Teknoloji ve İlişkiler Üzerine / 1
Teknoloji ve İlişkiler Üzerine / 1
Kimisinin -benim gibi- teknoloji haberlerini ilgiyle takip eden kiminin raflardan, kiminin de ayrıca ilgilenmediği ama eline gelirse hayır demediği yani herkesin hayatına bir şekilde müdahil olmuş teknoloji ürünlerinin nedir beraberinde bize getirdiği? Daha çok uygulama daha fazla multimedya daha rahat sosyal medya takibi... Peki ya biz bununla sınırlı kalabiliyor muyuz daha doğrusu algımızı "teknolojik aletlerin belli başlı hitap ettiğ amaçlar" ile sınırlı tutabiliyor muyuz.... Yoksa daha fazla kontrol mekanizması mı elde ettiğimizi hissediyoruz... Gelelim bu konuya.
Son dönemlerde bilhassa 2006dan bu yana sosyal paylaşım sitelerinin kullanım derecesi herkesin de bildiği gibi inanılmaz oranda arttı. Teknolojinin nimeti olan akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlarla her an her yerden internete açılabilir hale geldik..İş ve okul arkadaşlarımız,sevgilimiz,eşimiz,onların paylaştıkları,yer bildirimleri,fotoğraflar,uygulamalar,multimedya imkanlarıyla oluşturulan etkinlikler ve daha bir sürü şey.. Öyle bir pencere oluştu ki karşımızdaki insanın karakterini gözlerinden oturuşundan kalkışından değerlendirmeye çalışmaktan emekli olduk..Süzgeçimiz karşımızdakinin gittiği etkinlik,bildirdiği yer,eklediği her daim sırıtan fotoğraflar oldu.Kaldı ki bu sosyal medya etiketiyle süslenen bütünlük dünyası -bilgiye ulaştıran yararlı araçları haricinde- ’sanal’ zahiri yani sahte bir dünyadır hakikâtte..- Neyse bu ayrı ve bilâhare yazacağım uzun bir mevzu... Asıl ele almak istediğim konu veya sorun ikili ilişkilerin teknoloji hattındaki boyutu.
Evet sorun dedim neden? İnternetin nimetleri faydasının muazzamlığının yanı sıra ikili ilişkilerde şüphe duymaya sebep olabildiği için manevi facianın eşik kapısı olduğu da bir gerçek.Evet teknoloji sevgilimiz veya eşimiz tarafından kullanıldığında istediğimiz hükmü giydirmek ve yeterince şüphelenmek adına bir kanıt deposuna dönüşüyor.Bazen haklı nedenler bazen de gereksiz hezeyanlar yüzünden son dönemde çiftler kolayca parçalanıyor bu yüzden..Peki nedir bizlere bu mantık dışı mantık ürettiren ? Gerçekten mantıklı mı yoksa hammaddesi gibi sanal mı gözümüzün aklımıza sunduğu ispatlar...
Çoğu kimsenin düşündüğünün aksine ben her şeyin sebebini "güvensizlik" faktörünün üzerine yıkmıyorum...Özellikle haberleşmenin ve önemli konuşmaların zaman zaman bu kanallarla yapılmak durumunda olması da insanlara bu psikolojiyi adapte edebiliyor... Yani kişiler partnerleriyle hangi kanalla sorunlarını çözmek durumunda kaldıysa, o kanal üzerinden edindiğimiz bilgilerle yargılama hakkı elde ettiğini düşünebiliyor.Bundan kaynaklı sorunları aşmak için çiftler ya birbirlerini yıprata yıprata aldırmamayı öğreniyorlar ya da en sonunda yolları ayırıyorlar....
Şayet her ne kadar tüm sorumluluğu üstüne yüklemesem de güvensizliğin payı yok diyemem... Zira az bir güvensizlik dahi karşı tarafın hazımsızlığıyla birleştiği zaman da bu faciaları doğurabiliyor... Örneklendirmek icap ederse son dönemde telefondan hızlı ve internet sayesinde ücretsiz mesajlaşmamızı sağlayan whatsapp uygulamasının sunduğu imkanların yanında yeni bir yargısız yargı infaz metodu olarak kullanılmaya başlandığına dair çevremden çeşitli olaylar,hikâyeler dinlemekteyim.Bilhassa son görülme tarihi özelliği whatsappsever çiftler üzerinde kaos etkisi yaratmakta.Bu durumdan emin olmak için sosyal medya üzerinden bir deneme yaptım ve durumu özetleyen, damara basan bir ileti yazdım ki aldığım reaksiyonlar inanılmazdı... Bir ekrana tüm duygusal yaşamımızı kilitlemiştik ki nasıl geldik o noktaya anlaşılmazdı...
Evet sevgili internet, bazen şüphelendiklerimizin kapılarını aralayan bir ispat kutusu olsa da internet bir sanal dünya ve kişiselleştirilmiş sayfalar asla hiç bir şeyin ispatı değil....Ne yargılama aracı ne karakter analiz aleti... Elbette geçerli olmayacağı durumlar vardır ancak bize hakikâti ne sanal sayfalardaki gülümseyen fotoğraflar anlatır, bir profil yaratmak karakteri tamamlamaktır ne de kendini anlatmaktır. Bize hakikâti ancak hislerimiz anlatır ki onlar asla yanılmaz yanılıyorsa bu kayıp bizi dibe çekmez.. Teknoloji yüzünden beynimizi karanlığa çeken düş haydutlarını ilişkilerimizin üzerine salmaktan vazgeçeceğimiz günlere...
Derin bir nefes alın ve herkesin bir hayatı olduğunu unutmayın, o hayatı sizi aldatmacaya sürükleyenlerin de birgün bunu anlayacağını unutmayın....
Şimdiden iyi pazarlar ve iyi haftalar dilerim mütevazi sitemizin mütevazi okuyucularına.
Ece İslâmoğlu
Dipnot: 9 yaşından bu yana internet kullanan ve teknoloji meraklısı biri olarak yazımın amacı hiçbir internet sitesini yahut uygulamayı karalamaya yönelik değildir yalnızca insan psikolojisini betimlemeye yöneliktir.Yanlış anlaşılmaya mahâl vermemek adına ekliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.