- 1552 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KERİME TEYZE
KERİME TEYZE
Ne zaman nerede maviş gözlü bir kadın görsem hemen Kerime Teyzeyi anımsa-
rım.
Hey gidi günler hey! Nereden nereye! Neydi o çocukluk günlerimiz! Şimdi nere-
lerde kaldı tadına doyamadığım çocuk dünyam!Kısa pantolonlu günler ne güzedi be!
Haydi arkadaşlarla Kerime Teyzelerin bahçesine dut yemeye. Kerime Teyze bi’ şey
demez. Mahallenin onca çocuğu bu bahçeye rahatlıkla girip çıkar. Orada istediği
kadar dut yer. Herkesin ağzı burnu dut içinde kalır. Uzaktan görenler de dudakları-
mızın kenarlarındaki kızıllıktan dolayı bizi yine kavga ettik sanırdı. Birbirimizi hırpaladık sanırdı. Bahçede beyaz ve kara dut vardı. Ben en çok kara dut yerdim.
Ama birazcık ekşi olanını. Yerdim yerdim,çatlayana dek yerdim. Ellerim ,ağzım
burnum , üstüm başım kara dut içinde kalırdı.
Cemil kara dutu sevmezdi. Kara dut sevilmez mi be! Şu Cemil’e de şaşıyorum
vallahi! Kara dutu sevmiyor. Ben en çok Cemil’le arkadaşlık ederdim. Benim en birinci arkadaşım Cemil’di. Onunla her yere giderdim , onunla gezerdim
onunla oyun oynardım. Onunla topaç oynardım. Cemil’in gümüş kabaralı bir
topacaı vardı. Attığını vururdu.
Şırak da şırak!
Şırak da şırak!
Cemil, gümüş kabaralı topacını bana her zaman verirdi. Selim’e vermezdi. Çünkü
Selim mızıkçıydı. Ne zaman miskette udulsa ,yakan topta vurulsa hemen bir
mızıkçılık çıkarırdı. Sayışmada bile hile yapardı. Diyelim kafa-karış oynuyoruz,
bu tam udulacak hoop bir mızık çıkarırdı! Satrançta taşları doğru oynamazdı.
At hiç fil gibi gider mi! Gitmez tabi. Ama Selim , atı fil gibi oynardı.
Akıllım , zaten oyun bilmiyor ,bir de ortaya çıkmış "oyuncuyum" diyor!
Mızıkçı n’olacak! Mızıkçı! Mızıkçı! seninle kimse oynamaz! Sayışma bile yapmaz!
Bu Selim bir de çok cimriydi: Elindeki Teksas’ı, Kinova’yı hele hele bunların yeni
sayılarını bize göstermezdi, okutmazdı. Bir köşeye siner ,sinsi sinsi kendisi okur-
du. Okutmasın ne yapalım! Biz de ona Pekos Bill’i vermezdik. Teks’i göstermez-
dik.
Cemil’le elimizdeki kitaplara dalardık. Bu kitapların her karesi heyecan doluydu.
Okuken ,resimlere bakarken yüreğimiz çarpardı! Okurken dudaklarımızı ısırırdık.
Heyecandan yanaklarımız kızarırdı! Tüylerimiz diken diken olurdu! Tanımını yapamadığımız bir coşku yaşardık.
Şu büyüklerimiz, bu kitapları niçin okumaz ki! Kendileri okumadıkları gibi bize de okutmak istemiyorlar.Hele öğretmenlerimiz, bu kitaplardan birini elimizde
gördüler mi kıyameti koparırlardı. Al işte şu tarih hocamız Fazıl Bey yok mu!
Tam bir kitap düşmanı! Birimizde diyelim bir Teksas veya başka bir kareli kitap
gördü.O gün , canımıza okurdu! Bizi doğduğumuza pişman ederdi!
Fazıl Hocayı, hiç ama hiç sevmiyorum! Bize dediklerini de hiç tutmuyorum!
Zaten onu sınıf da tutmuyor!
"Bizim çocukluğumuz,bizim çocukluğumuz..." diye başladı mı işin yoksa dinle ar-
tık.
Kerime Teyze, bize bazen lokma verirdi. Ne güzel tadı vardı o lokmaların!
Yerdik üçer beşer tane! Su verirdi,içerdik kana kana!
