- 954 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Din, Dil, Irk, İdeoloji
Din, Dil, Irk, İdeoloji
Bu kavramlar yeterince bilinmeden bu kavramların kavgasını yapmak abes değil mi? Yoksa bu kavramlar üzerinden başka amaçlar, etnik ayrımcılık mı güdülüyor?
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük;
Din: 1. isim, din b. (***) Tanrı’ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet. 2. din b. (***) Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen. 3. İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült.
Dil: 1. isim İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban. 2. Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi.
Yazı: 1. isim Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi.
Irk: 1. isim Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu. 2. Soy.
Soy:1. isim Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale.
İdeoloji: isim Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü.
Şimdi konuya girebilirim.
Din;
Kendini din üzerinden tanımlamayan özgür toplumlarda “Din” konusunda baskı yapılmaz! Dini bireysel olarak değil de toplumsal olarak yaşamak ve diğer insanlara kendi dinsel çağrılarını istem dışı dinletmek, dinsel tavırlarını toplumda sembol ve propaganda amaçlı göstermek isteyenlerin bu istekleri sınırlanmış! Diğer insanların özgür alanına girenler sınırlanmış! Dini esasların geçerli olduğu toplumlara bakın; başka dinlerin çağrılarını açıktan yapmasına müsaade ederler mi? Başka dinde olanların dinsel tavırlarını toplum içersinde propaganda veya simge olarak açıktan göstermesine müsaade ederler mi? Hatta kendi dindaşlarının farklı tavırlarını bile cezalandırırlar!
Dil;
Hiçbir toplum insanın ana dilini özel alanında konuşmasına karışamaz. Karışmamış zaten! Her toplumun geneli için geçerli olan bir veya birden fazla dili vardır! O toplumda yaşayanların bu dillerden biriyle anlaşması doğaldır. İlla başka dil kullanacak olanlar tercüman ile meramını anlatabilir! Bir toplumda dil veya diller kullanıma, kullanıcılara göre oluşur! Çok kullanılanlar resmi dil olmuş. Birden fazla dil resmi dil olabilir elbet! Az kullanılan bir dili o topluma dayatmak, bir insanın ana dilini özelinde konuşmasını yasaklamakla aynı derecede hayadır. Az konuşulan bir dili neden öğrenmeye mecbur olsun ki insanlar!
Yazı konusunda da şunu söylerim; dilin sembollerle ifadesi. Bu anlamda dil yazıdan önemlidir. Çünkü yazı dil içindir, dil yazı için değildir. Bakınız; manasını bilmeden yüzünden okumak dil öğrenmek değildir! Hala kuranı yüzünden manasını bilmeden okumayı bilme durumunu dil öğrendim sananlar var! Yani yazı değişince dil değişmiyor. Dilin yazıya çevrilmesindeki semboller değişiyor! Yani yazı değişmezden önce dil ne ise yazı değişince de o idi. Eski harflerle yazılan Arapça dil değildi, Türkçe kelimeler Arap harfleriyle yazılıyordu, Latin alfabesine geçildi. Yeni yazıyla okuma, yazma öğrenenlerin sayısı eskisini çok çabuk geçti bu göz ardı edilir! Şu ayrıntı var; birileri kenarda, köşede mabetlerde kuranı yüzünden okumayı öğretiyordu. Bunu öğrenen kişiler sanmayın ki bir mektubu okuyabiliyordu! Sadece harfleri tanıyabilir manayı bilmezdi. Manasını ezber edenler bilir elbet. Daha ileri bilenler medreselerde vardı, o durumu da göz ardı etmiyorum.
