Dedem
Dedem...
-Bak komser bu gördüğün kadınla çocuk var ya, bu gördüğün benim kızımla torunum.
-ee amca, ne oldu
-Çabuk tutukla şu kadını.
-dur amca dur, ne oluyor ? Ağlamadan anlat.
-Sen önce bi tutukla da ben göreyim, içim rahat etsin. Tak kelepçeyi kollarına şunun. Yaa ne olur tak şu demiri de içim serinlesin evlâdım.
-tamam da bu senin kızın, yani öz kızın değil mi ?
-Ne öz kızım mı ? Allah kuru iftiradan saklasın. Ben daha yolda gelirken evlâtlıktan reddettim onu.
-görüyor musun Mükerrem, bütün gün nelerle uğraşıyoruz. Adam öz kızına kelepçe taktırmaya uğraşıyor. Tövbe yahu, git amca işine. Ne yaptı ki kızın torununa, dövdü mü ne etti ?
-Aspirin içiriyor. Ha böyle eziyor kaşığın içine koyup. Çocuk kaçıyor, o peşinde. Yavrum benim ya, nasıl ağlıyor bi görün.
-ağlamasana bey amca. Doğru düzgün anlat şunu.
-Damat ekmek parası peşinde Ankara’lar da, kızım torunuma aspirin içiriyor. Neymiş efendim, hastaymış. Bırak iyileşir, çocuk içmek istemiyorsa içmesin.
-bayan bir de siz anlatır mısınız şu işi ?
-Komserim, çocuğum çok hastalandı. Doktora götürdük. Bize aspirin verdi. Yutamazsa ezerek verirsin dedi. Kaşığın içinde ezdim. Ne zaman aspirin saati gelse, babamla beraber saklanıyorlar. Elimde kaşıkla bütün evi arıyorum. Bir kere çatıdaki büyük leğenin arkasında buldum. Çocuk o aspirini içmesin diye elinden geleni yapıyor.
Bir keresinde de boğazına hamsinin kılçığı kaçmıştı. Akşam saati bütün mahalleyi ayağa kaldırdı. Neymiş torunu ölebilirmiş. Herkes peşinde, torun omuzunda Daruşafaka Caddesinde konvoy oluşturdu. Millet camlara çıktı. Asker gidiyor sandılar. O ağlıyor, torun ağlıyor. Omuzunda zıplata zıplata gidiyor. Mahalleli de peşinde.
Doktorun evine gittik.
Çocuk öleceğine o kadar inanmış ki, suratından düşen bin parça. Doktor eline bir şeker verdi. Aç bakalım ağzını dedi, bir de baktı ki babamın onu yol boyu zıplatmasından kılçık çoktaaan yutulmuş, gitmiş.
-Şimdi elindeki şekeri yiyebilirsin. Dedi.
Onca mahalleliyi ne yapacaktı peki. Doğru Vefa Bozacısına. Zaten iki adım ilerideydi. İyi olmuştu, öde dedim içimden o kadar insanın parasını da gör bakalım ortalığı ateşe vermek nasıl oluyormuş. Bizim asker konvoyu bu defa bozalarını içip geri döndü.
-amca çekmeceye baktım da hiç kelepçemiz kalmamış. Siz şimdi gidin, eğer bir daha sorun olursa beni ararsın. Tamam mı ?
-Yahu ne biçim karakoldur bu, fazladan bi kelepçesi olmaz mı. Anlamadım gitti.
-bende anlamadım ki amca. Sen git de şöyle iyi bir uyku çek hadi.
Devam edecek.
öyküsatıcısı2013Davidoff
YORUMLAR
yine güzel anlatımdı
kendi çocuklum geld aklıma ne güzeldi o günler
ben dedem baba annem le büyüdüm tüm sevgmi onlardan aldım
sanırım tarh tekerrür ediyor bende torunlarımı büyütüyorum çok güzel bir duygu da
şimdiki çocuklar başka bilgi sayar çocuğu ne masal dinliyor nede sohbet biliyor
ha dedsi ile sohbetleride maç üzerine büyüğüde küçüğüde şte zaman
inşallah takipteyim öykücü sevgimlesin
Ben de bu dedeye benzer babaenne olacam,,
süper babanne..:))
devam maceralarını bekliyoruz..