Gözleri, gözleri çok güzeldi. Böyle mavi mi desem, yeşil mi desem , yoksa
ikisinin karışımı bir renk miydi ne! Öyle güzel gülerdi ki... Biz hepimiz durup
ona hayranlıkla ,sevgiyle bakardık. Güldükçe gülerdi.
Beyaz tenli,kınalı uzun saçlı boyluca biriydi Kerime Teyze. Ben onu hiç hırçın
ve kızgın görmedim. Her zaman güler yüzlü,sıcak kanlıydı.
Oğlunu hiçbirimiz sevmezdik. Hakimmiymiş ne! Suratsızın biriydi! Bizi bahçede görünce kızardı,azarlardı. Dut yedirmezdi. Koca adam bize kötü söylerdi. Bu
adam Kerime Teyzeye hiç benzemiyordu. Sanki onun oğlu değildi. Koca kafalı
kırmızı suratlı,patlak gözlü,yamuk çeneli kötü biriydi.
Yoksa yoksa, bu adam Kerime Teyzenin oğlu değil miydi? Sahi, değil miydi?
Canımız dut yemek istemezse maç yapardık. Tek kale maç. Cemilgilin ak-
rabalarının bir arsası vardı öteki mahallede. O arsaya giderdik. Oyun kurmak için ya sayışırdık ya da önceden adam alırdık. Önceden adam alma olunca ben hemen Cemil’i alırdım. Cemil, iyi çalım atardı. Çalımda hepimizi geçerdi.
İsterse Beşiktaşlı Kahraman’ı bile geçerdi. Onu hiçbirimiz durduramazdı.
İETT’den emekli Salih Amca Cemil’i çok tutardı. "Bu oğlan, fitbolcu olacak."
dedi. "Hem de Beşiktaş ’ta oynayacak."
Cemil’in yer aldığı takım çoğu kez galip gelirdi. Maçtan sonra yenilen taraf
ya tatlı ya da Çırçır gazozu ısmarlardı. Tatlı , ne zaman yenir,gazoz ne zaman
içilir biz bunlara bakmazdık bile. Doğru düzgün yemek yeyip yemediğimiz de aklımıza gelmezdi. Maçtan galip çıkmışsak,tatlımızı da yer ,gazozumuzu da içerdik.
Emekli Salih Amca, bazen bize yiyecek dağıtırdı. Ama en çok Cemil’e ye-
dirirdi. Ya da bize öyle gelirdi. Çünkü Cemil’le daha çok ilgiliydi.Cemil, iyi oynu-
yordu ya onun için işte...
Olsun ,Cemil benim en iyi arkadaşım! En birinci arkadaşım! Onu hiç ama hiç
kıskanmıyorum. Kıskanmıyorum işte... Biliyorum, o da beni kıskanmıyor.
Birbirimizi kıskansak ,arkadaş kalır mıyız hiç! Kalmayız akıllım! Biz, canciğer arkadaşız!
Paramız olduğunda evden habersiz Karagümrük’teki sinemaya giderdik. Neydi adı
unuttum işte! İşte adını unuttuğum o sinemaya giderdik. Filmin afişleri-
ne dakikalarca bakardık. Bakardık bakardık... Ne güzel insanlardı şu filmciler!
Adamlar gösterişliydi. Saçları böyle yağlı mı desem, yapışkanlı mı işte öyle bi’
şeydi. Kapkara saçlıydılar! Kızlar,kadınlar boyalıydı. Yanakları allıklıydı. Dudakları da boyalıydı. Bakışları parıl parıldı! Onlara uzun süre hayranlıkla bakardık.
Filmi seyrederken çok ağlardık. Zaten sinemadaki herkes ağlardı. Esas kızla
esas oğlana çok üzülürdük. Başlarına türlü belalar geliyor diye.
Şu Ahmet Tarık Tekçe’yi hiç ama hiç sevmiyorum Niye derseniz:Çünkü her zaman
bir kötülük yapıyor. Kızları kadınları hele esas kızı şurada burada sıkıştırıyor.
Ya öpmek istiyor ya da ellemek. Olur mu hiç esas kız öpülür mü! Öpülmez
tabi. Sonra esas oğlan kızar buna. Biz bilmiyor muyuz esas kızın öpülmeyeceğini
Pekiy, Tekçe niçin durmadan saldırıyor esas kıza? İşte bunun için onu hiç sev-
miyorum. Bereket ki filmin sonunda esas oğlan esas kızı saldırıdan kurtarıyor.
