- 2470 Okunma
- 23 Yorum
- 3 Beğeni
Hayatta Kalabilmek
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Onu gördüğümde siyahın bu kadar siyahını daha önce hiç görmediğimi düşündüm. Karşımdaki koltukta keyifle oturan ve neredeyse koltuğun oturma yeri kadar büyüklüğünde, birçok kolları olan kocaman bir örümcek. Ben ayaklarımı topluyorum, oturduğum kanepede sanki kaybolabilecekmişim gibi büzüşüyor, kendimi saklamaya çalışıyorum fakat nafile. O ise zaten yalnızca bana geldiği için gözleri üzerimde. “Bu sefer gerçek bu, hayal filan değil” Diyorum, tutabilsem tutacak kadar gerçek bir yaratık. Böyle zamanlarda felçli biri gibi kıpırdayamıyorum, üzerime tonlarca ağırlık biniyor ve ellerim ayaklarım kıpırdayamaz oluyor. Görüyorum, duyuyorum, korkuyorum fakat eylemde bulunamıyorum, ses tellerim kesilmişçesine sesim çıkmıyor.
Üç yaşındaki oğlum koşarak salona giriyor, elinde küçük plastik top ve örümceğin oturduğu koltuğa zıplıyor, gürültüyle oturuyor. “Oraya oturma!” Diyecek kadar bile zaman ve güç bulamadım. Örümceği görüşüm, korkudan tutulmam, ardından oğlumun odaya girişi hepsi toplam iki saniye kadar bir zamanda oluyor aslında saate göre. Korkunun tek bir saniyesi saatler sürüyor oysa. Oğlumun koltuğa oturması ile örümceğin yok olması aynı anda oluyor. Kurtuldum örümcekten, vücudum çözülüyor, korku yerine ferahlık yayılıyor kalbime. Nefesim düzeliyor, soluklanıyorum, sanki kan yeniden dolaşmaya başlıyor damarlarımda, ısınmaya başladığımdan anlıyorum. Sırtımdaki soğukluğun yerini sıcaklık alıyor. Oğluma gülerek bakıyorum yine beni kurtardığı için. Kollarımı açıyorum ve o da kollarıma zıplıyor. Sarılıyorum doyasıya ona, kokluyorum, öpüyorum.
Doktora gittiğimde konuşmuştuk bu konuyu. Halüsinasyonlarım algılarımı ne zaman yanıltsa oğlum devreye girdiğinde hepsi kayboluyordu. Onun yanındayken zaten bu kopuklukları yaşamıyordum. Gerçekle hayal arasında yüzümü hayata çeviren en büyük etken oğlum oluyordu. Hatta geçenlerde elimdeki örgü şişini karnıma batırmamı söyleyen bir kediden onun “Anne!” Diye seslenmesi sırasında kurtulmuş ve hemen şişleri elimden fırlatmıştım.
Oğlumun yetişemeyeceği kötü bir an olabilirdi. Bunlardan tamamen kurtulabilmek için doktordaydım ve çareler arıyordum. Rahatsızlığımın bilincine varmıştım, ne kendime ne de çevreme zararım olsun istemiyordum. Doktor uzun bir tedavi süreci geçireceğimi söyledi ve sabırlı olmamı tavsiye etti. Sürekli gözetim altında olacaktım ve bir deftere yaşadığım duygu bozukluklarını not alacaktım. “Yazdıktan sonra okuduğunda düzeltme yapmayacaksın, öylece bırakacaksın.” Diye uyardı beni.
İlaçları almaya başladığımda kötü etkilediler önce. Hatta ilk hafta daha fazla hayattan koptum diyebilirim. Israrla kullanmaya devam etmemi söyledi doktor. Haklılığını anladım ilerleyen günlerde. Artık hayatta daha fazla kalabiliyordum. Bunu böyle tanımlıyorum ben “Hayatta kalabilmek” Çünkü diğer gördüklerim ve yaşadıklarım hayatla ilgili değildi, sanaldı. Sanalda kalmak ile hayatta kalmak arasındaki tercih bana bağlı değildi bu rahatsızlığım sırasında.
Hastalığın başlangıcının hamileliğime dayandığını söylüyordu doktor. Yazdıklarım, hissettiklerim, yaşadıklarım ve onunla sohbetlerimiz bu sonuca götürmüştü bizi. Bizi diyorum, çünkü hak veriyorum doktora. Karnımdaki çocuğu aldırmaya karar verdiğim andan itibaren başlamıştı sıkıntılarım. Bakamam, besleyemem, yetiştiremem sandım ve bebeğimi doğmadan öldürdüm. Öldürme işleminde yapılan bir hata sonucu da kısır kaldım. Bir daha asla çocuk sahibi olamayacaktım.
Benim yanlış kararım ve bebeğimi alan doktorun yanlış müdahalesi… O hasta koltuğuna uzanış, soğuk metalin dokunuşu. Soğuk metal şey… Bunu hiç unutamıyorum. Eğer ben bir kadın doğum doktoru olsaydım o metali önce buharda filan hafif ılıtırdım mutlaka.
Psikolojik tedavilerimin sonucunu alıyor, iyiye gidiyordum. Çevremdekilerle ilişkilerim daha düzeliyordu. Kendimi meşgul edecek çok güzel uğraşlar edinmiştim. Halüsinasyonlar görmüyordum artık ve oğlum da kurtarmaya gelmiyordu.