Davidoff
Gelinini tutuklatan kaynana.!
Yazıyor yazıyor :)
Davidoff
Yandı gülüm keten ayva.
sende zamana uydun davi..... reklamlara çok sık giriyorsun.... oldumu şimdi.... saygılar
Davidoff
Parayı vurmuş o kişilerin bizim reklamlarımıza ne de çok ihtiyaçaları var ya :)
Bizim çocukluğumuzda yiyecek, içeceklerin adı reklamdı.
Mesela İstanbul sınırlarının dışına çıktığınızı tarif etmek için, taa Ö. yoğurtlarının orada derdik. Çünkü hem İstanbul küçüktü, hem de bizim damaklarımız annemizin yaptığı yemeklerden ve o birkaç lezzetten başka bildiği başka şey yoktu.
Şimdiki çocuklar gibi market raflarının önünde seçme şansımızsa hiç yoktu.
Saygımla Komutanım.
Yani ne diyeyim şimdi, torun sevgisi derler ya, bu amca fena cozutuk, ama sevdim amcayı yalan yok :)))
Eğlenceli bir öykü.
Davidoff
Sevgiyle
Ne güzel bir öykü. Devam edecek yazısını okuduğumda çok sevindim. Hem anlatım, hem dede harika doğrusu. Kıskanmamak elde değil. Ne anneanne, ne babaanne, ne de dedelerimle büyümedim, hep ukde kaldı içimde. Ama babamın ilk dede olduğu dönemlere götürdü, yüzüme kocaman bir tebessüm kondurdu yazı. Evet, dedim aynen böyleydi. Hayatta en sevdiğim iki gruptur yaşlılar ve çocuklar. Devamını bekliyorum.
Teşekkür ederim paylaşım için.
Saygılarımla.
süperdi yazınız
insanız endişelerimiz ve kaygılarımız bazen sevdiklerimizin önüne geçiyor..................saygımla
Davidoff
Nasıl Teşekkür etsem.
Saygımla mı ?
hayrettin şahin(haysah)
Benimde dedem vardı;ama beni hiç kucağına almadı ,bu hikayedeki gibi anlar yaşamak isterdim.Yaşananlar yaşayanlara kar kalıyor..kutlarım..selamlar...
Davidoff
Bilir misin, bazen bir kuşu çok seversin ama incinecek diye ödün patlar dokunamazsın.
Bazı insanlar sevgilerini yüreğinden sever, belli etmez. Sen yine de onu sev. Çok sev, çünkü o seni mutlaka sevmiştir.
Davidoff
göremezsekkibritçikızınkibriitindenbirkibrityakarbakarız :)
Ağlamak insani bir vaziyet olduğundan itirafımı onurumu zedelemeden yapıyorum değerli yazar.
Yitirilen duygulardan geriye sadece anılar kaldı.
Babaların annelerin hışımından sığındığımız dede kucakları,anneanne eteklikleri yok artık.
Huzurevlerinde mecburi huzura kapatılmış dedeler babaanneler görünce yüreğim acıyor.
Evladın yeri başka fakat torun bambaşka diyen yeni deede olan bir ağabeyim aklıma geldi.
Bu ne güzel bir bahçedir ki güller karanfillerle muhabbet eder.
Lâleler anılarını anlatır hanımellerine.
Küçüle küçüle bir çocuk,işten eve yorgun dönmüş ,haberleri seyreden bir baba,evi temizlemekten ,yemek yapmaktan,dizi seyretmekten bitap düşmüş anne;al sana mutlu bir modern aile...
Kucaklarında masllar dinediğimiz,her beş saniyede bir "Bu ne?" sorularıyla çenesinden tutup yüzümüze çevirdiğimiz yaşlı yüzler nerde?
Bir değil iki kordela asıyorum bu anıya..
Kıskanmadım da değil hani...
Tebrik ve saygıyı ne çok hakkettiniz.
Selam ve muhabbetle değerli Davidoff..