O zaman biz ellerimiz kızarana dek esas oğlanı alkışlıyorduk.
Sinemadaki bazı büyük abiler de ıslık çalıyordu. Makiniste küfürediyordu.
Tekçe’ye küfür ediyordu. Biz de büyüklerimizden öğrendiğimiz küfürleri
söylüyorduk. Heyecandan ayağa bile kalkıyorduk. Antrak olunca da paramız kal-
mışsa, alaska alıyorduk.
Sinemadan eve gelince de bi’ güzelce azarlanıyordum. Annem, kaç kez söyle-
mişti: "Oğlum, şu Cemil denen oğlanla arkadaşlık etme!" diye. Ben inatlaşınca da
annem beni bi’ güzel döverdi.
Ama ben yine de Cemil’den vazgeçmezdim. Ne yapayım! Ben Cemil’i çok sevi-
yorum. Onu , kardeşim kadar seviyorum.Ben onsuz edemem!
Anneme göre Cemil’le arkadaşlık edersem topçu olurmuşum. Okumazmışım.
Olsun, ben Cemil’den vazgeçmem!
Büyüyünce Cemil’le Amerika’ya gideceğiz. Şu kızılderilileri çok merk ediyoruz.
Kareli kitaplarda gördük, kızılderililer kötü insanlar. Çünkü Kinova’nın kafa derisi-
ni yüzmüşler. Yılarca beyazlara işkence etmişler. Her macerada Teksas’ı Tommiks’i
zor durumda bırakıyorlar.Bazen az kalsın bu kahramanları öldürecek oluyorlar
Ama o kahramanlar her seferinde bi’ yolunu bulup ölümden kurtuluyorlar.
O zaman içim ferahlıyor. Ne olur bu kahramanlara bi’ kötülük gelmesin.
Tömmiks çok iyi ateş ediyor, attığını vuruyor. Ben büyüyünce Tommiks olacağım.
Cemil de Teksas olur. Tommiks biraz kısa boylu ama olsun. Albayın benekli bi’
kızı var. Tommiks’in sevgilisi. Ama ben sevgili istemem. Sevgili de neymiş ki!
Yok yok ben sevgili istemem. Teksas’ın sevgilisi var mı? Yok tabi. Kinova’nın var mı? Yok elbette. Teks’in var mı? Yok,yok,yok! Ben de sevgili istemem.
Şu Tommiks, nereden akıl edip de sevgili bulmuş kendine! İstersem vazgeçerim
Tommiks olmaktan. Kinova olurum. Dur dur, şey olurum şey şey...
Karaoğlan olurum. Cemil de Baybora olur. Yağız atlara bineriz. Asya bozkırlarında dolaşırız. Oradan Bizanz topraklarına geçeriz.
Düşmanla savaşırız.
Çat pat güm!
Çat pat güm!
Çat pat güm!
Bizans’ı yeneriz! herkesi yeneriz! Önümüzde kimseler duramaz! Patlak gözlü hakim ,Sinirli Fazıl Hoca ve mızıkçı Selim bile duramaz.
Mızıkçılara oyun yok!
Kerime Teyze bahçe kapısını aç dut yemeye geliyoruz!
Şükrü Beşiktaş
YORUMLAR
HARİKA BİR DUYGU SELİYDİ MAZİYE DÖNÜK
Yüreğine
Emeğine
Sağlık
Selam Saygı Sevgi Sabır ve Dua ile.
ALLAH C.C Emanet ol.
Şükrü Beşiktaş
Çocukluk anılarına bayılırım .
bende sıkça yazarım çocukluk anılarımı hatta bir kaçını da burada yayınladım.
bu paylaşıma bayıldım kendimi çocukluk yıllarında hissettim.
Bizimde evimizin bitişiğinde Feyime Teyzemiz vardı .Yazınızı okurken onu anımsadım..
kutlarım..
Şükrü Beşiktaş
Merhaba,
Bazen anılara kaçmak,onlarla olmak iyi
gelir insana...
Bir de adı önemli değil hemen herkesin
bir köşesinde bi' teyzesi vardır sanırım.
Teşekkür ederim selamlar.