Hayatta kalabilmemin bedelini gerçekte bir oğlumun olmadığını öğrenerek ödemiştim. Bazı günler ilaçları kullanmıyorum sırf oğlumu kucaklayabilmek için. Ne yapsam gelmiyor artık. Onu ikinci kez kaybedişimdi bu.
Bunları birebir yaşamadığım gerçek, fakat hiç yaşanmamıştır diyebilir miyiz?
Müjgân Akyüz Dündar/MAJ
YORUMLAR
Etkisindeyim basindan beri...
Diyemeyiz elbette. Nice hikayeleri yine yasam cizmis, kader aginda evirip cevirmistir..
Kutladim gonulden..
Sevgimle..
Müjgan Akyüz
Çok teşekkür ediyorum, sevgilerle
Yazının finaline kadar içimde kocaman uçurumlar açıldı... Final ile birlikte sizin tabirinizle rahatladım... Evet böyle şeyler yaşanıyor... Ve kimbilir kimler o soğuk metal yüzünden yıllarca pişmalıkla göz yaşı dmküp ve belki de olmayan evlatlarına sarılıyor...
Tebrik ederim oldukça güzel ve akıcı bir o kadarda etkili bir yazı.. selam ve sevgilerimle...
Müjgan Akyüz
Sevgilerle
ilk kez bir yazınızı okuyorum ve inanın çok fazlasıyla etkilendim:( nasıl bir ruh haliyle yazıldı bu yazı bilemiyorum ama, inanılmaz dokundu bana:( çok çok güzeldi, duyguluydu ve düşündürdü...günü fazlasıyla hak etmiş anlamlı yazınızı ve usta kaleminizi içtenliğimle kutlarım Müjgan hanım...çok sevgimle,selamlarımla...
Müjgan Akyüz
Bir nebze de olsa vahim bir durumu ifade etmeye çalıştım.
Çok teşekkür ediyorum, sevgilerle
hazırladığınız gerçek olasılığı çok yüksek olan bu değerli yazı umarım ki,, hata yapan ,annelere ders olur,,öylesi güzel dillendirmişsiniz ki,, akıcı uslup aldı götürdü içinde yaşattı,
Müjgan Akyüz
Sevgilerle
Müjgan Akyüz
Selamlarla
Müjgan Akyüz
Sevgilerle
:((( Ben çok etkilendim.İnanılmaz.Duygular ancak bu kadar net anlatılabilirdi.
Anne kalbi kadar asil ne var ki bu dünyada :...ben inanın çook ama çok üzüldüm.Tarifsiz .:(
Dilerim bir gün ...her şey unutulur ...:(
Şiirlerini büyük beğeniyle takip ettiğim Müjgan Hanımın kaleminin bu yönde de bu derece güçlü olduğunu bilmiyordum itiraf edeyim. Kutlarım Müjgan hanım .Sevgim ve saygımla.
Müjgan Akyüz
"Ya çocuğumu öldürseydim?" Sorusunun kendimce cevabı bu oldu.
Öyle tahmin ediyorum ki daha beter şeyler yaşayan oluyordur da musibetin nedenini çözemiyorlardır.
Allah'tan aklı selim sahibi olmayı dileyelim inşallah.
Sevgilerle
Kürtajın annenin bilinçaltında bıraktığı acıları önlemenin bir yolunun, o çocukları kabul etmek olduğunu okumuştum. Bir yerlerde benim de çocuğum/ çocuklarım var...
Fakat hayat bazen bu tarz seçimler yapmamıza yardım eder.
Arka aynaya bakarak arabayı sürmektense, önümüzdeki yola bakmalıyız kaza yapmamak için.
Anlatımınız olayı gözlerimin önünde canlandırdı diyorum.
Bunu başaran yazı mutlaka ki mükemmeldir.
Sevgiler...
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
nargulu
eminim ki annelik çok güzel bir duygu..
inşallah bir gün bana da bunu tatmak nasip olur..
sevgiler.
neden hep o zamanlarda görünen örümcek oluyor hem de elim kadar kocaman bir örümcek
benimki de yok arık çok şükür
güzel bir anlatım olmuş
tebrikler
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
Çok etkilendim, duyguyu yansıtmanız, sonun da çocuğun olmaması... Uff çok güzeldi.
Akıl oyunlarını izlemiştim onun kadar etkiliydi.
Tebrikler.
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
efendim bir annenin çocuğunun kaybetmesini ve bir daha evlat sahibi olamayışını gerçekliğiyle yazınıza yansıtmışsınız bire bir yaşanmışcasına kutlarım bu usta kaleminizi saygılarımla selamlar
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
ne kadar güzel anlatmişsınız o kalbin çıpınışını... anne olmak özel bir duygu!! kaleminize sağlık.. sevgiyle;)
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.
korkularını muhteşem kaleminle bizede yaşattın usta....harikasın saygılar
Müjgan Akyüz
Bir soru sordum içimden annelere ve öncelikle kendime.
"Ya çocuğumuzu öldürmüş olsaydık?" diye.
Sanırım deli olurdum ve böyle bir öykü döküldü gönlümden.
Teşekkür ediyorum yorum ve ziyaret için. Selamlar, sevgiler.