Dedem II.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dedem II.
-Yan dükkânı çekik gözlü hatunlar kiraladılar. Hatunlar bu kadar güzel börek yapmayı nereden öğrenmişler hayret bişey valla. Tuhaf börek, ha bu büyüklükte. Yani neredeyse tepsi kadar. Dün bi oturuşta onbeş tane yedim.
-sen, bi oturuşta onbeş tane börek mi. Ay Memed efendi, tabağına üç pilav tanesiyle iki kurufasülye koyduran sen, onbeş çiğböreği nasıl yedin ? Kimbilir kaç kişiye ikrâm etmişsindir, ben bilmez miyim seni.
-Ben iştahlı biriyim hatun ama yemek yemeye vakit bulamıyorum. Sen şu pazularıma bak da gör bi hele.
-Nerede Mehmed efendi ? Bekle de gözlüklerimi alıp geleyim.
-Kızıyorum sana hatun, çocuğun yanında pazularımı göremiyorsun. Bak torunum, sence bu pazular nasıl görünüyor ?
-korktum pazularından dedeee, dev gibi.
-Sana para lazım mı torunum?
-Memed efendi o çocuk pazudan da, paradan da ne anlar. Parayı bana ver ki işime yarasın.
-Senin gözünde gözlük yok mu hatun dünkü parana bak, kocaman gözükür idare edersin. Hem size yan dükkândaki böreklerden göndericem, yemekde yapmazsın para da lâzım olmaz, olur biter. Kaç tane börek istersiniz söyleyin bakalım.
- yetmiş tane.
-Tamam torunum sana yetmiş börek, sen hatun ?
-ya Memed efendi, böreklerin her biri tepsi büyüklüğünde diyorsun, bu çocuk yetmişin ne olduğundan ne anlar ki. Sakın yetmiş börek yollamaya kalkmaya bak, mahalleye rezil edersin beni.
-Yer yer o çocuk yetmiş börek.
-ya çocuk fındık kadar, yetmiş böreği nasıl yer deli misin sen ? Şaka yapıyorsundur, ben bilirim seni.
-Tamam tamam geç kaldım.
**
Öğle;
-Zil çalıyor kızım açsana kapıyı.
-anne kapıda çekik gözlü bir bey var, seni soruyor.
-Buyrun efendim
-Bu pöreklerimizi Mehmet amica size yolladi.
-hangilerini ?
-Arkamda dizili olan çocukların kucaklarındakileri...
-kardeş, arkanızda yirmi tane çocuk var. Hepsi börek mi taşıyor, bunların hepsi bize mi ?
-He ya, size. Parası ödenmiştir pöreklerinizin korkmayin. Kapinize siraliyip biz kaçtik hemen.
-gülseydin bari. Memed efendi ben seni elime geçirmezsem. Bu kadar börek ne olacak şimdi.
**
Akşam;
-Yediniz mi börekleri, nasıldı ama doğru söyleyin ?
-yedik, hatta birkaç güne kadar Amerika’da bir film de izlenecek. Türk kadınları günde bu kadar çok börek yiyiyorlar. Vah vah vah... Hep senin yüzünden, bizi rezil ettin.
Yapacak birşey yoktu. O büyüklükte ve o kadar çok böreği ev almadı. Ben de ne yaptım ? Bütün mahalleyi topladım.
Semaverlerle çay yaptık. Bardakları da aldık. Sokak lambasının altındaki şu yere büyük bir yaygı serdik.
Meğer geçen gün gelen filmcilerin bir sahneleri istedikleri gibi olmamış. Yeniden çekim yapmaları gerekiyormuş.
Faytonlarına binip geldiler.
O kadar böreği ve hatunu birarada gören filmciler, hemen filme bir konu daha eklediler.
Önce senin yetmiş böreğin ne demek olduğunu bilmeyen cılız torununu böreklerin tamamı ile birlikte filme eklediler, sonra da göbekli Hatice’yi, bitmiş böreklerle beraber filmin sonuna.
-semaverde hiç çay kalmadı mı derken.
Devamı var.
öyküsatıcısı2013Davidoff
YORUMLAR
Anılarınızı okuyunca memleketimin "Anaokullarında" telef olan dedesiz babannesiz annaannesiz çocukları gözümün önüne geliyor.
Akşamları ellerine tutuşturulan pahallı oyuncaklar ile arkadaşlık kurmak zorunda olan ,sığınacak dalı olmayan yavru serçeler gibi oradan oraya sürüklenen çocukların hallerine üzülüyorum.
