ÜVEİT
Oldum olası gözlerim kanlıdır benim. Küçükken yazın sürekli denize girmem ve suyun altında gözlerimi açmama bağlardık bu durumu. Daha sonraları başka bir takım sebepler bulmak pek zor olmadı. Bu arada gittiğim doktorlar yaptıkları muayenelerin ardından “olur öyle” şeklinde bir tıbbi yaklaşımda bulunduklarından ben de bu durumu pek önemsemedim. Taa ki bir hafta öncesine kadar…
Yaklaşık 10 gün önce eşimin yeni lenslerini teyit ettirmek için özel bir hastanenin göz Polikliniği’ne gittik. Beklerken eşime benim neyim eksik (!) diyerek bir muayene fişi de kendim için aldım. Amaç genel bir kontrolden geçmekti. Doktorun çeşitli cihazlarla yapmış olduğu muayenenin ardından “sizin gözleriniz kanlanmış” teşhisine kayıtsız kalamadım. Ayrıca hiçbir cihaz kullanmadan aynı teşhisi koymuş olmaktan dolayı içten içe gurur da duydum. Sonuç itibarı ile biri sabah, biri akşam damlatılmak üzere 2 ilaç ismi ile hastaneden ayrıldık. Aynı gün (Cumartesi) ilaçları tarif edildiği şekilde kullanmaya başladım. 3-4 gün sonra Çarşamba sabahı sağ gözümün akı hiç görünmemecesine bayrak kırmızısı olduğunu fark ettim. İyi ki de fark etmişim, yoksa iş yerinde karşılaştığım istisnasız herkesin tepkilerine anlam veremeyebilirdim. Akşama kadar gözüme ne olduğunu soran herkese birbirinden farklı cevaplar verebilmek için uğraşıp durdum. Mesela; “aaa gözünüz kıpkırmızı olmuş Varol beey” diyerek müthiş bir tespitte bulunan bayan arkadaşıma; “Evet bu gün kırmızı kravat taktım da, kıyafetimi kombinlemek (Bu da ne demekse) için özellikle yaptığımı ve ayrıca siyah opak çorap giydiğimi söyledim. Bir başkasına; gittiğim doktorun sol göz uzmanı olduğunu, bu yüzden verdiği ilacın sağ gözde reaksiyon yarattığını söyledim. İşin kötüsü o arkadaşta buna inandı. Neyse efendim, akşam eve geldiğimde eşim derhal hastaneye gidiyoruz! talimatını verdi. Yakınımızda bulunan bir göz hastanesinin 7 gün 24 saat esasına göre çalıştığını öğrendik ve oraya gittik. Benden istenen paraya; sadece tek gözden muayene olacağımı, bu yüzden yarısını vermem gerektiğini söyleyerek itiraz ettim ama karşı tarafı ikna edemedim.
Nöbetçi göz doktoruna durumu izah ettikten sonra yine muhtelif cihazlarla muayene süreci başladı. Muayene sonunda; “Size verilen her iki damlanın etken maddesi de aynı. Neden böyle bir ilaç verildi ki? Acaba yanlış anlamış olabilir misiniz?” gibi tuhaf suçlamalara maruz kalmak pek hoş olmadı tabi ki… Ben de; Sonuçta kocakarı ilacı kullanmadığımı, henüz bana söylenenleri anlama yeteneğini de kaybetmediğimi ifade ettim. Bana derhal o iki damlayı bırakıp, kendi yazdığı damlayı kullanmamı söyledi. Derhal bahse konu ilacı alarak o akşamdan itibaren tarif edildiği şekilde kullanmaya başladım. 3-4 gün sonra yine Cumartesi günü sabah kalktığımda sağ gözümün kanına (bkz. Yukarıdaki resim) ilaveten bir de perde indi. İşte hayatımda ilk defa göz kanlanmasının benim için probleme dönüştüğü an budur.
