Pucca, ilk çıktığında ben de takip ediyordum, hem eleştiriyor hem de alışılagelmedik şekilde içinden geçen herşeyi yazması hoşuma gidiyordu, ama bunun bizi edebiyatımızı dilimizi duygularımızı yozlaştırdığının farkındaydım. Pucca zaman içinde takipçileri artıkça ve ulusal bir yayında yazmaya başlayınca doğal bir günlükten çıkarak salt insanların zaafları konuşamadıkları şeyler üzerine gidip dikkat çekmek için küfürü, cinselliği, mahrem konuları abartılı anlatan bir günlük edebiyatı halini aldı. Ben cinselliğin rahatça konuşulamadığı toplumlarda böyle yazıların daha çok rağbet gördüğünü düşünüyorum, Kendini deşifre etmesini aklım almıyor, en mahrem konularını paylaşıyor... tamam özgür ifade güzel de, doğallık biraz abartılıyor bence, bir şeyi yanlış yapacaksak bile doğrusunu bilerek yapmalıyız, eğer bu argo sokak ağzı edebiyatını benimsiyorsa bile gerçekten iyi bir sanat yapmalı ki gözümüze batmasın, dilimizde hikayesi kalsın. Ben size katılıyorum bu konuda, çok sert olmamak ve özgürlüklere saygı duymakla birlikte, biraz abartılı geliyor bana da bu tarz anlatımlar, doğallıktan uzaklaşıyor, dikkat çekmek için yazılmış gibi duruyor... Pucca sadece bir örnekti.



Sibel Kalaycı tarafından 3/11/2013 11:53:39 PM zamanında düzenlenmiştir.

Duygular serpilmiş içli içli kutlarım yazan kalemi sevğilerimle

Ayşe hanım siz bu yazıları nerede okudunuz, ben daha rastgelmedim bile, siz bize takılın gereksiz yazanları da engelleyin bence.

Selam. Yazınızda çok haklısınız. Herkes kendine çek-i düzen vermeli.

Bir eleştirim olacak size, bu yazınızda hiçbir cümlenin ilk kelimesinin ilk harfi neden büyük değil? Cümleler büyük harfle başlamıyor mu?

Saygılar.