- 654 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YILLAR SONRA
Çocuk olmak güzel şey... hele mutluluk kokuyorsa heryer... sağlamsa kale gibi duvarlar.. ve aşk varsa evde...
Vardı onların evinde sevgi... hep gülerdi yüzleri, onlar nohut oda bakla sofa denilen bir evde huzuru kıskadıracak kadar mutluydular...
Ailesi uzak diyarlardan gelmişti İstanbula.., hani o göçmen deyipte biraz dışlananlardan.. yinede onlar buraları pek severdi... Büyükanne Türkçede zorlansada, Büyükbaba gayet iyiydi...
Hoş adamdı Büyükbaba, hep şıktı... geniş omuzlu ve renkli gözlüydü.. kimsede nedense ona benzemezdi..birazda çekinirlerdi ondan.. kuralları vardı... yaşına saygılıydı herkes.
onun evinde saygı ve sevgi yarışırdı... Büyükbaba hafta başı tüm aileyi ziyaret ederdi. O geliyor diye en güzel giysilerini giyen ev halkı huzurluydu, gün çabucak geçerdi..
Anadol marka beyaz bir arabası vardı Büyükbabanın... haftabaşı o geldimi tepsiler vardı.. o tepsiler arabaya konurdu... çocukluğunun en belirgin anısı... o tepsilerde gelen kaymaklı yoğurtlar...
ve yakışıklı Büyükbaba yıllar yıllı o canım yoğurdu taşıdı...
çocukluk demek saflık demek.. yıllar sonra Anadol marka bir arabadan bir amca indi... Büyükbaba yaşında sadece onun elinde tepsi yoktu... o canımmm kaymaklı yoğurt tepsisi... çocukluğunun hatırına Büyükbabayı selamladı ve hafifçe yutkundu.. yoğurdun tadı damağındaydı yıllar sonra...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.