- 937 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
" SABAHIN İLK IŞIKLARI YARATICININ BÜYÜK BİR LÜTFUYDU KARANLIK BİR GECENİN ARKASINDAN ".....NİZAMİ MERT.....
" SABAHIN İLK IŞIKLARI YARATICININ BÜYÜK BİR LÜTFUYDU KARANLIK BİR GECENİN ARKASINDAN "
Yaşamın mutluluğunu heva ve hevesin tatminine kurban edenler yaratıcının nurunun şuasını nasıl fark etsinler ki?. Dünyanın ve içindeki olanların kendisini kurtaracağını sananlar sabah uykularından uyanırken şeytan çarpmış gibi kalkar ve kendi karanlığında Rahmeti Rahmanın ışığını asla farkedemezler.
Halbu ki sabahın ilk ışıkları dünya insanlık ailesi için yaratıcının bir lütfuydu karanlık bir gecenin arkasından...Bunu farkedenlerin dilinde bir dua olarak karşımıza çıkıyordu baktığımızda. Bunun en güzel örneğini dünya insanlık ailesini Karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için seçilmiş Resuller ve elçilerdi. Onların duaları bize Kuranda şu şekliyle duyuruluyordu....
De ki: “Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, her şeye güç yetirensin.” (Al-i İmran Suresi, 26)
Dua etmek, Allah’a ulaşabilmenin bir yoludur ve insanların tamamı duaya muhtaçtır. Bunun en hikmetli örnekleri ise, Kuran’da bildirildiği üzere, tüm peygamberlerin her konuda Allah’a yönelerek O’na dua etmeleridir. Peygamber Efendimiz (sav)’in ve diğer tüm peygamberlerin dualarında, hem Allah’a olan teslimiyetlerini, Allah’ı tek dost ve yardımcı olarak gördüklerini, hem de Rabbimiz’in şanını en güzel isimleri ile yücelttiklerini görmekteyiz.
Seslenmek, çağırmak istemek, yardım talep etmek" anlamlarına gelen dua, Kuran’a göre "kulun bütün benliğiyle Allah’a yönelmesi ve acizliğini kabul ederek yardım dilemesi" şeklinde tanımlanmaktadır. İnsan sonsuz yaşam için hazırlığını bu dünyada tamamlayacak ve hak ettiği yaşam yurduna burdaki kazandıkları ile ulaşacaktır.
Ve de ki: “Rabbim şeytanın kışkırtmalarından Sana sığınırım. Ve onların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim.” (Müminun Suresi, 97-98)
Ve de ki: “Rabbim bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Müminun Suresi, 118)
İnsan için bu körlüğün ve vurdum duymazlığın temelinde şeytanın kışkırtmaları vardır. İnsan bunu fark ettiği anda Rabbine yönelmeli Şeytanın ve insanın kışkırtmalarından Allah’a sığınmalıdır. Dünya hayatı bir oyun eğlence mal ve evlat çoğaltma yarışı ise ki; Allah Kuranda böyle diyor ve asıl olanı açıklıyor" Asıl hayat Ahiret hayatıdır keşke bilselerdi." En önemli hususta budur. Asıl olana sarılmak, Asıl olana kilitlenmek, Gerisi boş ve anlamsızdır. İnsan nankörlüğü ve cahilliği ile Boş olanın peşinde bir ömrü tüketiyor.
Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı. (ANKEBUT/64)
Hiç kuşkusuz dua konusunda en samimi örnekleri peygamberlerin yaşamlarında görmek mümkündür. Rabbimiz’in tüm kutlu elçileri, her şeyin üzerinde hakim olanın yalnızca Allah’ın gücü olduğunu ve kavimlerini Hak yola çağırırken karşılaşabilecekleri zorlukları bilerek hareket etmişler; tebliğ sorumluluğunu tüm zorluklara ve baskılara rağmen eksiksizce yerine getirmişlerdir.
Tüm yaşamları boyunca da Allah’a olan tevekkülleri ile içli, katıksız, yakın ve samimi dualar ederek müminler için duanın en hikmetli örneklerini sergilemişlerdir. Kuran’da peygamberlerin her şartta Allah’a karşı korudukları içli yakınlıklarının müminlere örnek olduğu şöyle bildirilmiştir:
Andolsun sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resulünde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)
Bu gün bırakın bu örnekliği bir çok insan Allah’ı ve Rasulünü sadece başı dara düştüğünde hatırlıyor. Kulaktan duyma hikayelerle avunduktan sonra tekrar eski yaşamına dönerler. Siz onları ne kadar doğru yola çağırsanız da onlar için birdir. Onlar kendi bildikleri yoldan asla dönmezler.
Bu bağlamda Hazreti Nuhun hayatına bakmak belki yüreklerimize biraz su serpecektir. Hazreti nuhta bizim gibi aynı soru ve sorunlardan muzdariptir bu durumunu Rabbimiz bize şu ayetlerle antır...
