- 907 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Garip
Bazen olayların farklılığı karşısında gizlemek isteseniz bile görünüşünüzle bile hayretle garip dersiniz. Bazen beklenmedik bir anda baş başa kaldıklarınızı garipsersiniz.
Bazen anlam veremediğiniz olayları ve kişileri garip karşılarsınız. Bazen doğru bir formülle sonuç alamamanızı garipsersiniz. Bazen umulmadık sonuçlarda dehşete düşerek inanmakta zorlandıklarınızı garipsersiniz. Bazen imkân dâhilinde olmayan sonuçları, tuhaflıkları garipsersiniz.
Bazen anlam veremediğiniz olayları garip karşılarsınız. Bazen hayal kırıklıklarına sebep olan olayları ve kişileri garipsersiniz. Bazen de sizi garip görebilirler veya siz garip olabilirsiniz.
Evet gariiip… Çok…
Yaşananlar çok garip geliyor insana. Öyle ki insanın kendine yakın gördüğü kişileri ve kişilerin davranışlarını garipsemesi, kendisinin anlaşılmaz olması bir o kadar çok garip çok…
İnsanlığın erdem haritasının renga renk uyumlu ahenklerinde, desenlerin değişik şekillerdeki güzelliklerinde, engin okyanusların derin zenginliklerinde, şelalelerin huzur veren şırıltılarında, çağlayanların sürükleyici azgınlıklarında, fırtınaların hırçın kollarında bir o kadar mücadeleci vakur duruş ile gönül ikliminin her mevsiminde coşku ile yaşayan, sahranın sonsuz uzunluğunda rotası belli bir o kadar türünün son örneği de olsa adam gibi adam olunmasına rağmen ben merkezli tablolar ne garip değil mi?
Korkular, hırslar, endişeler, beklentilerin kol gezdiği hayatta cömertçe insan onurunu rencide etmek ve insanları sıkıntılara koymak ne garip değil mi? Bazen tek başına aklın anlamakta zorlandığı gariplikler ne garip! Garip hem de çok garip.
Öyle gariplik ki kimilerin adı gerçekten Garip! Gariplikler, garabetler ve garibanlar…
Vatanından, memleketinden uzak kalandır gariban. Bulunduğu ortama yabancıdır gariban.
Tanımadıkları ile beraber olmanın şaşkınlığını yaşayandır gariban. Mekânların, iklimlerin, düşüncelerin fersah fersah uzağında kalarak özyurdunda yalnız kalandır gariban. Sevgiden, merhametten, sıcak bir yuvadan uzak kalandır, yetim ve öksüz kalandır gariban. Gurbette olandır gariban. Bütün sıkıntılar, zorluklar, dışlanmışlılar karşısında onurlu ve ilkeli bir şekilde yaşadıkları ile garip görünendir gariban. Gariban gariptir. Gariplikse gariptir. İnsanların varlıkları ile geldiği yerde gücüne güç katarak gücü elinde bulundurmak ne gariptir. Herhangi bir şeyi hak edenlere hakkını vermemek, üstelik makamların gücü ile keyfiliği yaşamak anlaşılması güç bir garipliktir. Bir lütuf tarzında davranarak dünü unutarak, yarını da dikkate almamak da asıl garipliktir.
Aslanı kediye boğdurmak, canavarın ısırdığı yerin kirasını bile istemesi, bana karışmayan yılan bin yaşasını kabullenir davranışlar sergilemek, ben tok olayım başkası bana ne tarzında tutum ve davranış sergilemek, her şeye bir bedel biçilmesi, duygulardan çok şekil itibarı ile insan olmak, dahası insan demek için bin şahit lazım sözünün gerçekliğini görmek ne garip!
Sözlük anlamı dışında birçok mecazi anlamlar yüklenmiş garibe. Garip, gariban ya!
Garip ve garibanlar için ne şiirler söylenmiş, ne ağıtlar yakılmamış, ne türküler söylenmemiş ki garibe(ana).
İyi ki aklın ve maddenin yanlışlarını düzelten gönül, kalp, mana, vicdan, teslimiyet, şefkat, sevgi ve sabır isminde dostlar var. Ya bunlardan yoksun, aklın ve maddenin önyargılı bir şekilde etkisinde beyinlerde kopan fırtınalar sonrası hissiyata yenik düşülseydi. Kişi kendine ve çevresine zarar verseydi. O güzelim hayat karartılsa, hayatın sonsuz uçurumunda insanlar yuvarlansaydı, hayat sonsuz bir cehennem olsaydı. Garip, hem de çok garip!
Akıl, ama aklıselimi kullanabilmek garip olmayan. İyiler, düşünürler, mucitler anlaşılamamış garip kalmamışlar mı? Ölümle önceleri garip karşılananları haklı görmek mi gariplik, yoksa gerçeği geç anlayanların halleri mi gariplik? Gariplik ne garip! Akıl anlamakta zorlanıyor garipleri ve gariplikleri.
Gariplikleri olgunlukla, teslimiyetle karşılayarak güzeli örnek alabilmek ve her şeye rağmen ilkelerden taviz vermeden, bıkkınlık göstermeden “bu da geçer ya hu” diyerek hayattan ders alarak hayatı anlamlandırabilmek. Asıl mesele bu. Hüzün tarlalarında bile mutluluk tohumu serpebilmek. Hem de toprağın bütün engellemelerine rağmen yeryüzüne umutla merhaba diyebilmek.
Ne olursa olsun insan güzeldir. Boşuna dememiş Mevlana” Yaradılanı hoş gör, Yaradandan dolayı” diye. Çirkinlikler içersisinde güzellikleri görebilmek, güzellikleri olgun hale getirebilmek, ayrık otları ile dolu bir sahra üzerinde şifa otunu göz ardı etmek de bir garipliktir. İyi, doğru, güzel ve değerlerle ufuklar açılarak insanlık kapsısının açılması ile anlam kazanır hayat. Sahi gariplik nerede, asıl garip kim acaba?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.