara güvenilmeyeceğini böyle bir devrin kapandığını anlatıp dururuz eş dost sohbetlerin de, başka türlü huylarımız da bunun akabinde gelişmiştir, eleştiriye o kadar kapalıyız ki tetikte bekleriz birinin en ufak bir eleştirisinde onun açıklarıyla da onu vurmaya çalışırız, başarınca da başka bir yerde öyle bir anlatırız ki zayıf egolarımızı tavana çıkartırız, neden böyle olduk? İnsanlar artık daha da yalnızlaşıyor, ya da son demlerini, kozlarını paylaşıyorlar hayatla, birbirleriyle…
Çocukluğumu özlüyorum demek sıradan artık, o zaman hayata karşı hissedip öyle sandığım düşüncelerin, aslında sanmamdan öteye geçmediğini anladığım bu çağların arkasından gelecek ‘miş’li zamanlarımı düşündükçe ne kadar ağır yenilgilerle kaplı olduğunu bildiğim bu hayatı, kendi kendimle paylaşabileceğimi unutmayarak yine de içimde ki umudu söndürmeden ‘’hayatın rövanşı yoktur’’(AHMET HAMDİ TANPINAR) sözünü hatırlayarak içimden geçenlere ama aklımdan çıkmayacak olan bu düşüncelerime son veriyorum…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.