- 1145 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
Mübaşir
Yataktan kalkmazdan önce bunu hep yapardı. Beş-on dakika gibi bir zaman tavana bakmak ve düşünmek...
Ellerini başnın arkasında kavuşturdu, tavandaki yağlı boya fırça izlerini seyre daldı, değişik figürler çıkarırdı, bazen bir gün önceki figürü arardı ama bulamazdı.
Sık sık annesi gelirdi aklına. Olsaydı şimdi çoktan çayı, kahvaltısı hazır olurdu. İnadına nazlanırdı o zaman... Oysa şimdi yataktan apar topar kalkmanın zamanıydı, geç kalmak yakışmazdı Mübaşir Yaşar’a... Ve daha yapılacak bissürü iş...
Yavaşça kalktı yataktan, usul usul yatağı yan kısmını diğer tarafa devirip altında bulunan pantolonunu çıkardı, yatağı düzelttikten sonra pantolonu yatağın üzerine serip, mübaşir formasını aldı kapının arkasından, kolları üç kırmızı çizgili formayı giydikten sonra pantolonu da giyip odadan dışarı çıktı. Bu tek göz oda zemindeki evin üstüne bizzat kendisi tarafından yaptırılmıştı. Annesinin dırdırından sığınmıştı oraya, oysa şimdi öyle özlüyordu ki...
Odanın önündeki lavaboya geldiğinde saatinin kayışını takıyordu. Jileti usturaya geçirip sabunu köpürtüyordu artık, iyice köpürdüğüne kanaat getirdiğinde ustalıkla üç beş ustura darbesi ile traşını bitirip, aşağıya indi.
Aşağıdaki sıra sıra iki göz odanın merdiven bitişiğindeki lavobadaydı sıra... Buzdolabından aldığı limonu hafifçe sıkarak sulandırıp, saçlarının gerisine doğru bastıra bastıra sürüyordu, ıslatma işi bittikten sonra berber İrfan’dan aldığı tarağı alnının ortasından ve şakaklarından olmak üzere iki eli ile birlikte kafasını öne çekip, arkaya yaslayarak ritmik hareketlerle defaten emme basma tulumba gibi saçlarının taranmasını bitirmişti. Şimdi pırıl pırıl parlıyordu saçları ve tarağın izi veçhile tamamen düpdüzdü. Gülümsedi... Yakışıklı adamdı. Her gün kendine gülümserdi, böylelikle günün güzel geçeceğine inanırdı.
Buzdolabında herşey olmasına rağmen evde kahvaltı yapmadığından, demir kapıyı çekip kilitleyerek evden dışarı çıktığında, her gün yaptıklarını yapıyor ve keyif alıyordu.
Önce Bakkal Rıza’ya "Hayırlı işler", sonra Kömürcü Nurettin, Ayakkabıcı Nusret, Berber İrfan onu bekliyor olmalıydılar, hepsinin önünden geçerken keyif alıyordu bu sözleri söylemekten, dışarıda olmayanlara sesini daha da yüksek tutarak bağırıyordu...
Adliyenin kapısınan içeri girerken kapıdaki bekçi ayağa kalkarak Yaşar abiyi selamladığında, gururu daha da çok okşanıyordu. Mahkeme kalemine girerken de sert bir sesle "Günaydın."dedi.
Katip Haluk"Abi hoşgeldin, sana da günaydın" dedikten sonra daktilosunun içine gömülerek yazıyor da, yazıyordu...
"Yarının duruşma listesini yaptın mı?"
"Yapıyorum abi, elimde."
"Orman davalarını sona al, genelde karara çıkarıyor hakim onları."
"Öyle yapıyorum abi."
Bir ara kapıdan ufak tefek biri belirdi, Mübaşir Yaşar’ı soruyordu, "Benim" diyen gür bir sesle irkildi adam.
"Yaşar abi, beni kırıkların Hüsnü gönderdi, asker arkadaşınmış, senin işi halletse halletse Yaşar halleder, benim selamımı söyle, ona git dedi, ormandan yer açmaktan tutanak tuttular hakkımda, yargılanıyorum, yarın da duruşmam var. Içeri girersin diyorlar. Ne yap et şu benim işi hallet abi, valla hanım ikinciye hamile hapishaneye girerem mahvolurm."
"Dur bakalım, sakin ol. Ölüme yok çare, yalnız bu işler bedava olmaz"
Mübaşir Yaşar, sol elini çenesinde gezdirdikten sonra, cebinden tarağını çıkardı, usul usul saçını sıvazlıyordu tarağıyla... Düşünüyordu.
"Evlat, senin işi hallederim ama bana iki bin lira para getireceksin, bu işler böyle yürüyor anladın mı?"
"Abi çok değil mi?"
"Oğlum hepsini ben mi alıyorum sanıyorsun, çoğunu sağa sola harcıyoruz, geriye bize üç beş kalırsa kalıyor, allah allah..."
"Tamam abi, yarın gelirken getiririm parayı... hem gelirken sana kestane ceviz getirmiştim buraya getirmeye çekindim, nereye bırakayım?"
"Yahu ne zahmet ettin, gereği yoktu, ama teşekkür ederim.Karşıdaki büfeye bırakıver, ordan alırım."
Nsılsa kestane ve cevizleri satacak yer hazırdı... Akşama rakı parası çıktı diye geçirdi içinden.
Devam edecek
YORUMLAR
OlgunOnur
Teşekkürler dostum.
Devamında çok gülecek, farklı bir kişilikle tanışacaksın.
Selam olsun güzel insana...