- 1257 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aşka Dair Fuzuli Demeçler
‘ Bu gece gel de iki kalemin belini kıralım dediğim günden beri belini doğrultamadı kalemim. Ne bedduası bir söz etmişim… ‘
Aşkın abecesine o biçim abanmak vardı ya şimdi abes kaçar geceme. Ablukaya alınmış onca yürek tanıdım ben, ne savaşlar vermiş aşk için bir dirhem göz bebeğine… Açık elli iklimlerin sert geçen kısımlarına denk geldim ben, sevdaya dair kimsesizliklerimde. Onca acının içinde gözyaşına pahalı bir adisyon kestim ki ödeyemeyesin değerimi diye.
Aşka değer biçilmesini de kendimde gördüm bak sayende, ne aheste bir salgınmış bu, ince hastalıktan beter. Yürek aksak oldu mu bir kere, tökezler her sevgide, sence de abartıyor muyum bazen illegal deyimlerin anlamlarını yozlaştırırken dilimizde?
Sesin çıksın biraz gecemde, iki kalemin belini kırmaktan anladığın akım, terk etmek olmasın. Alavere yaptığımız her bir sevgi bir gün gelir vurur sol kapakçığın şakağından anlayamazsın. Onun yüreğinde sol kulakçıkta yer alıyorsundur, yalnız sağ kulakçıkla ilan-ı aşk yaptıramazsın.
Boş konuşmuşun boş vakti diye bir deyim katayım dedim kendi lügatıma. Onca işlevini yitirmiş aşk sözcüklerinin içinde salça olmaktansa, bir buçuk imge gönder usta bana, yalansız olsun diyebilmeliyim hayata.
Sözün kısası, kısasa kısas aşk denen düzen. Militan bir yapın olmalı, ya da gerilla taktiği; vurup kaçmalısın. Sen üç kuruşluk aşkların beş kuruşluk sığınağısın.
‘’ Düzeni bozulan sistemin, fonksiyonel bir özelliği kalmamıştır. Nasıl seviyorum dersin, yalama olmuşken sevda ağzında… ‘’
Serdar Ünal