- 671 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAHİLDE AKŞAM
Çocuk ağlıyordu.
Anne gülüyordu.
Gençler, sarmaş dolaş yürüyorlardı.
Sahil alabildiğine kalabalıktı.İnsanlar, Nasrettin Hoca’nın dediği gibi hiç işi gücü yok,hepsi sahile koşmuş,tıklım tıklım doldurmuştu.Simitçi,börekçi,keten helvacı,sucu aklına ne gelirse vardı. Ben en çok mısırcıları seviyordum. Neden derseniz? Sebebi var…Mısırlar hem suda,hem ateşte pişiyordu. Bense ikisini de severek yiyordum. Onun için!
Suya çekinerek girdim. Biraz da ürperiyordum. İlk girişte herkese böyle olmaz mı? Olur.
Biraz yüzdüm.Biraz yürüdüm. O kadar kalabalığa rağmen, su temizdi. Pırıl pırıl olmasa da yosun yoktu.Çöpler ve poşetler her yeri doldurmamıştı. Yine de temiz bir yer aradım,buldum.Kumlara uzandım.Denizdeki tekneleri,suda yüzenleri ve kenarda benim gibi güneşlenenleri seyre daldım.
Düşücelerim beni taa yıllar öncesine götürdü.Daha gençtim.Yanım da akrabalardan biri vardı. İstanbul’a gezmeye gelmiştim. Yanımda ki ;
---Abi dedi, yarın Kilyos’a gideceğiz ona göre..
---Tamam, dedim.Gidelim.
Sabah kahvaltımızı yaptık.Deniz de giyeceklerimizi aldık,yola çıktık.Sarıyer’den minübüslere bindik Kilyosa vardık.Güzel bir kumsal.Tertemiz bir sahil,fazla kalabalık olmayan insanlar.Bizim Anadolu’da bir adet vardır,yaraların iyileşmesi için deniz suyu içmiş insanlara tükürtürler.Adettendir.Çocukken sorar, bir türlü bunun cevabını alamazdım.Sonraları gördüm ki, deniz ve ağaç Türk Kültüründe kutsalmış,onun için denize ve ağaca saygı duyarlarmış. Ağaçlara bez bağlamak, deniz suyu içenlere,
yaralara tükürtmek bu gelenek ve göreneklerdenmiş. Mayolarımızı giydik atladık denize…Yüz babam yüz.Güneşlen babam güneşlen. Akşamı ettik. Akşam eve döndük ama her yerimiz yanıyor.Krem yok,merhem yok.Sabahı acılar için de getirdim.Yanımda ki de aynı.Hadi ben deniz görmedim?..Deniz de yıkanmadım?..Yanımda ki de bilmiyor.
Vay gele halimize..Tam bir hafta her yanım yandı. O günden sonra ben denize hiçbir zaman yarım saatten fazla girmedim,girmem de!..
Dalmışım.Karşımda ki ormana baktım.Sahilin kenarları meşe ağaçları ile kaplıydı.Kuşlar sürülerle uçuyordu. Gezi teknesi düdüğünü çalarak dönüyordu.İnsanlar,çıkmak için duşlarını alıyordu.İstemiyerek kalktım.Son kez denize girdim.Yıkandım.Duşa döndüm.Sıra bekledim.Duşumu aldıktan sonra elbiselerimi giydim.Çantamı aldım,pansiyona doğru yola çıktım.
Sahil de akşam olmak üzereydi.Davudi bir kızıllık her yeri kaplamıştı.Yanımdan bir aile geçti.
Güle oynaya gidiyorlardı.İki genç şen şakrak konuşuyorlardı.Herkes telaşsızdı.Gayet sakin bir şekilde yürüyordu. Arkamdan bir el dokundu.
---Merhaba Abii,dedi.
Şaştım kaldım.
----Sen, dedim…Hayırdır?..Bura da ne yapıyorsun?
---Hiç,dedi.Öylesine geldim. Seni gördüm.Bir saattır,giyinmeni bekliyorum.
---Allah,Allah,dedim. Az önce ben de seni düşündüm.
---Düşünme…Bu gün de akşam oldu.Gidelim artık.
Birlikte yürümeye başladık.Düşüncelerim yine yıllar öncesine gitti.Sessiz ve sakin yürüyorduk.
Kemal DOĞANAY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.