- 640 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tek Gel
TEK GEL
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın güzel bir şiiri vardır.Anımsadığım kadarıyla der ki Dağlarca:
“Tek gel sevmeler üzeri
Sevmeler üstüne tek git
Bir bir söyle türkülerini
Anlamadılar mı çek git...”
Başlığa çektiğimiz “Tek gel” çağrısı sevmelere davet değil.Tam tersine bir meydan okuma.Bir boy ölçüşme,hatta bir düello çağrısı.
Horanlı (Ovakent) Memet bir SSK emeklisi.Kayseri’de oturuyor.Yazları gelir Horan’a.Yazlar. Kafasına esince döner Kayseri’ye.Emeklinin işi ne? Ya kahvede taş döşeyecek.Okey mokey oynayacak.Ya da batağa bulaşacak.Batıp çıkacak.Bir de hastane...Yaş kemalini buldukça ilaca bağımlılık artıyor.Hele heftikli (kuşkucu) emeklilerin bir ayağı hastanededir.”Osuruğum kokmuyor...”diye hastaneye giden bile var.Böyleleri doktorları canından bezdiriyor vallahi...
Şimdi şimdi SSKliler’in durumu iyi.Çok yakın geçmişte muayene için sıra almak bir dertti.Reçeteyi verip ilaç almak başka bir işkenceydi.Muayene kuyrukları,ilaç kuyrukları uzar giderdi.Poliklinikler önünde muayene sırası için kavga edenlere sıkça rastlanırdı.İlaç kuyruklarında da bekleye bekleye sigortalar atar,tansiyon fırlardı.Akabinde kavga dövüş...
Mevzumuz bu dalaşmalardan biriyle ilgili. Kayseri’de yaşanmış.Aynıyle vaki.İnanmayan Hurşut Can’a sorsun.Bir öğle sonrası.SSKlılar anlaşmalı eczanelerden birinin önünde ilaç kuyruğundalar.Dizilmişler sıra sıra...Sırası gelip ilacını alan say ki dünyanın en mutlu insanı.Ellerinde ilaç torbası,eczaneden bir çıkışları var ki sıra bekleyenler bunlara gıpta ile bakıyor.
Kuyrukta bir hareketlenme oldu.İlaç kuyruğu bir dalgalandı.Rüzgarda dalgalanan bayrak misali.Horanlı Memet de kuyrukta. Bekliyor sırasını saatlerdir.Sıra gelmiyor bir türlü.Emekli Memet burnundan soluyor.Bir bakıyor ki mahallelisi Tevfik sıranın önüne geçmeye çalışıyor.Tevfik sıra saygı gözetmeyen biri.Bulaşık,yılışık...Mahallede itin kopuğun başta geleni.Tanıyor ya Tevfik’i Memet. Lisanı münasiple uyarıyor mahallelisini:
“Tevfik ayıp olmuyor mu? Sıranı beklesene.Bu kadar insanı tepeleyip öne geçmeye çalışıyorsun.Doğru değil bu yaptığın.”
“Sana n’oluyor ki...Ben mi gözüne batıyorum Memet Efendi...”
“Bak Tevfik...Biraz efendi ol.”
“Efendiliği senden mi öğreneceğim? Seninle mahallede görüşürüz.Sorarım bunun hesabını.”
Memet “Şerrine lanet” dedi içinden.Lahavle çekti. Sonra yüksek sesle:
“Tevfik! Tek gel...Yeke yek çıkalım meydan yerine.Seninle goç gibi tokuşurum.Ama avaneni getirme.Hepinize birden baş gelemem.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.