ÖLÜM GEÇİDİ SERİSİ 1. KİTAP: RADAN KANI
Sevgili Edebiyat Üstadları,
Yeni bir roman yazmaktayım. Romanımın bir kısmını sizlerle paylaşıp değerli eleştirilerinizi kendime rehber yapmak istiyorum. Şimdiden teşekkürler...
....Tahtına kurulmuş kibir abidesi Nemrut Naram-Sin, ajanlarının başı Dugadın’ ın gönderdiği raporu neredeyse üçüncü kez okuyordu. Baştan sona altın ve değerli eşyalarla kaplı kaftanı, o sinirden titrerken şıngırdıyordu.
Akad asilleri, rahipler, hizmetçiler ve başının üstünde yelpaze sallamakla görevli iki köle, bunlar topraklarını fethettiği Sümer Devletinin son prensesleriydi, iki büklüm efendilerinin ne yapacağını ve neden bu denli sinirli olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Çünkü bu zalim hükümdar, kendisini tanrı gördüğü gibi, ölümü ve yaşamı elinde tuttuğunu da düşünüyordu. Her an sinirlenip kılıcını çekebilir, acımadan istediği kişinin kellesini alabilirdi. Bu yüzden taht odasındaki herkes korkusunu bastırmaya çalışıyor ve bu deli tanrının kendisine zarar vermemesi için Ay Tanrısı Sin’ e dua ediyordu.
Nemrut, E Hul Hul Tapınağında yaşayan ve sayıları topu topu iki yüz tanecik olan bu büyücü rahiplerle anlaşma fikrini bir türlü onuruna yediremiyordu. O ki ‘Ay Boynuzlu Kral’ lakabını hak etmek için Sümer gibi güçlü bir ülkeyi topraklarına katmıştı. O doğunun ve batının en güçlüsü Nemrut Naram-Sin Hazretleri idi. Ay Tanrısı Sin’ in kutsadığı kişiydi. Bu yüzden kendisine Sin’ in Sevgilisi manasında Naram-Sin denmişti. O bu dünyada tanrı olmayı hak eden tek kişiydi. Emri altında on binlerce asker vardı. Ve bu dünyada ona kafa tutabilecek hiç kimse kalmamıştı. Ama başkent Harana’ nın ortasında çıban gibi sırıtan bu mabedi tüm işgallere rağmen bu askerlerle alamıyordu.
Nemrut, mektubu yanında hazır bekleyen veziri, Yordak’ a uzattı. Yordak, Naram-Sin’ in en güvendiği veziriydi. İyi bir edebiyatçı, tarihçi ve gök bilimciydi. Orta yaşlarda olmasına rağmen saçlarının önden çoğu dökülmüştü. Çoğu kişi aşırı zekâsı yüzünden saçlarının döküldüğünü söylerdi.
Parlak, altın sarısı bir kaftan giymişti. Güçlü kaslarını rakiplerine nazire yaparcasına dışarıda bırakmış, en pehlivan hazımlarına adeta meydan okuyordu. Mavi gözleri zekâsını yansıtırcasına çakır gibi bakıyordu. Sakallarını iyice uzatmış kenarlardan da örmüştü.
Yordak mektubu seri bir şekilde okudu. Ve güzelce katlayıp tahtın önündeki yerine koydu. Nemrudun anlayacağı şekilde konuşmak için biraz düşündü. Naram-Sin ve önceki kralı mukayese etti. Önceki ...
NECİP KOÇOĞLU...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.