Irk;
Tarihsel süreçte ırklar öylesine birbirine karışmış ki. Savaşlar, işgaller, soy kırımlar, göçler, toplumlar arası kaynaşmalar yüzünden safi ırk iddiası askıda kalır! Bu zamanda kimse ırkını gerçek manada bilemez! Bu nedenle ırk üzerinden yapılan tüm değerlendirmeler ortada kalır! İnsan hangi ırktan olduğunu bir önceki nesilden öğrendiği kadar kabullenir ve buna da hakkı vardır. Soy ise ırkın bir alt sistemi gibi. Yani aynı ırktan olup farklı sülalelerden kendini ifade edenler çoktur. Irk ve soy konusunda da kim kendini nasıl görüyor ise o ırk ve soya sahiplenebilir! Miras açısından ise o kadar kolay olmaz bu sahiplenme! Nüfus kayıtları devreye girer! Yani bir babanın iki evladı olsa biri kendi soyundan olsa fakat kayda geçmemiş olsa; diğeri hakikatte kendi kanından olmasa ama kayda geçmiş olsa. Hakikatte kendi soyundan olan miras alamaz, kendi soyundan olmayan, kayıtlı olan alır! Günümüzde DNA testi var onu unutmayalım.
İdeoloji;
Günümüzde eski ideolojiler tesirini yitirdi. Özellikle Faşizm ve Komünizm tesirini yitirdi. Kapitalizm dayanıyor…
Bakınız bu ideolojilerin hepsini kuşatan bir ideoloji yaratıldı; din, dil, ırk, ve köhnemiş ideolojileri kapsayan, hepsini yerli yerinde kullanan; hedef toplumların meyillerine göre bunları farklı kullanan bir ideoloji kendiliğinden çıktı. Adına ne derseniz deyin; küresel sermaye bu ideolojinin şekillenmesine sebep oldu. Tüm bu din, dil, ırk, ideolojiler küresel sermayeye uygun bir kıvamda uygun toplumlara veriliyor ve denge sağlanmaya çalışılıyor! Bu denge, küresel sermayenin en sağlam duracağı bir durumdur!
Son tahlilde; din, dil, ırk, ideoloji alanında yapılan tüm tartışmalar ve kavgalar batıldır! Hiçbir yarar sağlamaz, sağlamayacak! Küresel sermaye, duruma göre bunların sempatizanlarını destekleyecek ve istediği sonucu da alacaktır. Boş hayallerle kendi toplumlarını esarete süren Diktatörlerin geride bıraktıkları hazin tablo ortada iken hangi akılla bu kavramlar üzerinden yurttaşını, kapı komşusunu, hemşerisini sırf tercihinden aşağılar bazı insanlar! Buna Allah razı olur mu? Olmaz…
Selametle;
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Ahmet bey selam. Yazının sonunda belirttiğiniz gibi küresel sermayenin borusu ötmektedir zamanımızda. Dil,din ve ırka ilişkin çıkarılan kavgalar batıldır. Ve küresel sermaye için de bu iş biçilmiş kaftandır. Sempatizanları bulur ve destekler. Neticede o ülkenin insanları arasında ikilik çıkar, çekişme başlar. Bu da uygar bir ulusun yerinde saymasını bırak, geriye gitmesine neden olur.Akıllı olmak için de iyi bir eğitim ve öğretime gereksinim vardır.Ülkenin her yöresinde bu iş sağlanabilseydi kolay kolay çalkantı olmaz, toplum huzur içinde bir yaşam sürerdi.Yazınızın ana fikri anlaşılmıştır.Teşekkürlerimi iletiyorum. Hoşça kalın...Selam ve saygılarımla....
Ahmet Bektaş
Değerli Ahmet beyim selam ! Savaşsız bir dünya göremeyecek miyiz.? Herkes varlığını devam ettirebilmek için mi savaşım veriyor? Belgeselleri seyrediyor musunuz ? Güçlü olan ayakta kalabiliyor. Bufaloların bir daire yaparak kendilerini koruması çok hoşuma gidiyor. Ama etoburunda neticede bir hayvan yemesi lazım. Ne yapsın zavallı ? Yaradan'a mı atsın suçu?Kendinize iyi bakın. Saygılarımla....
aydini tarafından 2/27/2013 9:49:01 AM zamanında düzenlenmiştir.