1- Şüphesiz, Biz Nuh’u; “Kavmini, onlara acı bir azap gelmeden evvel uyar” diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik.
2- O da dedi ki: “Ey Kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım.”
3- “Allah’a kulluk edin, O’ndan korkun ve bana itaat edin.”
4- “Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah’ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız.”
5- Dedi ki: “Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz davet edip-durdum.”
6- “Fakat davet etmem, bir kaçıştan başkasını arttırmadı.”
7- “Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça büyüklük gösterip-direttiler.’
8- “Sonra onları açıktan açığa davet ettim.”
Yıllar boyunca örnek bir kararlılıkla kavmini tevhid dinine çağıran Hz. Nuh’un sabrı, Kuran’da övgü ile bildirilmektedir. Hz. Nuh, kendisine ve yanındaki müminlere düşmanlık gösteren kavmine karşı kararlılıkla mücadele etmiştir. Hz. Nuh’un içinde bulunduğu her türlü durumda Allah’a yönelmesi, O’nun yardımını umarak samimiyetle dua etmesi ise müminler için büyük bir örnektir. Hz. Nuh içinde bulunduğu durumu Allah’a bildirmiş ve şöyle dua etmiştir:
Sonunda Rabbine dua etti: “Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al.” (Kamer Suresi, 10)
Nuh: “Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma.” dedi. “Çünkü Sen onları bırakacak olursan, Senin kullarını şaşırtıp-saptırırlar ve onlar, kötülükte sınırı aşan (facir’den) kafirden başkasını doğurmazlar. (Nuh Suresi, 26-27)
Bu duanın sonunda olan herkesin bildiği üzere olmuş ve yer yüzünde inkarcılardan tek canlı kalmamıştır Bunun içinde Hazreti Nuh’un karısı ve oğluda vardır. Bir peygambere yakışan şu duası ise meşhurdur müminlere örnek olması açısından....
Rabbim, beni, annemi, babamı, mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma.” (Nuh Suresi, 28)
Sabahın ilk ışıklarını görme muradına erenler Böylece Nuhun gemisine binerek sahili selamete ulaşanlardır. Bu gün nuhun gemisi "SEVGİ " HOŞ GÖRÜ " AHDE VEFADIR " Bu üç kavramı yüreğinde hakkıyla taşıyanlar Allah’ın izniyle sahili selamete ulaşacak olanlardır diyorum....Dünya zindanlarının aydınlığa çıkacak kapılarını ancak bu üç güzel kavramla açabilirsiniz. Yoksa mal evlat makam beni kurtarır düşüncesinde olanlar baştan kaybeden isnsanlardır. Bunu rabbim Kitabı mubinde şu ayetleri ile açıklamaktadır....
Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı. (ANKEBUT/64)
Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah’tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. (HADİD/20)
Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah’tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur’ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır. (EN’AM/70)
Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da istemez. (MUHAMMED/36)
İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır. (AL-İ İMRAN/14)
" SABAHIN İLK IŞIKLARI YARATICININ BÜYÜK BİR LÜTFUYDU KARANLIK BİR GECENİN ARKASINDAN "
Bunca telkinin arkasından Hayatına çeki düzen verneyenler yaşam ateşinin kendilerini kucaklamasına baştan razı olanlardır. Bu bağlamda yaşamın dünya yüzünü benimseyenleri yollarından çevirmek mümkün olmayacaktır. Resullerin ve elçilerin Allah’ın ayetlerini ve mucizelerini gözlerine sokarcasına anlatmalarına göstermelerine rağmen inanmayanlar bu günkü koşullarda asla inanmayacaklardır. Ancak Yüreğinde sevgi Dilinde Hoş görü Yaşamında Ahde vefa olanlar hakkın sözlerine kulak verir Onun ismi anıldığında çenelerinin üzerine secdeye kapanırlar.....
De ki: "Siz ister ona inanın, ister inanmayın, O, daha önce kendilerine bilgi verilenlere okunduğu zaman onlar, derhal çeneleri üstüne secdeye kapanırlar."İsra/107..
"Rabbimizin şânı yücedir, gerçekten Rabbimizin sözü mutlaka yerine getirilir!" derler.İsra/108
Ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve Kur’ân onların derin saygısını artırır.İsra/109
İnsan olmak mütevazilikten incelikten ve teslimiyetten geçiyor. Bu gün kendini insan olarak görüp yaratılışı ile alakası olmayanlara duyurulur diyorum.....Bu duygular içinde Yüreğinizden Sevgi Dilinizden hoş görü Yaşamınızdan ahde vefayı eksik etmeyin. Sevginin gücü sizinle ve sevdiklerinizle beraber olsun diyorum sevgi ve dostlukla......Nizami MERT / ADANA...