Tabi ki soluğu yine aynı hastanede aldık. O günkü nöbetçi doktor, son bir haftadır yaşadıklarım ile ilgili monoloğumu dikkatle dinledikten sonra malum cihazlarla muayeneye başladı. Daha öncekilerden daha uzun süren ve detaylı bir muayenenin ardından “ÜVEİT” teşhisini koydu. İyi de benim üveit hakkında o güne kadar bir fikrim yoktu. Sağ olsun doktorumuz IQ seviyesi 60’ın biraz üzerinde olan birinin anlayacağı şekilde anlattı. Özetle; Kanımızda vücuda giren mikroplarla savaşan akyuvarların zaman zaman yanlış alarm vererek sağlıklı hücrelere saldırabildiğini, bu durumun vücudun diğer bölümlerinde romatizmal hastalıklar olarak adlandırılırken gözdeki karşılığının üveit olduğunu, ancak bunun sebebinin %52 vücudun başka bölgesindeki ciddi bir rahatsızlığın yansıması olabileceğini, %48’inin ise sebepsiz olabileceğini söyledi. Üveit’in gözün ön, orta ve arka bölümlerinde gelişebileceğini, görme kaybı ve tamamen gözün kaybedilmesine kadar gidebilecek sinsi bir hastalık olduğunu, teşhisinin çok zor olduğunu ama teşhis konduktan sıkı bir tedavi süreci ile kontrol altına alınması gerektiğini anlattı. Görme yetisini kaybetme ihtimalinin bile yarattığı travmayı anlatamam. Hemen ileri tetkik için göz filmleri çekildi. Allahtan bendeki üveit’in gözün ön bölümünde gerçekleştiği, vereceği damlaları saati saatine kullanmam gerektiğini ve bir hafta sonra Cumartesi günü tekrar kontrole gelmemi söyledi. Verdiği 3 damlanın biri günde 3 kez, biri günde 4 kez ve sonuncusu uyanık olduğum her saat başı damlatılacaktı. Damlalardan biri göz bebeğimi büyüttüğü için görüş kalitem oldukça bozulmuştu. Bir de çalışan biri için saat başı damla damlatmak pek kolay bir iş değildi. Ama sonuçta gözü kaybetmek riski vardı ve kimse bunun olmasını istemezdi. Elimden geldiğince düzenli olarak damlaları kullandım ve aynı zamanda detaylı tetkikler yaptırdım. Çok şükür ki hiçbir önemli rahatsızlık bulgusuna rastlanmadı. AIDS, sarılık, verem, Behçet hastalığı vb illetlerle hiçbir yakınlığım olmadığı anlaşıldı. Bu arada internette yapmış olduğum “üveit” temalı araştırma çalışmam akademik bir seviyeye geldi.
Bir haftalık zorlu sürecin ardından kontrol zamanım gelmişti. Heyecanla doktorun huzuruna çıktık. Ben muayene koltuğunda, eşim ve kızım misafir koltuklarında her zamanki yerlerini aldılar. Doktora bir haftalık süreç doktor adayı kızım tarafından izah edildikten sonra muayene faslına geçildi ve sonucun oldukça iyi olduğu, ilk başta tespit edilen 4 hasarlı bölümün 0,5’e düştüğü, damlalara devam edeceğimi, ancak saat başı damlatmakta olduğumu 3 saatte bire indirdiğimizi söyleyip haftaya cumartesi görüşmek üzere ayrıldık. Halen durum bu minvalde devam ediyor.
Bunu neden yazdım? Vallaha bilmiyorum ama benim durumum tüm genç kızlara (herkese) örnek olsun. 40 yıllık alışılmış göz kanlanmasının altından, daha önce adını dahi duymadığım ciddi bir musibetin çıkması beni şöyle bir titretti ve kendime getirdi. Evet ölümün ne zaman geleceği muamma ama o gelene kadar da kaliteli bir yaşam için zaman zaman bir kontrol yaptırmak gerekiyor…
Ne dersiniz?
04.03.2013
YORUMLAR
Varol Bey geçmiş olsun. İnşallah en kısa zamanda geçer. Ben de bir aydır grip hastalığını yenemedim. Çünkü doktor ilaç vermeyi lüzumsuz gördü. Halen sürünüyorum. O göz hastalığını hiç duymadım ama araştıracağım. Ben artık teşhislere de pek inanmıyorum. Bence başka bir göz hastanesine gitseniz daha iyi olur. Biz bu doktorlara güvenip her ilacı kullanıyoruz. İyi haberlerinizi bekliyorum.
VarolT
Saygılarımla,
VarolT
Esenkalın.