Darmadağınık
DARMADAĞIN
Evimin, toparlanamayan tek köşesi masamın üzeri. Masam da kendim gibi darmadağınık. Kağıt ve defter yığınları, biribiriyle yarışıyor.
Kafamdaki kelimeler ve cümleler de karmakarışık. Üstelik arsızlar. Hizaya girmeyi bir türlü kabul etmiyorlar…Tıpkı masam gibi.
Tam yakalıyorum bir kelimeyi, gözümün önüne sen geliyorsun. Sen geldiğinde aklım karışıyor. Yazamıyorum, fikrim şaşıyor.
Sonra seni uzaklaştırıyorum süratle. Yazacağım konu elimde, sımsıkı tutuyorum. Bıraksam kaçacak diye korkuyorum.
Boş bir kağıt buluyorum, unutmadan yazmak istiyorum. İstiyorum ama, bu kez de kalem bulamıyorum.
‘’Ah şu kalemi bir bulabilsem kağıt yığınlarının içinde’’ diyorum, destan bile yazabilirim. Ama nafile kalem inatla saklanıyor…. Gidip yeni bir kalem alsam kafam dağılacak biliyorum.
Azad ediyorum çaresiz, kurguladığım dizeleri. Her bir kelime, yıldızlar kadar uzaklaşıyor aniden. ‘’Sağlık olsun’’ diyorum. Bu gün de yazmayı veririm… Ama eğer yazabilseydim harika dörtlükler çıkabilirdi…. Hoş masamı toplayabilseydim o da harika bir görüntüye sahip olabilirdi...:)
Kağıt tepeleri çekmeceye girdiğinde masam şüphesiz çok temiz, bir o kadar da düzenli olacak. Ama onları çekmeceye kaldırdığımda, düşlerimi, duygularımı da rafa kaldırmış olacağım.
Bu yüzden, Pc ye veya deftere kaydettiğim dosya kağıtlarını, nedense atamıyorum. Elim varmıyor onları yırtıp çöpe atamaya. Onları atmak, anılarımı atmakmış gibi geliyor nedense bana.
Her bir dosya kağıdını elime aldığımda, onu yazdığım anı çok net hatırlıyorum.
En az yüreğim kadar dağınık olan masamı, sonunda kendi haline bırakıyorum …Ne masamdaki kağıt tomarlarını, ne de hayallerimi dolaba kaldırmak istemiyorum sanırım…
Onları gördükçe anılarım gün yüzüne çıkıyor çünki. Anılarımla şekilleniyorum ben de, her insan gibi.
Bunca anıyı sırtlanmış, masamdaki kağıt tepelerini ve yıllar öncesine ait sararmış defterlerimi sanırım seviyorum…
Varsın duygularım da onlar kadar dağınık olsun. Kime ne zararı var ki….?
Birgül KIZILKAYA 05.03.2013 Karşıyaka / İZMİR