Ne mutlu dedesi ile yaramazlık yapana...
Ne mutlu "ben dedemle " diyene..
Selam ve saygı benden....
erolabi tarafından 3/4/2013 12:12:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Çocuklar da seçme özgürlüğü içinde, birini beğenmezse diğerini seçip onunla oynama özgürlüğünde.
Ama ya evine bakıcı alıp, dünyanın parasını veren ailelere ne diyelim!!!
O bakıcıların öz geçmişlerini araştırıyorlar mı acaba?
Serçelerini bırakıp, nasıl kapılarını çekip çıkıyorlar hayret...
Bu konuda defalarca filmler izledik ama bir kanun göremedik.
erolabi
Sabah karanlığında sıcacık yatağından kaldırılan dört yaşındaki çocukların servis araçlarında uykulu gözlerle "ana okulu" na gittiklerini üzülerek seyrediyorum yıllardır.
Bir de adı "ana okulu"
Ana yok da sanki "okulu" bakıyor yerine.
bakıcılar konusu dediğin gibi içler acısı...
Eteğinin arkasında gizlenecek bir nine, omuzunda hikaye dinleyecek bir dede..her evin ihtiyacı..
Selam ve saygılarımla...
Sıcacık bir yazı, bizden biri ve bu kalem bizi güzel anlatıyor.
Tebrikler Davidoff
sevgimle
Davidoff
Teşekkür ederim Emine Hanım.
Hep sevdiğim lezzette kalem. Farklı bir yeri ve duruşu var.
Kutluyorum canı gönülden öykücüm...
İyi ki yazıyorsun....
Davidoff
Teşekkür ederim Enginkalem.
Aynur Engindeniz
Üçüncü bölümü de okumalıyım.
Sevgilerimle öykücüm.
:)) ilahi öyküsatıcısı...yazarken güldürmek gerçekten zor..bunu öyle güzel yapıyosun ki şaşırıyorum bazen inan..
nasıl olduysa öykünün ilki gözümden kaçmış,onu da okudum şimdi 3. ye geçeveğim ama gerçekten çok orjinal bir öykü olmuş,demeden geçemeyeceğim..çünkü dede orjinal..
özellikle tak gözlüklerini,kocaman görürsün..o sana kç gün yeter...süperdi ya :)))
tebrikler ve sevgiler..
Davidoff
Bir rahmet okuyun yeter.
küsss
hemen şimdi bir Fatiha'ya açıyorum ellerimi..Allah rahmet eylesin...
bu bir anıysa... torunu kıskandımmmm.... devamını bekliyorummm... sevgiler;)
Davidoff
Dedem yok artık.
Şimdi ben de dedesi olanları kıskanmaya başlasam mı diyorum, sonra da bakıyorum öyle dolu dolu dede-torun ilişkisi yaşamışım ki...
Teşekkürlerimle.
Bu börekler bildiğimiz karbonhidrat küpü böreklerden değil arkadaşlar. Aksine; hafifleten, erinç veren, malzemesini sevgiden alan börekler. Dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz:)
Güleç anlatı için teşekkürler, tebrikler Değerli Davidoff
İlyada odyssiea(N.D) tarafından 3/3/2013 1:20:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Sevgilerimle.
Davidoff
ama trafik sıkıntısından çok dertliymiş de_soulmate
:(
sevgiler benden.
Hem esprili, hem de eli açık bir dede. Torunu 70 dediyse, 60 demeyecek kadar bonkör. Öyle ya bu Mehmet dedenin torunu. İşin içinde inatçılık da var üstelik. Hani insana keşke bu adamın torunu olsam dedirtiyor öykü. Bakalım dedemizin daha ne serüvenleri var. Torunlar belki de yaşlılara yeniden gençliği hatırlatan hayat iksiri ve bu yüzden dedeler ve torunlar harika bir ikili oluyor. Muzip aksilikleri olan Mehmet dedeyi ilgiyle takipteyim.
Teşekkür ve tebriklerimi bıraktım güzel sayfaya.
Saygılarımla.
Davidoff
Onu da ancak yıllar sonra anlayabiliyorsunuz.
Bir de bakıyorsunuz "Dede yok, nine yok."
Sevgiyle.
tebriklşer güzel yazı
bir öncekini kıskandıracak kadar yalnız bu şişko kadınları hoplatır sanırım bide böreklerimize az dokanmasa.........saygımla
Davidoff
Yazdığım yazı kesinlikle kurgu değildir. Hatırladığım ve bana hatırlatılan Dedemdir.
Teşekkür ederim hayşah.