- 1286 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bir babadan kızına
Sevgili SILA,
“Anlat hele babası!” dedi birileri gecenin bir yarısı..
Öyle kolay değil seni anlatmak ama ben anlattıkça, bütün güçlükler kalksın istiyorum önünden.
Hani belki anlamsızdır eve gelişler senin için….sadece “Hoş geldin baba” sesin yankılanır odandan…benim için ise güneşli bir güne uyanmaktır sesini duymak. Belki çoğu zaman böyle biter aramızdaki iletişim..fakat “odandan çıkınca ışığı kapat” söylemlerimin anlamsızlığını bugünlerde daha iyi anlıyorum. O lambaların yanması aslında beni sevinçlere boğuyormuş ve ben bunun yeni farkındayım.Yere girsin elektrik parası yere girsin TRT payı…. Belki de evimizdeki yeşermekte olan iki ağacın birinin dallarındaki kuş cıvıltısısın odanda… işte ondan da daha güzeldir benim kızımın “Hoş geldin baba” sesi...
İnsan her gün anımsamaz aynı gözleri? Çünkü ilk hastanedeki çaresizliğine baktım ve bir daha unutmadım….Babaannen “Babasının kaderi gibi” dedi içim ezildi. Beraber ağladık hastane bahçesinde..Ben ve annen çaresizliğimiz belli etmedik hiç…SILA’ya doğru dönüp dua ettik hep…O gözler hiç unutmadım ki anımsayayım canım kızım! Evet belki de babanın kaderini değiştiren içimi yakan bakışları hiç unutmadım…Kimisine göre gururlu ve güçlü….bana göre dünyanın en güzel tablosu..
Zaman çok çabuk geçiyor inan bakma öyle salak salak durduğuma ve konuşmadığıma, anlaşıyoruz bir şekilde birileri “konuşmuyorsun” dese bile….Belki sarılmıyorum doya doya, belki öpmüyorum her zaman ama doğamız böyle işte kızım.
Biliyormusun SILA? Benim babam bana “Oğul seni seviyorum” demedi hiç…ve biliyorsun ki artık hiç diyemeyecek.. O anlara kadar bir kere gördüm ağladığını babamın…beni üniversiteye götürüp artık ayrılık vaktinin geldiği zaman İstanbul’da … O da cebinde hiç eksik etmediği mendiliyle saklayarak yüzünü….Belki bundan dolayı bu ilgisizliğim ve iletişimsizliğim…Elimden geleni yapıyorum kızım ama olmuyor işte..ben buyum..ve bu halimle babalık görevini yerine getirmeye çalışıyorum.. sen çok gördün beni ağlarken..en çok da deden için….Şimdi gecenin bir vakti nefes nefese, derin derin içimi çeke çeke yazıyorum desem bu satırları ve bu ağlamalar senin için desem inanmazsın!
İnan yüküm çok ağır neden diye sorma? Hangi birini anlatayım ki sana…Aslında belki de senin de hoşuna gidiyor her işine karışmamam ve hergün olanlar hakkında konuşmamam. Fakat iyi biliyorum ki bir bütünüz. Öyle olmasa bencillik, kibir, ilgisizlik alır başını gider zaman içerisinde. Ama inan bir nefesin için canımı veririm..
Sen dünyama girdiğinde, ben bir başka benle tanıştım. Biraz da mesleki bilgiler sterilizasyon, hijyen ne bileyim işte bu bilgiler, senin belki de mikroplardan uzak durmanı sağladı. Fakat büyüdükçe mikropların sadece mikroskopla görülen küçük organizmalar olmadığını, bunların insan denilen türünün de olduğunu sana öğretmiştir hayatının baharı biliyorum…..belki o yüzden narin oldun…...belki o yüzden sık sık öpmüyorum nefesimle hasta olursun diye…çünkü baban bir sürü görünen mikropla uğraşıyor kızım sana bulaşmasın..
İnan sana o kadar uzak bir diyarlarda değilim canım kızım. Tam tersine SILA kadar yakın…..Elazığ 12 saat…. sen ise yanıbaşımda daha ne isterim ki ben…
Sen doğmadan ben nefes denilen nuru alıyordum. Bir ülkünün içindeydim, bir mücadele veriyordum çizdiğim yolda. Sen doğduktan sonra ise daha da artı nefes alışlarım. Sonunda kan-ter içinde bir baba…… Belki utanıyorsundur pis kokmamdan, kıçımı yırtarken birileri için, durmadan koşturan ama sonucunda benimde senin gibi anlamadığım yokluklara çıkan pis kokular.…Fakat bu zaman diliminde daha bir merhametli bakabiliyorsam bir çocuğun gözlerine, daha bir derin hissedebiliyorsam kız babası olmayı ve sevgiyi, kendimle barışık olmaya çalışsam bile kavga ediyorsam hayatla….Bu senin kavgandır! Bu senin içindir..o gülen gözlerinle daha yürekten ve daha içten “Hoş geldin Baba” demen içindir…
Biliyorum saçmaladım…Belki çok daha ayrıntılı bir hayat hikayesi istiyordun…Belki SILA’ya kavuşunca kızım…
Doğum gününe izinsiz ortak oldum canım kızım beni affet.Seni seviyorum!..
Sevdiğim bir dostumun kızı için yazdıkları.
YORUMLAR
Hiçbir şey gözlerine bakarak seni çok seviyorum sözünün yerini tutamaz. Ve hiçbir şey onun kadar güç olamaz.
Babaannem doksan iki yaşında o da aynısını söylüyor. ''Ben içimden severim.'' Onu ilk öptüğümde, beni uzaklaştırmak için kollarına verdiği olanca gücü anımsadım. Şimdi zaferi birlikte kutluyoruz.
Bir iki ben öptüm sonra ona öptürdüm kendimi. İnanın böyle bir güzellik yok. Mahcup bir tavır takınıp yanaklarımdan öpmesi yok mu bambaşka bir duygu.
Gülümseyişi gözlerime özlemle bakışı şu hayatın tek gayesi. Sevgili Peygamberimizin öğüdü de sevgimizi belli etmemiz gerektiğidir.
Nice duygular içten içe heder olup gidiyor. Çok hüzünlüydü. bir babanın yüreğinden taşanlardı evlat adına.
Paylaşım için teşekkürler.