Sanal Bir Dünyanın Ardına Saklanmış GERÇEK YALNIZLIKLARIMIZ!....
Sanal Bir Dünyanın Ardına Saklanmış GERÇEK YALNIZLIKLARIMIZ!....
Artık teknoloji çağındayız, herşey bir tuş kadar yakın ve bir o kadar da uzak belki de....
Sosyaliz hepimiz, çok girişkeniz, tavan yapmış özgüvenlerimiz,sevgi dolu ve şefkatli klavyelerimiz, bir sürü etkinlikler içindeyiz sözde.Sosyal paylaşım sitelerinde ölenlere rahmet, doğanlara nice mutlu yıllar diliyoruz.. Özel günlerde hediyeler, çiçekler gönderiyoruz bir tıkla...
Seviyor ve seviliyoruz ekranın ardında....
Eski okul yıllarımızdan kalan arkadaşlarımıza bile kavuştuk teknoloji sayesinde... Hepsini ekledik arkadaş listemize..nerdeler, nasıl yaşıyorlar izliyoruz uzaktan. Evlenmiş bir çoğu, çocukları olmuş, büyümüş, kimisi kariyeri tercih etmiş.Onların aileleriyle yeni hayatlarının resimlerini görüyor ve yorumlar yapıyoruz klavyenin arkasından... Çoğu zaman birbirimizin yaşadığı hayata imreniyor ve uzaktan çok mutlu görüyoruz herkesi.
İlişkisi yok durumunu var olarak değiştirmiş, nişanlanmış evlenmiş aaa çocuğu olmuş hayırlı olsun vs. neredeyse bilgisayar dünyasında yapılacak düğün törenleri, cenazeler. Kahkaha ve gözyaşlarımızı, birer işaretle anlatıyoruz şimdi ruh halimizi....
Eğer hüzünlü bir paylaşım varsa,bir derdin sıkıntın mı var diye netten soruyoruz hiç ihmal etmiyoruz dostlarımızı!..Oysa kimse kimsenin sesini duymuyor artık, gözlerinin içindeki derin yalnızlığa bakamıyoruz yakından. Elini tutmuyor, omzunda ağlayamıyor kimse bir diğerinin..Bir tek kendimiz ve kurduğumuz sanal dünya içindeki rolümüzle tutunuyoruz artık hayata....
Aşklarımız, hüzünlerimiz, kızgınlıklarımız, kavgalarımız, mutluluklar bile hep sanal... kocaman bir yalanı kucaklayıp duygularımızı paylaştığımız şarkılarla, resimlerle, sözlerle koyuyoruz ortaya. İnsanlar eskiden bir araya gelip sohbetler ederdi, büyükler hikayelerini anlatır, çocuklar gerçek oyunlar oynarlardı. Mahallede bakkala, eşe dosta komşulara ve hatta tanımadıklarımıza selam verir, yaşlıların ziyaretine gider, sevgimizi hissettirerek sunardık. Dışarda gürül gürül akan bir dünya içinde yaşardık. Çamura bulanırdı ellerimiz, ağaçlara tırmanır, kuşların sesini duyar, nasıl o kocaman ekmek parçasını taşıyor diye merakla karıncaları izlerdik ....Doğanın gücüyle var olduğumuzu bilir, hayvanların başını okşar, bir su kıyısında şarkılar türküler söyler elele tutuşurduk oysa....Aşkımızın kokusunu çekerdik içimize...Utanırdık elimizi tuttuğunda ve kalbimiz deli gibi atardı, dudağımıza masum bir buse kondurduğunda....
Neden saklandı bütün gözler birbirinden, neden artık insan sesleri yok denecek kadar zor duyuluyor tartışılır ama hepimiz sahte rumuzlarımızla hayallerimizle bir başınayız aslında...
Artık oyun bildirimleri ve beğenilerden başka birşey yok etrafımızda.. Sanal bir dünyada bilgisayarım ve ben kaldık başbaşa...Bu mudur sosyal paylaşımın anlamı_? Sadece insanların gösteriş yapması için mi varsın sen _? Güncel konulara çok duyarlıyız hepimiz, herkes iyilik meleği, hep barış,kardeşlik derdimiz. Kadına Şiddete HAYIR’... pankartları açıyoruz, sonuna kadar savunucusu Hayvan Haklarının, karşısındayız savaşların, DİKKAT ?Rh- kan aranıyor..... Lütfen bu mesajı insanlık namına paylaşın!!....(Kan kaybediyor oysa insanlığımız ..)
Savaşta ölen anne ve çocukların resimlerini paylaşıp ağlaşırız sanal gözyaşlarımızla.....
Yalan!.... Bu dünya kocaman bir yalan, hepimiz sahte profillerimizle dolaşıp duruyoruz birbirimizi anlamadan...
Sanal duygular,aşklar, dostluklar ve yalanlarla dolu bir dünya!...
YORUMLAR
Savaşta ölen anne ve çocukların resimlerini paylaşıp ağlaşırız sanal gözyaşlarımızla.....
Yalan!.... Bu dünya kocaman bir yalan, hepimiz sahte profillerimizle dolaşıp duruyoruz birbirimizi anlamadan...
buda çağın gereği galiba...ben bir tek chatleşirken sırasıyla oluyorya işte bu durumu seviyorum... konuşmak sırayla... yoksa her gün dahada yalanlaşıyoruz...kalemin gücünü biliyorum bunun üstüne başka yazı okumuyacağım...tadı bana yeter.... saygılar ustama
Şimdi yazdıklarınızı okuyunca, parmaklarım gerçek mi diye düşündüm, çok şükür hepsi gerçek. Yani robot filan değilim.
Hatırı sayılır doğruluk payları var yazdıklarınızın. Yatsınamaz gerçekleri içeriyor cümlelerinizin çoğu. Doğallığın örselenişi, insanlığın tabana vuruşu, kandırmacaların havada uçuştuğu şu sanal aleme ilişkin saptamalarınızın tümü doğru.
Hal böyleyken, düşüncelerinizin tümüne de katılıyorken ben, azıcık eksiltili söylediğimizi hissediyorum: Sanalın ve teknolojinin yıkıcı etkilerine karşı durmak, tamam. Fakat hoşumuza giden, ihtiyacımız olan kadarını almaya da kapanmamalıyız. Eski zamanlardan pek çok örneği bölüşmüşsünüz ki, hepsi benim de şimdi keşke olsalar dediklerimdir. Ancak geçmiş zamanın yolları uzattıkça uzatan, evleri konforsuz kılan, iletişimi haftalara yayan, ihtiyaçlarımızı geciktiren o teknolojisizliğini de katlayıp koyduk bir kenara, tekrar dönüp bakmamacasına değil mi ya?
Demem o ki, teknolojide kabahati aramak manasız. Onu bu hale biz getirdik. Yavaş yavaş koparıldık tüm duygularımızdan. Tüketim toplumu olmanın tüm icaplarını bitamam içselleştirdik. Sonuç, işte yazınızdaki sanallıkla, bu sanallığın gerçekliğiyle hemhal olduk. Kutladım düşündüren, etkili yazınızı.
colcicum
Öyle güzel sorular ki herkes sorsa keşke kendisine. Cevaplar birer birer vurunca yüzlere kim bilir belki biri çıkar da ses verir gerçek aleme.