- 454 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
VEDA YEMEĞİ
Her babanın çocuklarına bırakacağı miras önemlidir.Biliyorsunuz en çok kavgalar, miras anlaşmazlığı yüzünden çıkar. Benim çocuklarıma bırakacağım,kitaplarım ve kalemim olacaktı..Olmadı…Çünkü kitaplarımı bir okula bağışladım. Geriye kalemim kalmıştı.Bilgisayar Çağın da kalem de para etmez oldu.
Ben köy çocuğuyum.Babamdan bize birkaç dönüm bağ,bahçe ve tarla kaldı. Onu da hiç birimiz almadan en küçük kardeşimize bıraktık.Gerçi o da pak köyde kalıcı değil ama şimdilik babam sağ olduğu sürece mecburen kalacak.Neden derseniz? Onun da çocukları okuyup gitti.Geri dönecek değiller.Benim hala çocuklarıma bırakacak beş yürom var. Hem de Avrupa Birliği’nin ilk bastığı orijinal örnek paralarından.
Sene 1993…Almanya’ya Türkçe ve Türk Kültürü Dersleri Öğretmeni olarak gittim.Hemde on ikinci sıradan.Giden arkadaşlar bilirler öyle kolay yurt dışı sınavları kazanılmıyor.Beş yıllığına gittik ama ben dört yıl sonra geri dönmek mecburiyetin de kaldım.1997’de geri dönmeye karar verdim.Dört yıl içinde çok başarılı çalışmalara imza attık.İki dergi de biri baş yazarlık olmak üzere sürekli yazdım.Zaman zaman konsolosluk yetkililerinden azar ve tehditte görsekte eyvallah etmedik.Çünkü vatanımız,milletimiz,bayrağımız ve dini inançlarımızı üstün tutarak ve bunların sevgisiyle yazdık.Kimse bir şey yapamadı.Ayrıca arkamızda güçlü bir eğitim ataşemiz vardı.Elbette sağolsun onun desteği de sonsuz güç oldu.Yıl sonu geldi.Dönecek arkadaşlar için her sene eğitim ataşeliği bir eğlence düzenler.Dönecek olanlara çeşitli hediyeler sunulur.Şimdi diyecek siniz ki;” Bu hediyeni sana konsolosluk verdi?” Kesinlikle benim hediyemi ataşelik vermedi.Hiç tanımadığım bir bayan verdi.
Eğlencedeyiz.Kırka yakın arkadaş büyük bir masanın etrafında oturuyoruz.Güzel,şık giyimli bir bayan bizim oturduğumuz masaya yaklaştı.”Kemal Doğanay’ı arıyorum.Hanginiz acaba?” Bütün gözler bir anda bana çevrildi.Ben de gayri ihtiyari elimde olmadan ayağa kalktım.”Buyrun Hanımefendi.Kemal Doğanay benim.”Dedim.Yanıma geldi.Kucakladı.”Tebrik ederim hocam.Dört yıldır yazılarınızı okuyordum.Duydum ki,geri dönüyor muşsunsuz.” “Evet,dedim.Kısmet olursa artık dönüyorum.Darısı hasretlik çekenlere!””Yani bizlere,dedi.”Yine evet dedim.” “Sağol diye karşılık verdi.”
Buyur ettim.Altımdaki sandalyeyi verdim.Bir arkadaş “Sen misafirsin,dedi.”Sandelye getirdi.Oturduk.Arkadaşlar eğlenirken biz uzun uzun dertleştik.Sonra bana;”Azımızı çoğa say..Sana özel olarak yeni basılan beş yüro getirdim.Yaptığın çalışmalar ve yazdığın kıymetli yazıların için bunu lütfen kabul et,dedi.Teşekkür ettim.Daha çok şeyler söyleyecektim ama kelimeler boğazıma düğümlendi.Gözlerim doldu.İçimden bir ses,”Hayret diyordu…Demek ki,dört yıldır boşuna yazmamışız.Bizi de takip eden insanlar varmış.” Hele bunların bayanlar olması ayrı bir güzellikti.Vedalaştık.Ayrılırken ,”Unutma dedi,bu para Avrupa Birliğinin ortak parası.İlerde ilk olduğu için değerli olacak.Çocuklarına miras bıraka bilirsin!”
İşte benim çocuklarıma bırakacağım miras bu para olacak.
Veda yemeğinden bana kalan son hatıra!
Kemal DOĞANAY
[